Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3062 E. 2023/6532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölümle sona eren evlilikte sağ kalan eşin boşanmaya sebep olacak derecede kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve hukuki durumun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından doğru değerlendirildiği ve davalı kadının kusurlu olduğuna dair mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2342 E., 2023/98 K.

DAVACI (Müteveffa) : ...

MİRASÇILARI : 1....

2....

3....

4.... vekilleri Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/593 E., 2022/150 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, boşanma davası ve ferileri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kadının kusurlu olduğunun tespitine.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlenmeden önce Alzheimer hastalığının başlangıç evresinde olup, evlilik birliği kurulmasından sonra da hastalığının ilerleyerek devam ettiğini ve ağırlaştığını, davalının vasiliğine karar verdiğini, vasilik verildikten 2 yıl sonra davalı vasinin kısıtlı eşi Mesut'a iyi davranmadığı, kötü muamelede bulunduğu, hastalığında iyi bakım yapmadığı kısıtlı eşin malvarlığını ilk eşinden olan kızına harcadığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, maddî ve manevî zarar verdiği gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesince davalının vasiliğinin kaldırıldığını, davalının kusurlu davranışları, davacıya uyguladığı kötü muamele, psikolojik ve fiziksel şiddet ve davacı müvekkilinin hastalığı sebebiyle malvarlığını sömürmesi neticesinde taraflar arasında evlilik birliği hayata kasta dönüşmüş bulunduğunu, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği özen ve yükümlülükleri yerine getirmediğini, fiilen biten evlilik birliğinin hukuken de sonlandırılması için 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmdeilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde dayandığı olayların gerçekleri yansıtmadığını, davacı eşine gözü gibi baktığını, hastalığının en zor zamanlarında eşinin yanında olduğunu, davacının kendisini gezdirebildiği zamanlarda fikri olarak kendini kontol edemediği için bir çok kez müvekkiline ve annesine karşı şiddet uyguladığını ve evden çıkıp gitmeye çalıştığını, türlü oyunlarla kendisinden kaçırılan eşi ile hayatına devam etmek istediğini, bugüne kadar kısıtlıya bakma niyeti olmayan onu arayıp sormayan çocuklarının tek niyetlerinin kısıtlıya bakmaktan ziyade müvekkilinin belki de son günlerini yaşayan babalarının mirasından mahrum etmekten başka bir şey olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini, müvekkili davalı hakkında aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2019 tarihli kararı ile alzheimer hastası olan davacı erkeğe davalı kadının ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, davalı kadının kızının davacıya yönelik tehditvari söylemlerine karşılık tepkisiz kaldığını belirterek davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 162 nci maddesi uyarınca ağır derecede onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir, erkek lehine 8.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 08.09.2021 tarihli kararı ile; davacı erkeğin istinaf aşamasında 09.04.2020 tarihinde vefat ettiğini, evlilik birliğinin ölümle sona erdiğini, davacıların mirasçılık belgesi alınarak, kusur belirlemesi yönünden davayı takip ederse, oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmesi gerektiğini belirterek kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, 1 inci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alzheimer hastası olan davacı müteveffaya davalı kadının ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğu, davalı kadının kızının müteveffaya yönelik tehditvari söylemlerine karşı tepkisiz kaldığı gerekçesi ile boşanma davası ve ferileri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine, tedbir nafakası davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı mirasçılarına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalan boşanma davasında sağ kalan davalı kadın eşin boşanmaya sebep olacak derecede kusurlu bir davranışının bulunup bulunmadığı, kusurun ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 162 nci maddesi, 181 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...