"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/67 E., 2023/48 K.
DAVA TARİHİ : 24.07.2019- 03.09.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/462 E., 2021/1162 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ile ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının haklı bir neden olmadan artık köyde yaşamak istemediğini söyleyerek Çankırı'ya taşınmak istediğini ve talebi kabul edilmeyince de evi terk ettiğini, erkeğin tarım ve hayvancılıkla uğraşması nedeniyle köyde yaşamaya mecbur olduğunu, erkeğin terk ihtarı çektiğini ancak kadının eve dönmediğini iddia ederek tarafların terk nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar evlenirken erkeğin İstanbul'da yaşayacaklarını söylediğini ancak tarafların erkeğin ailesi ile aynı köyde yaşadıklarını, gündüz erkeğin ailesinin tarım ve hayvancılık işlerine yardım edildiğini ve gün boyu ailenin evinde bulunulduğunu, kadının insan gücünün yetemeyeceği işlerde çalıştırıldığını, dinlenmek istediğinde "yemek yerken yiyorsun çalışmayı da bileceksin" dendiğini, hamile iken çalıştığından bebeğini düşürdüğünü, tarafların kendi evlerine gece gittiklerini, kadının fiziksel ve psikolojik olarak yıprandığını, erkeğin ve ailesinin kötü davranış ve hakaretlerine maruz kaldığını, kadının eşine köyde yaşamak istemediğini söylediğini ancak eşinin anlayışla karşılamadığını ve kadının ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, ailesi ile görüştürmediğini ve fiili ayrılıkta kadını çocuklarıyla görüştürmediğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; terke dayalı asıl dava ile ilgili olarak kadının erkeğin ailesiyle aynı köyde, aynı yaşam şeklinin sürdürülmesi için ihtar çekilerek eve davet edildiği, kadının davet edildiği köyün orada yaşayan erkeğin ailesinin tarım ve hayvancılık işlerine sürekli olarak yardım etmesi, kayınvalidesi ve kayınpederinin evinde kalıp buradaki işlere yardımcı olması gereken yer olup tam olarak evin manevî bağımsızlığı sağlanamadığından kadının davet edilen konuta dönmemekte haklı olduğu; karşı dava ile ilgili olarak evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam olarak bağımsız aile konutu sağlayamayan, eşini ailesinin tarım ve hayvancılık işlerini yapmaya zorlayan erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, dosya kapsamındaki uzman raporları ve çocukların görüşleri dikkate alındığında ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Rabiye ve ...'in velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü saat 09.00'dan saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan ertesi gün saat 17.00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin ilk pazartesi günü saat 09.00'dan takip eden pazar günü saat 17.00'ye kadar ve her yıl temmuz ayının birinci günü saat 09.00 'dan otuz birinci günü saat 17.00' ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 19.12.2019 tarihli ara kararı ile belirlenen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştiğinde aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine ve her iki boşanma davasında kadın yararına ve ziynet alacağı davasında erkek yararına 4.080,00 TL vekâlet ücretine, asıl boşanma davasında yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına, karşı boşanma davasında yargılama giderlerinin erkekten alınarak Hazineye irat kaydına, ziynet alacağı davasında yargılama giderlerinin kadından alınarak Hazineye irat kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın velâyet ve ziynet alacağı dışındaki bölümlerinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının erkek ile evlenirken hangi şartlarda yaşayacağını bilerek evlendiğini, terke dayalı davanın reddinin ve kadının fer'î taleplerinin kabulünün doğru olmadığını belirterek; her iki boşanma davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatlar ile nafakaların miktarı, velâyet, ziynet alacağı davası ve aleyhe hükmedilen yargılama giderleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar erkeğe eşine fiziksel şiddet uyguladığı vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de bu vakıaya ilişkin tanık beyanlarının kadından duyuma dayalı olduğu ve erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, erkeğin kadınla ilgilenmediği ve kadını ailesi ile görüştürmediği vakıaları ispatlanmakla bu vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu haliyle İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun ispatlanamadığı; ortak çocuklar 2009 ve 2012 doğumlu olup annelik duygularını tatmine elverişli, çocukların anne sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, hafta sonları yatılı olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken anne ile çocuklar arasında hafta sonları yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile; erkeğin kusur belirlemesine, kadının da kişisel ilişki süresine, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları cumartesi günü saat 09.00'dan pazar günü saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin ilk haftası pazartesi günü saat 09.00’dan takip eden pazar günü saat 17.00'ye kadar, her yıl temmuz ayının birinci günü saat 09.00'dan otuz birinci günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren tedbiren uygulanmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla her iki boşanma davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla tazminatlar ile nafakaların miktarı, velâyet ve aleyhe hükmedilen yargılama giderleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davasının reddi ile kadının boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, fer'î talepleri ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesini tarafların istinaf başvurularına uygun olarak yapıp yapmadığı ve kusur incelemesi yönünden çelişkiye düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 164 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı-davacı kadın eş tarafından tazminatlar ile nafakaların miktarı, velâyet, reddedilen ziynet alacağı talepleri ve aleyhe hükmedilen yargılama giderleri yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi kararının "ileri sürülen istinaf sebepleri" başlıklı bölümünde davalı-davacı kadın eşin istinaf dilekçesine uygun istinaf sınırlaması yapılmış iken, kararın "gerekçe" bölümünde kadının kusur belirlemesi yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulduğu belirtilmek ve kabule göre de gerekçe kısmında erkek eşe kusur eklendiği halde "hüküm sonucu" bölümünde kadının kusura yönelik başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle çelişkiye sebebiyet verilmiş olup kararın münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.