Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3092 E. 2024/716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi ve kadına hükmedilen maddi-manevi tazminatın miktarı ile nafakaya ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları değerlendirilerek, erkeğin temyiz itirazlarının reddine, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ve belirlenen tazminat miktarının uygunluğuna ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/168 E., 2023/197 K.

DAVA TARİHİ : 21.03.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/375 E., 2021/169 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine belirlenen nafakalara ilişkin hükmün erkek tarafından istinaf edilmediği, bu yönlerden Bölge Adliye Mahkemesince yeni bir hüküm kurulmadığı gibi kadının bu yönlere ilişkin istinaf talepleri de reddedildiğinden, davacı-karşı davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen nafakalar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen kusur belirlemesi ve tazminat miktarlarına yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; tarafların 2019 yılı Kasım ayından beri ayrı yaşadıklarını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sudan bahaneler ile kavga çıkardığını, müvekkiline hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, müvekkilini aşağıladığını, evlilik süresinin büyük çoğunluğunu İstanbul'da annesinin evinde geçirdiğini, müvekkilinden habersiz evi boşalttığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin, hamile ve rahatsız olmasına rağmen İstanbul'da annesinin yanında iken arayıp sormadığını, müvekkili aradığında "ayrılmak istediğini, başka birisini bulmasını" söylediğini, müvekkilinin düşük yaptığını, annesinin evliliklerine karıştığını, erkeğin müvekkiline 16.02.2020 tarihinde şiddet uyguladığını, müvekkilini öldürmekle tehdit ettiğini, "eve dönersen almam" demesi üzerine müvekkilinin İstanbul'a gittiğini, uzaklaştırma kararı aldığını, ortak konutun önünde müvekkiline hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir, 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da sürekli İstanbula gittiği, evi ile ilgilenmediği, yemek ve temizlik yapmadığı, düşük riski olmasına rağmen İstanbul'a gittiği, sürekli evi terk ettiği, bu hususlar göz önüne alınarak tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların eşit kusurlu hareketleri sonucunda ortak hayatın devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının 500,00 TL düşürülerek karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararın deliller tartışılmadan doğrudan erkeğin tanık beyanlarına itibar edilerek verildiğini, müvekkilinin tanık beyanlarına itibar edilmemesinin gerekçesinin yazılmadığını, delillerin dikkate alınmadığını, erkeğin daha fazla kusurlu olduğunu, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların da ispat edilemediğini, erkeğin tanık beyanlarının aktarım olduğunu, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sundukları fotoğraflarda erkeğin başka bir kadın ile ilişkisinin olduğunu, sadakat yükümlülüğünün ihlalinin boşanma davası sırasında ön inceleme aşamasından sonra gerçekleştiğini, delil sunma tarihinde mevcut olan delillerin olmadığını, sonradan delil sunulmasının yargılamayı geciktirme amacı taşımadığını ve delilini süresinde ikame edememesinin müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, ilk derece mahkemesinin bu kusuru dikkate almamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın vekili istinaf dilekçesi ile her ne kadar erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirtmiş ise de her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılacağı, dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların hükme esas alınamayacağı, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince kadının bu yöndeki iddiasının değerlendirilmemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen, erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği, kadının az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile, kadın için yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, kadının ağır kusurlu olduğunu, kadının sigortalı olarak bir işte çalışmakta olduğu gibi kusurlu kadına nafaka ödemesine hak kazanması da yerinde olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında geçimsizliğe yönelik kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı erkeğin kadın lehine hükmedilen nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Davacı-karşı davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.