Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2929 E. 2023/2165 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece toplanan deliller ve uygulanan hukuk kuralları çerçevesinde, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi, davacı kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1269 E., 2023/291 K.

DAVA TARİHİ : 01.12.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1386 E., 2022/523 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadının ailesi ile görüşmediğini, ailesini eve sokmadığını, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, tehdit ve hakaret ettiğini, 2011 yılı sonrasında içki içmeye ve kumar oynamaya başladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, davacı kadının çalışmasına engel olduğunu, davacı kadının davalı erkeğin başka kadınlarla olan mesajlaşmalarını yakaladığını, sadakatsiz olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 ... maddesi bu kabul görmezse 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk yararına 3.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, davacı kadın yararına 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, faizi ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının ... olmadığını, davacı kadının ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, kahvaltı hazırlamadığını, çocuk doğduktan sonra 4 sene boyunca ayrı odada yattığını, psikolojik sorunları olduğunu, hakaret ettiğini, eşine karşı güvensiz olduğunu iddia ederek tarafların boşanmalarına, diğer taleplerin ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına kötü davranarak sevgi ve saygı göstermediği, küçümseyici söz ve davranışlarda bulunduğu, alkol alışkanlığı nedeniyle eve geç saatlerde geldiği, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan fiziki şiddet vakıasından sonra tarafların birlikteliği sonucu davacı kadının hamile kaldığı, davacının sulh ceza mahkemesine konu fiziki şiddet vakıasını affetmiş yada en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edildiğinden bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmediği ancak davalı erkeğin evlilik süresince bir çok kez davacı kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, farklı zamanlarda gerçekleşen fiziksel şiddet olayları nedeniyle davacı kadının bir defasında kulak zarının yırtıldığı, bir defasında da parmağının kırıldığı, davacı kadının darp raporunun bulunduğu, davalı erkeğin, davacı kadının ailesiyle görüşmesini engelleyerek eve dahi gelmelerini istemeyip davacı eşi üzerinde sosyal ve psikolojik baskı kurduğu, başka bayanlarla ... ilişkisi içerisine girdiği, pavyona gittiği, ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu durumun tanık anlatımları ve dosyaya sunulan whatsapp mesajlaşma kayıtları ile fotoğraflarla sabit olduğu, Tuğçe isimli kadından gelen mesaj ve yazışma kayıtlarının davacı tarafça görülmesi üzerine taraflar arasında tartışma yaşandığı, bu tartışmadan sonra tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar davacı tarafça zina nedenine dayalı olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası talebinde bulunulmuş ise de dosya kapsamı ve tanık anlatımlarından davalı erkeğin hareketlerinin ... sarsıcı davranış kapsamında olup hukuki anlamda zina kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçeleri ile davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak davacı kadın yararına hükmedilen 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 3.000,00 TL`ye çıkarılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, davalı babanın müşterek çocuğun giderlerine katılma yükümlülüğü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak ortak çocuk yararına hükmedilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 2.000,00 TL`ye çıkarılmasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadının boşanmakla zedelenen ekonomik menfaatleri ile davalı erkeğin boşanmaya sebep olan eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması gerekçesi ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen tartışmaların ve davacı ile müvekkil arasında geçen sorunların aşılmasının ardından davalı erkeğin hiçbir kusurlu davranışının olmadığını, aksine evliliğin sonlanmasında kusurlu olan tarafın davacı kadın olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka bedellerinin müvekkilin maddî gücünün çok üstünde olduğunu, davalı erkeğin ticaret ile uğraşıyor olsa da borçlarının da olduğunu, hakkında icra takibi olduğunu, davacı kadının da kendi gelirleri olduğunu, dönem dönem sigortasız çalıştığını, babasından kalan yetim aylığı aldığını, nafakaların ve tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, davacı kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararda somut olaylar ve deliller değerlendirilmediğini, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen tartışmaların ve davacı ile müvekkil arasında geçen sorunların aşılmasının ardından davalı erkeğin hiçbir kusurlu davranışının olmadığını, aksine evliliğin sonlanmasında kusurlu olan tarafın davacı kadın olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka bedellerinin müvekkilin maddî gücünün çok üstünde olduğunu, davalı erkeğin ticaret ile uğraşıyor olsa da borçlarının da olduğunu, hakkında icra takibi olduğunu, davalı kadının çalışmaya başladığını, babasından kalan yetim aylığı aldığını, nafakaların ve tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 182 nci, 327 nci, 328 ..., 330 uncu maddeleri. 6098 sayıılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.