Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2736 E. 2024/104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında, davalı kadından kaynaklanan ve evlilik birliğini temelden sarsan bir geçimsizlik olup olmadığı ve davanın kabul şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı kadına ispat edilmiş bir kusur yüklenemeyeceği, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/237 E., 2023/197 K.

DAVA TARİHİ : 17.06.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/868 E., 2022/950 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak açıklanan eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Ordu 1. Aile Mahkemesi'ne davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, 6 yıldır ayrı yaşadıklarını, bir araya gelmediklerini, davalının kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi 11.11.2021 tarihinde kadına bizzat tebliğ edilmiş, kadının süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 23.06.2022 tarih ve 2021/417 Esas, 2022/528 Karar sayılı kararı ile tanıklar tarafların davanın dilekçesinde belirttiği şekilde ayrı yaşadıklarını, erkeğin Almanya'ya gittiğini, kadının kanser hastalığına düştüğünü, tarafların bir araya gelemeyeceklerini yeminli ifadeleriyle belirttiklerini, evlilik birliği bir daha kurulmayacağı ve bozulduğuna dair Mahkemece kanaat hasıl olduğunu, kadın sadece boşanmak istediği, maddî ve manevî tazminat ile nafaka talebinin bulunmadığı, taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek kararın tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 29.09.2022tarih ve2022/1701 Esas, 2022/1713 Karar sayılı kararı ile davalıya dava dilekçesi, ön inceleme duruşmasına davetiye, tebligatın bizzat yapıldığı, davalı duruşmaya katılmadığı, birinci tahkikat duruşmasında davacının 2 tanığı dinlendi ve esastan boşanma kararı verildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından sözlü yargılamanın tebliğ edilmemesinde bir hata olmayıp davalının savunma hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceği; Mahkeme gerekçeli kararında evlilik birliğinin temelden sarsıldığını belirtildiği, davalı kadının hangi kusurlu davranışı ile sarsıldığı açıklanmadığı gibi hangi eşin daha kusurlu olduğu tarafların kusur derecelerinin belirlenmediği, evliliği temelden sarsan kusurlu vakıaların nelerden ibaret olduğu tespit edilmeden soyut sebeplerle temelden sarsıldığı sonucuna gidilmesi hatalı olduğu; davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı olmadığı, dayanılan vakıanın da dava dilekçesinde gösterilmediğine dikkat edilmediği, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilemeyeceği, kararın gerekçesiz olması, kısa karar gerekçeli karar çelişkisi, gerekçe ile hüküm çelişkisi, hükmün fıkralarının kendi içerisinde çelişkili olması kamu düzenine ilişkin bir aykırılık olup mutlak bir istinaf sebebi olarak kabul edilmesi ve delillerin hiç değerlendirilmemiş olduğu derecesinde yargılama işlemleri eksik bırakıldığının kabulü gerektiği; Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacıya dayandığı boşanma sebebinin 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası mı yoksa 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ya da ikinci maddesi mi olduğu konusunda açıklama yaptırılması, taraflar arasında görülerek red ile sonuçlandığı ve tarafların o davadan sonra bir arada yaşamadığı beyan edildiğine göre Ordu 1. Aile mahkemesinin dava dosyası getirtilmeli ve tüm dosyalar birlikte değerlendirilerek erkeğin boşanma davası hakkında yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra açıklanan ilkeler çerçevesinde yeniden hüküm oluşturma gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gönderme kararı sonrasında davacı vekilinin beyanı ile davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci maddesine dayalı olarak açıldığı; dava dilekçesinde dayanılan vakıalardan taraflar arasında 6 yıldır ayrı yaşadıkları, bir araya gelmedikleri, aralarında saygı ve sevginin bittiği vakaları ispatlandığı; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasının kusura dayalı boşanma sebebini düzenlediği; ikinci fıkrasının ise kusursuz boşanma davasını düzenlediği, belirtilen madde içeriği incelendiğinde evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış ise boşanmaya karar verilebileceğinin düzenlendiği, bu hükmün uygulanabilmesi için aynı zamanda kusuru az olan tarafın itirazı ve bu itirazla birlikte hakkın kötüye kullanımı şeklinde bir itiraz olması gerektiğinin anlaşıldığı, bu durumda taraflar 6 yıldır ayrı oldukları, ortak çocuğun anne yanında olduğu, tanık anlatımlarından da anlaşılacağı üzere her iki tarafından kendisine ait hayat düzenlerinin olduğu, farklı şehirlerde yaşadıkları, evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuk yönüyle de korunmaya değer bir yarar kalmadığı; kadının gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmayacak düzeyde olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kime ne kusur yüklediğinin belli olmadığını, kadının bir kusurunun ispatlanmadığını, nafaka miktarlarının da düşük olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dinlenen iki tanığının beyanlarından kadına herhangi bir kusur yüklenmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların 6 yıldır ayrı yaşadıkları, bir araya gelmedikleri, aralarında sevgi ve saygının bittiği hususunun vakıa olarak değerlendirilmesinin kadına kusur yüklenmesi değil durum tespitinden ibaret olduğunu, kadının hangi kusurlu davranışının evliliği bu duruma getirdiği açıklanamadığı, tanık beyanları ile de kadına kusurlu davranış yükleme imkanı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının itirazının hakkın kötüye kullanılması şeklinde açıklamasının da doğru olmayıp 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca boşanma hükmü kurulabilmesi için davalıya mutlaka bir kusurun yüklenmesi şart olduğu, dosya kapsamından kadının ispat edilmiş kusurlu davranışının bulunmadığı, açılan davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, çocuk yararına aylık 600,00 TL ve kadın yararına 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi değerlendirmesinin hatalı olduğunu, tarafların 6 yıldır farklı şehirlerde yaşadıkları ve bunun kadından kaynaklı olduğunun ispatlandığını, kadının birlikte yaşama yükümlülüğünden kaçındığının sabit olduğunu, kadının da boşanmak istediğini belirttiğini, dosyanın yeterince incelenmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi,369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.