Logo

2. Hukuk Dairesi2023/273 E. 2023/1576 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının gerekli şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının çalışmaya başladığına dair dosyada çelişkili bilgiler bulunduğu ve kadının sosyal ve ekonomik durumunun tam olarak tespit edilmeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin eksik incelemeye dayandığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2163 E., 2022/2191 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 05.02.2021-29.04.2021-11.06.2021

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/89 E., 2022/434 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadının bağımsız nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının tedbir nafakası ve boşanma davasının kabulüne, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının da kabulüne ve kadının nafaka ve tazminat miktarlarının arttırılmasına, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre kadının tedbir nafakası davası yönünden kısmen kabul edilen ve erkek tarafından temyize konu edilen nafakanın yıllık toplam miktarı 10.200,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; erkeğin, kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Tarafların karşılıklı boşanma davaları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılından beri evli olduklarını, erkeğin iş için Irak'a gitmesi üzerine uzun süredir ayrı yaşadıklarını, davalının Irak'ta, ... Dış Ticaret Ltd.Şti.'de çalıştığını, bu şirketten aylık yaklaşık olarak 5.000,00 dolar maaş aldığını, Irak'a gittiğinden beri 2-3 yılda bir evine döndüğünü, ailesi ile ilgilenmediğini, eşinin ve çocuğunun geçimini sağlamadığını, ailesine herhangi bir maddî yardımda bulunmadığını iddia ederek kadın için 1.500,00 TL tedbir, müşterek çocuk Berra için 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya karşı dava dilekçesinde; birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkeğe dava dilekçesi 24.02.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı yasal süresi geçtikten sonra 19.03.2021 tarihinde cevap dilekçesi sunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sorumluluklarını yerine getirmediğini, zor zamanlarında yanında olmak yerine olumsuz davranışlar sergilediğini, hakaret ve beddualarda bulunduğunu belirterek asıl davanın reddi ile kendi davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına adına tescilli taşınmazın satılmasını istemesi sebebi ile baskı yaptığını, evi vermezsen seni boşarım dediğini, müşterek haneye gelmediğini, sinkaflı hakaretler ettiğini, geçimsizliğe sebep olacak şekilde alkol kullandığını, ailesinin iaşesi ile ilgilenmediğini belirterek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının erkeğe sen adam mısın, erkek misin, köprü altında git borcunu öde şeklinde söylediği sözlerin, erkeğin müşterek konutun devredilmesi yönünde yaptığı baskılara tepki olarak söylediği, bu nedenle bu eylemin kadına kusur olarak yüklenmediği belirtilerek kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile yargılamada kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, erkeğin açtığı birleşen davanın reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek, lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarna yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, tarafların ayrı yaşamasının tek sebebinin erkeğin işi olduğunu, kadının erkeği eve almamak için çeşitli bahaneler uydurduğunu, borçları nedeniyle satın aldığı evi borçlarını ödemek amacıyla sattığını, zor zamanlarında eşinin desteğini görmediğini, kadının hakaret ve beddua ettiğini, bu hususun kadına kusur olarak yüklenmediğini belirterek kadının kabul edilen asıl ve karşı davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen birleşen davasına yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının erkeğe hitaben sen adam mısın, erkek misin, köprü altına git borcunu öde şeklindeki hakaretinin ağır olduğu ve tepkisel davranış olarak kabul edilemeyeceği belirtilerek kadının erkeğe hakaret etmesi nedeniyle hafif kusurlu, erkeğin ise İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlar dolayısıyla ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla kadın da kusurlu olduğundan erkeğin birleşen boşanma davasının reddedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kabul edilen karşı boşanma davası, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen kendi tazminat taleplerine yönelik istinaf başvuru talebi ile kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, erkeğin; kusur tespiti, reddedilen birleşen boşanma davasına yönelik istinaf başvuru talebi ile kadının; lehine hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; İlk Derece Mahkemesinin kusur gerekçesinin açıklandığı üzere erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu şeklinde değiştirilmesine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk yararına dava tarihinden başlamak üzere aylık 350,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat ve nafakaların yetersiz olduğunu, kadının herhangi bir kusurunun olmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin yaklaşık aylık 2020-2021 yıllarında 10-15 bin TL ortalama gelirinin olduğunu nafaka miktarlarına talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, tarafların ekonomik durumu ve kusur durumu dikkate alındığında tazminatların az olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, boşanma davasında nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının asıl davası olan tedbir nafakası davasının kabulünün hatalı olduğunu, ayrı yaşama olgusunun ispat edilemediğini, erkeğin ekonomik durumunun göz önünde bulundurulmadan karar verildiğini, kadının iddia ettiği miktarda geliri bulunmadığını, işten çıkartıldığını, herhangi bir geliri bulunmadığını, yüksek miktarda borcu bulunduğunu, alkol bağımlısı olmadığını, alkol kullanmanın tek başına boşanma sebebi sayılmadığını, her zaman çocuğuna karşı ilgili bir baba olduğunu, erkeğin borçlanmasının ve borçlarını ödeyememesi nedeni ile çalışarak satın aldığı ancak kadın üzerine tapuda kaydedilen konutun satılarak bu borçların ödemek istenmesinin erkeğe kusur olarak izafe edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari hayatın olağan akışı içerisinde borçlandığını, kadının sigortalı bir işte çalıştığını, boşanmanın gerçekleşmesi nedeni ile yoksulluğa düşmeyeceğini, kadının erkek hakkında çeşitli iftiralarda bulunduğunu ancak Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını belirterek kadının asıl ve karşı davasının ve ferilerinin kabulü, kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davalı erkek vekilinin istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, bu karar davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle hüküm verilmişse de; dosyanın tetkikinde, kadın hakkında 09.02.2021 tarihli kolluk araştırmasıyla kadının ev hanımı olduğu, geçimini ailesinin yardımıyla sağladığı tespit edilmiş, dosyada mevcut 11.11.2022 tarihli SGK sorgulamasında ise kadının Organize Sanayi Bölgesinde çalıştığı belirtilmiş, davacı-davalı kadın tanıklarının beyanlarında da kadının çalışmaya başladığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bilgi ve beyanların tutarlı olmadığı gibi kadının sosyal ve ekonomik durumunu tespiti için de yeterli olmadığı görülmektedir. Bu durumda kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı ve kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı-Davacı Erkeğin Tedbir Nafakası Alacağı Davasına Yönelik Temyizi Yönünden

Davalı-Davacı Erkeğin Tedbir Nafakası Alacağı Davasına Yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Tarafların Karşılıklı Boşanma Davalarına Yönelik Temyizi Yönünden

1. Yukarıda (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalı-davacı erkek lehine yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Hilal'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Kürşat'a geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.