Logo

2. Hukuk Dairesi2023/278 E. 2024/1923 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kişisel malın iadesi davasında faizin başlangıç tarihinin ne zaman olması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın vekilinin faiz dışındaki hususlara ilişkin temyiz başvurusunun, istinaf edilmeyen hususların temyiz edilemeyeceği kuralı gözetilerek reddedilmesine, faize ilişkin temyiz başvurusunun ise, dosyadaki bilgi ve belgeler ile yasal mevzuat uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunun tespiti üzerine onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2650 E., 2022/2177 K.

DAVA TARİHİ : 19.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/868 E., 2022/50 K.

Taraflar arasındaki kişisel malın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 09.09.2022 tarihli ek karar ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, işbu ek karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;

Davalı kadın vekilinin faiz dışındaki hükmün esasına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre, ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararının davacı erkek vekili tarafından sadece faiz yönünden istinaf edildiği anlaşılmakla, davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek onun yönünden hükmün esası kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı kadın vekilinin faiz dışındaki hükmün esasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı kadın vekilinin faiz yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babasınından kalan taşınmazın müvekkilinin borçları nedeni ile geçici olarak davalı adına tescil edildiğini, davalının işbu taşınmazın satışından elde ettiği 175.000,00 TL'den müvekkiline sadece 20.000,00 TL verdiğini, bakiye kısmın 10.000,00 TL'lik kısmı için açılan davada davanın kabulüne karar verilerek 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verildiğini, müvekkilinin halen 145.000,00 TL davalıdan alacaklı olduğunu belirterek; taraflara arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile müvekkilinin miras yoluyla edindiği kişisel mal niteliğindeki taşınmazın satışından doğan alacağının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 145.000,00 TL'sinin boşanma davasının açıldığı 20.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; Konya 2. Aile Mahkemesinin dava dosyasının kesinleşmediğini, kesinleşmeyen dava dosyasının delil niteliğinde olamayacağını, davacının taşınmaz bedelini istemeden önce müvekkilinin babasının ödediği davacının borçlarını iade etmesi gerektiğini, müvekkilinin taşınmazı satış yoluyla edindiğini, edinilmiş mal olduğunu, satış bedelinin ancak yarısını isteyebileceğini, müvekkilinin taşınmazı satmasının da gerçek bir satış olduğunu, davacının hakkı bulunmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar evli iken davacıya babasından miras yolu ile 3036 ada 56 parsel sayılı taşınmazın % 50 hissesinin kaldığı, % 50 hissenin ise kız kardeşi Saliha'ya kaldığı, davacının miras malını davalıya tapuda devrettiği, taşınmazın 2014 yılında kentsel dönüşüm kapsamında mütaahite verildiği, karşılığında bir adet daire alındığı, 2016 yılında taşınmaz satılarak davalının satıştan % 50 hisseye denk gelen 175.000,00 TL'yi aldığı, davacıya 20.000,00 TL ödediği, bu hususta tutanak düzenlendiği, bakiye 155.000,00 TL'den 10.000,00 TL'lik kısmı için davacının Konya 2. Aile Mahkemesinin 2017/561 Esas sayılı dava dosyası ile dava açtığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek talep edilen 10.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verdiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2019/112 Esas, 2021/737 Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar verdiği, kararın bu şekilde kesinleştiği; taşınmazın davacının babasından miras yolu ile gelen taşınmazın yıkılıp bedel eklenmeksizin yeniden yapılmak sureti ile edinildiği, bu hali ile dairenin ikame mal olarak davacının kişisel malı niteliğinde olduğu, evlilik birliği içerisinde edinilen mal niteliğinde bulunmadığı bu nedenle tasfiye edilemeyeceği, davacının kişisel malı olduğu, taşınmazın satılmış olmakla birlikte satış bedelinin davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 145.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İlk Derece Mahkemesince 09.09.2022 tarihli ek karar ile, eksik harcın yatırılmadığı gerekçesiyle davalı kadın vekilinin başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, işbu ek karar istinaf edilmeksizin 29.09.2022 tarihinde kesinleşmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; faizin başlangıç tarihinin asıl davanın karar tarihi olması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Konya 2.Aile Mahkemesinin 2017/561 Esas sayılı dava dosyasında açılan davada 29.06.2018 tarihinde 10.000,00 TL alacağın karar tarihi olan 29.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemesinde, talep konusu alacağın edinilmiş mal niteliğinde bulunmadığı, kişisel malın iadesi niteliğinde bulunduğu belirtilmek suretiyle davalının başvurusunun esastan reddine karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, dolayısıyla alacağın tasfiye alacağı değil kişisel malın iadesi niteliğinde olması sebebi ile Konya 2.Aile Mahkemesinin 2017/561 Esas sayılı dosyasında her ne kadar alacağa karar tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, aslında dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin gerektiği, işbu davanın ek dava olması sebebiyle ek davaya konu alacak için ek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüyle 145.000,00 TL'nin ek dava tarihi olan 19.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kesinleşen mahkeme kararı incelenmeden eksik inceleme ile istinaf incelemesi yapıldığını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin kararının müvekkili lehine usuli kazanılmış hak doğurduğunu, faiz başlangıç tarihinin karar tarihi olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, usuli kazanılmış hakka aykırı karar verilip verilmediği, faizin başlangıç tarihi, eksik inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, kişisel malın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadın vekilinin faiz dışındaki hükmün esasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yönlerin temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2. Davalı kadın vekilinin faiz yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.