"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1169 E., 2022/2610 K.
DAVA TARİHİ : 09.01.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/37 E., 2021/524 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun sürekli gözetim ve tedaviyi gerektiren karaciğer rahatsızlığının bulunduğunu, kocanın 13.12.2019 tarihinde evi terk ettiğini, çocuğunun sağlık problemleri ile ilgilenmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, hastaneye bile götürmediğini, müvekkilinin çocuğu ile ilgilenmekte olduğundan hastanede olduğu sırada evi boşalttığını ve ortak haneye satılık ilanı koyduğunu, sürekli olarak eşine hakaret ettiğini, çocuğun hastalığından dolayı eşini itham ettiğini, evin elektrik, su, internet, doğalgaz gibi faturalarını ödemediğini, eşini kendi ailesinden yardım almaya mecbur bıraktığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her yıl enflasyon oranında artırılmasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle;kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, davacı-karşı davalı kadının kendi isteğiyle evi terk ettiğini, eşini eve almadığını, müşterek çocuğu eşine kapıda gösterdiğini, müşterek çocukla telefonla bile görüştürmediğini, evin anahtarını değiştirdiğini, meydana gelen ufak bir tartışmada bile evi terk ettiğini, eşini boşanmakla tehdit ettiğini, doğru dürüst yemek yapmadığını, çocukla ilgilenmediğini, boşanma karşılığında para istediğini, bu yüzden evi satılığa çıkartmak zorunda kaldığını, tüm vaktini kendi ailesiyle geçirdiğini, ailesinin de sürekli müşterek haneye geldiğini, mahrem şeyleri kendi ailesiyle paylaştığını, kuzeni için borç para istediğini, vermeyince kocasıyla kavga ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,ortak çocuğunun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-karşı davacı kocanın karaciğer problemi olan ve bu nedenle tedavi görmesi gereken müşterek çocuğu ile yeteri kadar ilgilenmediği, ihtiyaçlarını önemsemediği, hastaneye götürmediği, davacı-karşı davalı annenin ya da yakınlarının çocuğu hastaneye götürdükleri, eşi hastanede iken evi boşaltarak müşterek haneye satılık ilanı astığı, sürekli eşine hakaret ettiği, evin elektrik, su vb. faturalarını düzenli olarak ödemediği, eşini kendi ailesinden yardım almaya mecbur ettiği, eşinin çocuğu ile hastanede ilgilenmesi ve akşam eve gelmesi neticesinde "nerelerde gezdin" şeklindeki beyanlarının olduğunun sabit olduğu, davacı-karşı davalı kadının ise kocasına "seni istemiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, tüm vaktini kendi ailesiyle geçirdiği, ailesinin de sürekli müşterek konuta geldiği, mahrem olup gizli kalması gereken şeyleri kendi ailesi ile paylaştığı, "senin erkekliğin ancak bu evde geçer dışarıda kadın gibisin" şeklindeki hakaretinin ve aşağılamasının olduğu, ayrılık döneminde müşterek çocuğu ile babasının görüşmesine engel olduğu, zorluk çıkarttığı, telefonla bile doğru dürüst görüştürmediği, evi terk ettiği, daha sonra evinin anahtarını değiştirdiği, yaşanan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 950,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı lehine aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilen nafakanın her yıl Üfe oranında artırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu,kötü davrandığını belirterek kusur tespiti, karşı davanın kabulü, tazminatların reddi ve nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, evden kovduğunu belirterek kusur tespiti, asıl davanın kabulü, nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların fiilen 2019 yılının aralık ayında ayrıldıkları, eldeki davaların 09.01.2020 ve 20.01.2020 tarihlerinde açıldıkları, evlilik birlikteliğinde davalı-karşı davacı erkek eşin ornitin translear amilaz eksikliği tanısı ile uzun süredir takip ve tedavi gören, bu kapsamda sık sık hastaneye kontrollere giden ve dönem dönem hastanede uzun süreli olarak yatılı tedavi gören ortak çocuk Irmak Lina'nın tedavi süreciyle ilgilenmediği, bu dönemde ortak çocuğun tedavi süreci ile ilgilenen eşine destek olmadığı, eşine "Nerelerde gezdin," şeklinde imalı sözler söylediği, ortak çocuğun hastalığının sebebinin davacı-karşı davalı olduğu yönünde onu suçlayıcı ifadeler kullandığı, ortak konutu terkettiği, yakınlarına boşanacağını söylediği, evin elektrik, su ve gaz faturalarını ödemediği, faturaların davacı-karşı davalının aile bireyleri tarafından ödendiği, 2020 yılının Ocak ayının ilk haftasında ortak çocuğun yine hastanede tedavi amaçlı olarak yattığı ve davacı-karşı davalının da ortak çocuğun yanında bulunduğu sırada ortak konutta bulunan ev eşyalarını alarak ortak konutu boşalttığı ve ortak konutu satılığa çıkardığı, davacı-karşı davalı ile ortak çocuğun bu durumu hastaneden taburcu olduklarında öğrendikleri, davacı-karşı davalı kadının ise tartıştığı davalı-karşı davacıya yönelik olarak "Çocuğum hasta, onunla uğraşacağım, seninle uğraşamam, git boşanma davası aç, senin erkekliğin ancak bu evde geçer, dışarıda kadın gibisin..." şeklinde sözler söylediği, tarafların fiili ayrılığından önce ortak konutun kilidini değiştirdiğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek eşin, davacı-karşı davalı kadın eşe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı kadın yararına maddîve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği, iştirak nafakasının miktarının az olduğu,bu sebeplerle, davacı-karşı davalının bu yönlere değinen istinaf isteklerinin kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumları, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, tazminata esas olan fiillerin ağırlığı, ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirilerek, davacı-karşı davalı kadın lehine 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalının diğer davalı-karşı davacının ise tüm istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu,kötü davrandığını belirterek kusur tespiti, karşı davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, evden kovduğunu belirterek kusur tespiti, asıl davanın kabulü,tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi,174üncü maddesi,175inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmedilen maddî, manevî tazminat miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki yazılı temyiz giderinin temyiz temyiz eden Yasin'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Didem'e iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
427,60 TL İlam H.
179,90 TL Peşin H.
247,70 TL Kalan H.
886,80 TL TBH.
(Davalı)
2-ŞA-KFP-SE-FT