"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2306 E., 2022/2327 K.
DAVA TARİHİ : 06.11.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/365 E., 2022/222 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarına kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların 2010 yılında evlendiklerini, ... köyünde davalı eşin ailesiyle birlikte yaşadıklarını, davalının hayvancılık ve tarım ile uğraştığını, davacı kadının ise en ağır işlerde bile işçi gibi çalıştırıldığını, davalı erkeğin, kadına hakaret ettiğini, şiddet gösterdiğini, darp ettiğini ve kadının darp raporu aldığını, ortak çocuk Samet'in olaylara şahit olduğunu, davalının sinirlendiğinde kendini kaybettiğini, davacı kadının fiziksel özelliklerini beğenmediğini, davalının annesi ve babası tarafından baskı altına alındığını ve toplum içerisinde küçük düşürüldüğünü, düğünde takılan ziynet eşyalarını, davalının aldığını ve yerine koymadığını iddia ederek ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesini, 50.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davacı kadın için aylık 1.000 TL tedbir nafakasına, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesenda özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birlikteliğinin sona ermesinde davacı kadının kusurlu olduğunu iddia ederek ortak çocukların üstün yararı gereği velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, davacı kadının açtığı boşanma davasının reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendiklerinden sonraki süreçte erkeğin köyde oturan ailesi ile birlikte aynı evde yaşadıkları, davalı erkeğin davacı kadına birçok kez hakaret ettiği, darp ederek şiddet uyguladığı, gerek tarlalarda gerek ahırda yoğun biçimde ve çapa yapmak, hayvanların yemini taşımak, hayvanların yemini vermek, altlarını temizlemek gibi ağır işlerde çalıştırdığı, ev işlerinin büyük ölçüde kadın tarafından yapıldığı, erkeğin ise bu duruma seyirci kalıp ağır işlerde ve günlük ev işlerinde kadına yardımcı olmadığı, en son olayda, kadının hayvanların yemini taşırken yere döktüğü, bu duruma sinirlenen davalı erkeğin davacı eşine vurarak fiziksel şiddet uyguladığı, bu olay üzerine davacının ortak konuttan ayrılıp ailesinin yanına gittiği, evlilik birlikteliği içerisinde davacı kadının ailesi ile görüşmesini kısıtladığı, bayram ziyaretine gitmesine karşı çıkıp bu konuda baskı yaptığı, ailesi ile görüşmemesi için telefonunu kırıp evlilik birliği içerisinde iken kadına telefon kullandırmadığı, kadının ailesi ile görüşmekten, onları ziyarete gitmekten imtina ettiği, kadın hakkında "delinin kızı" ve buna benzer sözler sarfettiği, kadına, ismi ile dahi hitap etmeyip "gel lan, git lan" şeklinde kaba biçimde ve emir kipiyle seslendiği, fiziksel olarak beğenmediğini ve davacının diğer kız kardeşlerinin fiziksel olarak daha iyi bulduğunu söylediği, eşine karşı saygılı davranmak, davacı kadına karşı fiziksel, sözlü, ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddet uygulamamak yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle ve eşine karşı şiddet uygulamak suretiyle birlikte yaşama yükümlülüğünü yine kendi kusuru ile ihlal etmiş olmakla davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfı kabil herhangi bir kusurlu davranışın ise bulunmadığı ve davacının kusurunun somut uyuşmazlıkta davalı tarafça ispat olunamadığı gerekçesiyle, kadının açtığı davanın, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarına kabulü ile tarafların boşanmalarına ,boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat,15.000,00 TL manevî tazminat, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocukların yüksek yararı ve menfaati, çocukların yaşları ve anne ilgi, sevgi ve şefkatine ihtiyaç duyduklarından velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ve çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyetleri davacı anneye bırakılan ortak çocukların sağlık, beslenme, barınma, eğitim vb. ihtiyaçları bulunacağından tarafların gerçekleşen sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, ortak çocukların yaşı ve eğitim durumları gözetilerek velâyet hakları davacı anneye verilen ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık ayrı ayrı 400,00 TL tedbir, iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı kadının kusurlu olduğunu, davacının davasının kabulünün ve aleyhine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının kabulü, ortak çocukların velâyeti ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden mahkeme kararının hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve davanın kabulüne karar verilmesinde, tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğundan ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığını, velâyete ilişkin düzenlemede, sosyal inceleme raporuna göre ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların yararına olacağından mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin bu yönlerden yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, ortak çocukların davanın açıldığı tarih itibariyle davalı babanın yanında yaşadıkları, İlk Derece Mahkemesince bu husus gözetilmeden çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, davacının ortak çocuklar için tedbir nafakası talebenin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle mutlu süren evliliklerinin olduğunu, davacı kadının ailesinin müdahalesi nedeniyle davanın açıldığını, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası, ortak çocukların velâyeti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü, kadın yararına boşanmanın fer'îsi niteliğindeki yoksulluk nafakası ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesinin üstün yararlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 336 ıncı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.