"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/649 E., 2022/1961 K.
DAVA TARİHİ : 13.07.2017
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
SAYISI : 2017/384 E., 2019/2021 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle, eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, evi terkettiğini, davalı tarafın evlilik birliği boyunca asabi ve geçimsiz tutumunu evliliklerinde zaman zaman geçimsizliğe yol açtığını, yerine göre de bu geçimsizliğin fiziksel ve psikolojik şiddete dönüştüğünü bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkili ve çocukları sefalet içinde yaşattığını, ailesinin de sürekli hakaret ve evliliğe müdahale ettiklerini, davacı ile resmi nikahlı evliyken davacıya kız istemeye gittiklerini, davacının sadakatsiz davrandığını, biri Ermeni, diğeri Suriye uyruklu iki kadınla ilişkisi olduğunu, Ermeni bayandan ayrıldıktan sonra Suriyeli kadınla yaşadığını, ondan 2 çocuğu olduğunu, eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, aldattığını, çevresine karşı küçük düşürdüğünü, devamlı hakaretler, tehditlerde bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, aksi halde müvekkili için aylık 4.000,00 TL, çocuklar için aylık 2.000,00'er TL tedbir-yoksulluk-iştirak nafakasına, lehine 500.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı erkeğin Suriyeli kadınla birlikteliğinden 2015 doğumlu çocuğu bulunduğu, davalıyı aldattığı, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, evi terk ettiği, davalı kadının sürekli eşiyle tartıştığı, kötü davrandığı, eşyaları fırlattığı, tehdit ettiği, çocukların eline bıçak verip babalarını öldürmesini söylediği, evi ve çocuklarla yetirince ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Bahri Demhat'ın babayla kaldığı ve kalmak istediğinden velâyetin babaya, Hekim Berhat'ın anneyle kaldığı ve kalmak istediğinden velâyetin anneye verilmesine, karşılıklı kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Hekim Berhat için aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, davalı çalıştığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu,başka kadınla yaşadığını belirterek boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu,evden kovulduğunu belirterek kusur belirlemesi, ortak çocuk Hekim Berhat'ın velâyeti, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur değerlendirmesi ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, ortak çocuklar karardan sonra ergin olduklarından velâyete ilişkin tarafların karşılıklı istinaf taleplerinin konusunun kalmadığı, davacı erkeğin yaşam koşulları, birden fazla kadınla ilişki yaşaması, onlara ev tutması, gayri resmi evli olduğu eşi ve çocuklarına bakıp, davalı eş ve ortak çocukların ayrılık süresince masraflarını karşıladığı yönündeki beyanları, anneyle kalan ortak çocuğun, erkeğin 3 katlı kebapçı dükkanı işlettiği yönündeki beyanlarına göre, davacının ekonomik durumunun iyi olduğu, kadının asgari ücretle çalışmaya başladığı, evlilik süresi, olayların gelişimi, kadının yaşı, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edilmekle, yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde görülmediği, kadın yararına uygun miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın esası yerinde, miktarının az olduğu gerekçesiyle davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kararın ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadın yararına bir defaya mahsus 50.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata, tarafların velâyetle ilgili istinaf talepleri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu,başka kadınla yaşadığını belirterek kusur belirlemesi, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı ve ödeme şekli yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu,evden kovulduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkek tarafından açılan boşanma davasında; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları, yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, ortak çocuklarının bulunması ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının "irat şeklindeki" ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde toptan ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı ile yoksulluk nafakası yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.