"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/139 E., 2022/2557 K.
DAVA TARİHİ : 25.12.2019 - 28.01.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/582 E., 2021/301 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; bağımsız konut temin etmediği, kendi ailesini ziyarete gittiği bir zamanda birlikte yaşadığı kayınpederinin bir daha geri gelme bu eve, karaktersiz, şerefsiz, haddini bilmez şeklinde hakaret ettiğini, durumdan eşine bahsedince davalı eş ailemle iyi geçineceksin geri gel yoksa geri gelme boşanma davası aç dediğini, eşin tatil günlerinde bir arada bulunabildiklerini, aile bireylerinin sözünden çıkamayıp evlilik birliğini tehlikeye soktuğunu, başka bir kadınla konuştuğuna ve mesajlaştığına şahit olduğunu, kadını ölümle tehdit ettiğini iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ailesi ile oturmayı kadının istediğini, psikolojisinin bozulduğunu iddia ederek ziynet ve evde bulunan eşyalarını da yanına alarak 2018 yılı Ekim ayında terk ettiğini, ailesini ve erkeğe küçük gördüğünü, benimsemediğini, ailesinin erkeğe tehdit ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, işini değiştirmesini istediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin babasının kadına hakaret ettiği, erkeğin evlendikten sonra eşine ayrı ev tutacağını söylemesine rağmen ev tutmadığı, sosyal medya aracılığıyla üstsüz fotoğraflarını başkalarına gönderdiği, ailesinin etkisinde kalarak hareket ettiği; kadının ise erkeğin annesine "oğlunu al otur" şeklinde sözler söylediği, eşinden askerlik mesleğini bırakmasını istediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece kadına kusur yüklenilmesine karşın davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığı gibi miktarlarının da yüksek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava ve fer'îler yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; Mahkemece, kadına kusur olarak yüklenen erkek eşin annesine "oğlunla al otur" şeklinde söz söylediği vakıasına erkek tarafından dayanılmadığı, dayanılmayan vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği; kadın eşin erkek eşten askerlik mesleğini bırakmasını istemesi vakıasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle bu hususunun affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulünün gerektiği, bu durumda kadının boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda kusursuz olduğu; kadının boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelendiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’un (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükümleri gözetildiğinde hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu; tarafların kusur oranları, ekonomik ve sosyal durumları, erkek eşin ödeme gücü, evlilik birliğinin süresi, ortak çocuk bulunmaması, tarafların yeniden evlenme ihtimalleri nazara alınarak yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gibi toptan olarak ödenmesine karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 900,00 TL üzerinden hesaplanan ve bir defaya mahsus 21.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata; taraf vekillerinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı – davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tazminat ve nafaka miktarlarının erkeğin gelirine göre az olduğunu, istinaf başvurusunun kabul edilmesine karşın vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının toptan verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarı ve şekli ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı – davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;boşanma hükmüne itirazlarının olmadığını beyan etmekle birlikte kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının ve yoksulluk nafakasının ödeme biçiminin uygun olup olmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen erkeğin babasının kadına hakaret ettiği vakıası erkeğe kusur olarak yüklenilmiş ise de; erkeğin babasının kadına hakareti sırasında erkeğin, babasının yanında olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılmadığının; bu nedenle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığının, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî - manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz tiirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan yönlerden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ömer'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.