Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2738 E. 2023/5883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminat miktarı ve kişisel ilişki düzenlemesinin doğru olup olmadığı hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1394 E., 2023/15 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/66 E., 2021/755 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin telefonunu sürekli eşinden sakladığını, şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, eşini sürekli kovduğunu, küçük şeylerden kavga çıkardığını, tartışmalardan sonra ayrı yattığını, ihtiyaçları karşılamadığını, az miktarda verdiği harçlığın hesabını sorduğunu, bayram günü kavga çıkarıp fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğu kucağına alıp kadına vermediğini, kadının annesine de şiddet uyguladığını, evin kilidini değiştirdiğini, tatil zamanlarını ailesi ile geçirmeye zorladığını, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, evi kadının izni olmadan boşalttığını ve düğünde takılan ziynet eşyalarının erkekte olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının ev işlerini yapmadığını, sürekli ailesine gittiğini, annesinin çocuğun doğumu sonrası ortak konutta kalmaya başladığını, ailenin erkekten maddî taleplerde bulunduklarını, erkeğin hastalığında destek olmadığını, bayram günü kavga çıkararak erkeğe saldırdıklarını, tehdit ve hakaret ettiğini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ve erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ailesinin evliliğe müdahalelerine sessiz kalan, ev işlerini yapmayan, kavga sırasında eşine bıçak çeken, saldıran ve darp eden kadının az, eşine fiziksel şiddet uygulayan, ortak konutu eşinin rızasını almadan belirleyen, ortak konutu eşinden habersiz boşaltan, ailesinin müdahalelerine sessiz kalan, evin anahtarlarını eşine vermeyen ve eşinden habersiz değiştiren, eşini evden kovan, anneye muhtaç ortak çocuğu tutarak kadına vermeyen ve çocuğun hayatını riske atan erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Ahmet'in velâyetinin anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan üçüncü günü 18.00'e kadar ve her yıl temmuz ayının birinci günü saat 10.00'dan on beşinci günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına; yargılama sürecinde baba ile çocuk arasında tedbiren her ayın birinci ve üçüncü pazar günü saat 10.00'dan saat 19.00'a kadar ve dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan saat 19.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve ziynet alacağı davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının kanun yollarına başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurları yanında başka kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve kişisel ilişki hükmünün çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 324 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.