"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/234 E., 2023/237 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/952 E., 2022/945 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkilinin çocuklarına hem annelik hem babalık yaptığını, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi çocukların okul masraflarını dahi karşılamadığını, davalının kumar ve at yarışı oynadığını, alkol bağımlısı olduğunu, eve geç saatlerde geldiğini ve müvekkiline ve ortak çocuklarına kötü davranıp eşyaları kırdığını ve hakaret ettiğini, müvekkili hastalandığında ilgilenmediğini, davalının bıçak ile müvekkilini ve oğlunu kovaladığını, müvekkiline fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, davalının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocukl lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için genelde yurtdışında çalıştığını, gelirini ailesine gönderdiğini, müvekkilinin ara sıra alkol kullandığını ve bağımlı olmadığını, evliliğin ilk yıllarında ve köyde yaşadıkları dönemde köy kahvehanesinde küçük müktar para karşılığı okey oynadığını, kumar oynamadığını, davacının müvekkili yurtdışından geldiğinde "Yalı kazığı geli" şeklinde söylediğini, müvekkilinin evi terk etmesini istemesi üzerine müvekkkilinin ayrılmak zorunda kaldığını, "Seni boşayıp başka erkekle evleneceğim" şeklinde söylediğini, müvekkilinin eşini aldatmadığını, boşanmak istemediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, ev eşyalarına zarar verdiği, kırdığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kumar oynadığı, ailesini rahatsız edecek şekilde alkol kullandığı, eşi hastalandığında eşiyle ilgilenmediği, eşine karşı küfürlü konuştuğu, eşiyle ve çocuklarıyla ilgilenmediği, evine geç saatlerde geldiği, sürekli at yarışı oynadığı, kazancını evi ve ailesi için harcamadığı, eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve eşini ve çocuklarını bıçakla kovaladığının anlaşıldığı, evilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu ve davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 300,00 TL hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi ile 550,00 TL' ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine aylık 350,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi ile 600,00 TL' ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk olarak devamına, davacı lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, davalının tam kusurlu olduğunu ve buna göre hükmedilen nafaka ve tazminat miktarların günün ekonomik şartlarında çok az olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili, davacının müvekkilinin adına kayıtlı evde ikamet ettiğini, müvekkilinnin ise evden kovulduğunu, müvekkilinin borçlanmak suretiyle emekli olduğunu ve kredi borcu bulunduğunu, kalacak yerininde olmadığını, geçim sıkıntısı çektiğini, nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, kararın bu yönden kaldırılmasına veya müvekkilinin ekonomik durumuna uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olduğundan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemleri kendiliğinden alınması gerektiğinden davacı ve ortak çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı ve çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen tedbir nafakası miktarlarında da isabetsizlik olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı lehine yoksulluk nafakasına, çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının hüküm bentlerinden beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci bentlerinin hükümden çıkarılmasına, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ile davacı lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ve 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, davalının tam kusurlu olduğunu ve buna göre hükmedilen nafaka ve tazminat miktarların günün ekonomik şartlarında çok az olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, davacının müvekkilinin adına kayıtlı evde ikamet ettiğini, müvekkilinnin ise evden kovulduğunu, müvekkilinin borçlanmak suretiyle emekli olduğunu ve kredi borcu bulunduğunu, kalacak yerininde olmadığını, geçim sıkıntısı çektiğini, nafaka ve tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, kararın bu yönden bozulması veya hakkaniyete uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının taraflara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.