Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2908 E. 2023/2157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi tazminat miktarının azlığı nedeniyle itiraz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen ilkeler ve tazminatın amacı gözetilerek, hakkaniyet ilkesi ve ilgili kanun maddeleri uyarınca yeniden belirlenmesi gereken maddi tazminat miktarının yetersizliği nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/505 E., 2022/780 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 05.02.2018

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminatın miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına toplam 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile davacı kadın yararına 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, faizi ile 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili 02.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; faizi ile 700.000,00 TL maddî, 500.000,000 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, çocuklar yararına toplam 6.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile davacı karşı davalı kadın yararına 5.000,00 TL tedbir-yoksuluk nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı karşı davacı babaya verilmesine, 150.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2020 tarihli, 2018/87 Esas 2020/602 Karar sayılı kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin davacı karşı davalı kadına birçok kez sinkaflı sözler ile hakaret ettiği, yazlıkta kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, en son evde çıkan tartışmada erkeğin, kadının anne babasına ana avrat sinkaflı sözler ile hakaret ettiği, kadına vurduğu, tartışmayı duyan ortak çocuğun araya girmesi ile tavayı çocuğun koluna vurduğu ve tavayı yere birkaç kez vurup yamulttuğu bu nedenle yargılandığı, kadına hakaretten ortak çocuğu yaralamadan ceza aldığı, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı davacı karşı davalı kadından beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların ayrı yaşadıkları, bundan sonra barışıp bir araya gelme imkanlarının kalmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı karşı davacı erkek tanıklarının bir kısım beyanlarının somut görgüye dayanmadığı, davalı karşı davacıdan aktarma olaylara ilişkin olduğu, davalı karşı davacı erkeğin iddialarını ispat edemediği, boşanmada kusurun davacı karşı davalı kadına ve ortak çocuğa fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret içeren sözler söyleyen davalı karşı davacı erkekte olduğu, kusurlu eşin dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine, ortak çocuklar yargılama sırasında ergin olduklarından velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuklar için hükmedilen tedbir nafakalarının ergin oldukları tarihe kadar devamına, iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacakları, davacı karşı davalı kadının ev hanımı olduğu, gelirinin mal varlığının bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa da düşeceği gerekçesi ile 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK in yayınladığı ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar gördüğü, en azından eşinin desteğini yitirdiği, kişilik haklarının da saldırıya uğradığı gerekçesi ile karar kesinleştikten itibaren yasal faizi ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli ve 2021/332 Esas, 2022/148 Karar sayılı kararıyla; taraflarca usulüne uygun olarak sunulan dilekçelerde dayanılan çekişmeli vakıalardan, hüküm tesisine esas alınarak erkeğe yüklenen kusurlara ilişkin maddî vakıaların dosya kapsamında sunulan delillerle kanıtlandığı belirlenmekle kusurların yüklenilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, erkek tarafından kadın için öne sürülen vakıaların delili tanık beyanlarının ise soyut, yetersiz, iddiayı kabule elverişli olmayan açıklamalardan ibaret olması nedeniyle, mahkemece yaşanan olaylarda erkeğin kusurlu kabul edilmesi, yüklenen kusurların nitelendirilmesi ve kadına kusur yüklenilmemesinin yerinde ve isabetli olduğu, tam kusurlu erkeğin boşanma davasının reddinin ile kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmesinin de ... olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin yasal koşulların oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, fiili evlilik süresi, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı, 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları da uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinini esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 20.06.2022 tarihli, 2022/4572 Esas 2022/6019 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına kusurun derecesine, evlilik süresine, paranın alım gücüne, davacının ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerine ve hakkaniyet ilkelerine göre 250.000,00 TL maddî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili; ilk kararda hükmedilen 150.000,00 TL maddî tazminatın son kararda hükmedilen 250.000,00 TL maddî tazminattan paranın değeri göz önünde bulundurulduğunda daha değerli olduğunu, 2022 Aralık ayı itibariyle gerek sıfır km araç piyasası, gayrimenkul piyasası, döviz ve altın piyasası göz önünde bulundurulduğunda 2020 yılı Aralık ayı itibariyle müvekkili lehine hükmedilmiş olan nafakanın karar tarihi itibariyle hükmedilmiş olan 250.000,00 TL lik tazminattan çok daha değerli olduğunu, bu bağlamda mevzuatın amir hükümleri, paranın alım gücünde ilk karar tarihi olan 17.12.2020 tarihinden itibaren meydana gelen olağanüstü düşüş dikkate alındığında yerel mahkeme tarafından hükmedilen 250.000,00 TL maddî tazminatın hakkaniyete aykırı olduğu olduğu gerekçesi ile maddî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Kanun`un 50 ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yine azdır. 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun`un 50 ve 51 ... maddesi hükümleri dikkate alınarak davacı karşı davalı kadın yararına daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminatın miktarı yönünden davacı karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.