"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/57 E., 2022/2555 K.
DAVA TARİHİ : 19.07.2019-10.12.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/409 E., 2021/330 K.
Taraflar arasındaki boşanma davaları ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin eşine ve ortak çocuklara sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve ilgisiz olduğunu, harçlık vermediğini, tüketilen mutfak malzemelerinin hesabını sorduğunu, aşırı kıskanç olduğunu, hapis hayatı yaşattığını, ailesinin etkisi ile hareket ettiğini, sürekli kovduğunu, tehdit ettiğini, eşinin ailesine hakaret ettiğini, kadını onlarla görüştürmediğini ve ilk doğumda doktorların sezeryan önermesine rağmen kadını normal doğuma zorladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara TEFE/ÜFE oranında artış yapılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet ve eşya alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili 14.11.2019 tarihli dilekçesinde çeyiz eşyalarını teslim aldıklarını belirterek çeyiz eşyası alacağı davasından feragat etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 21.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı-davacı erkek davaya yasal cevap süresi geçtikten sonra, 30.09.2019 tarihinde beyan dilekçesi sunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesini ön planda tuttuğunu, tehdit ve hakaretleri olduğunu ve evden ayrılırken evde bulunan para ve ziynetleri götürdüğünü iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve dilekçede belirtilen nakit para ve ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, onu çok defa döven, parmaklarını ..., küfür ve hakaret eden, eşinin ailesiyle ve babasıyla görüşmesini kısıtlayan ve eşini normal doğum yapmaya zorlayıp geç müdahale sebebiyle sezeryan ile doğum yaparak hastanede yatmak zorunda kalmasına sebebiyet veren ve evde eksilen yiyeceklerin hesabını soran erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusur bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, her ne kadar sosyal inceleme raporlarında en küçük çocuğun yaşı itibariyle anne sevgi, bakım ve şefkatine muhtaç olması sebebiyle velâyetinin anneye ve diğer iki ablasının istekleri doğrultusunda babaya verilmesinin uygun olacağı yönünde görüş bildirilmiş ise de, duruşmada dinlenen idrak çağındaki çocukların babalarının kendilerine şiddet uyguladığını ve bu sebeple babalarını istemediklerini beyan etmeleri ve ayrıca kardeşlik bağlarının kopmaması için ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Esmanur, ... ... ve ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ...yararına 19.07.2019 tarihinden 19.11.2021 tarihine kadar aylık 300,00 TL ve 19.11.2021 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aynı miktar iştirak nafakasına, ... ... ve ... yararına 04.11.2021 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir ve aynı miktarda iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 650,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 19.11.2021 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL olmasına ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakaların her yıl ocak ayı ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen ziynet alacağının kadına ödenmesine, kadının kişisel eşya ve çeyiz eşyası alacağı davasının feragat nedeniyle reddine ve erkeğin nakit para ve ziynet alacağı davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 324 üncü maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nın 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinin birinci fıkrasında; mahkemenin boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkisini düzenleyeceği hükmü yer almıştır. Aynı Kanun'un 323 üncü maddesine göre, ana ve babadan her biri velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Somut uyuşmazlıkta, tarafların ortak çocukları Esmanur, ... ve ...'nin velâyeti anneye verilmiş ve çocuklar ile baba arasında sadece boşanma davası sürecinde geçerli olacak şekilde tedbiren kişisel ilişki kurulmuştur. Velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da geçerli olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamış olması çocukların üstün yararına uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Dosyanın tetkikinden; yargılama sürecinde tarafların ortak çocuklarından ...ve ... ...'un geçici velâyetinin babaya verildiği ve baba yanında yaşadıkları, ...'nin ise geçici velâyetinin anneye verildiği ve anne yanında yaşadığı, İlk Derece Mahkemesinin değişik tarihlerde verdiği ara kararlar ile çocuklar yararına tedbir nafakalarına hükmedildiği ve çocuklardan ...ile ... ...'un 14.09.2021 tarihli duruşmada bir haftadır anne yanında yaşadıklarını belirtip velâyetlerinin anneye verilmesini istedikleri anlaşılmıştır. Yine Mahkemece ortak velâyetleri nihai karar ile anneye verilmesine ve ortak çocuklardan ...için baba yanında kaldığı dönemi de kapsayacak şekilde tedbir nafakasına hükmedildiği görülmüştür. Davalı-davacı erkek vekili aleyhe hükmedilen nafakalar yönünden de temyiz kanun yoluna başvurmuştur. İlk Derece Mahkemesince, ortak çocuk ...yararına anne yanında yaşamaya başladıkları tarihten itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, baba yanında bulunduğu süreci de kapsar şekilde dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4. ... kadın yararına tensip tutanağı ile asıl dava tarihinden (19.07.2019) itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. 14.11.2019 tarihinde verilen ara karar ile nafakanın ara karar tarihi itibariyle artırılarak kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir. 19.07.2020 tarihli ara karar ile de 14.11.2019 tarihinden itibaren aylık 650,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 19.07.2020 tarihi itibariyle aylık 450,00 TL'ye düşürülmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında kadın yararına asıl dava tarihi olan 19.07.2019 itibariyle takdir edilen aylık 650,00 TL tedbir nafakasının 19.11.2021 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL olarak boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir. 19.07.2020 tarihli ara karar ile kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş olmasına karşın; gerekçeli kararda "kadın yararına hükmedilen aylık 650,00 TL tedbir nafakasının 19.11.2021 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL olmasına" denilmek suretiyle, tedbir nafakası yönünden kararın infazında tereddüte neden olacak şekilde ara kararıyla çelişki yaratılması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki, ortak çocuklar ...ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakaları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki, ortak çocuklar ...ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakaları yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.