Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3295 E. 2024/391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının, velayet kararının, iştirak nafakasının ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki belgeler, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler gözetilerek temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1966 E., 2022/2495 K.

DAVA TARİHİ : 22.01.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/35 E., 2021/274 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek asıl dava dilekçesinde; taraflar arasında geçimsizlik söz konusu olduğunu ve bir buçuk yıldır ayrı yaşadıklarını, kadının çocuklar ile birlikte yaşadığını ve çocukları erkeğe göstermediğini, kadının erkeğe ve erkeğin ailesine küfür ve hakaret ettiğini, daha huzurlu yaşamak için erkeğin ayrı bir ev kiralayarak ailesi ile ortak konutu ayırdığını ancak kadının hakaretlerinin devam ettiğini, erkeğin gururunu incitici ve küçük düşürücü söylemlerde bulunduğunu, kadının erkeği evden kovarak tüm eşyaları alıp evden ayrıldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin kadını kendi ailesinin yanında yaşamaya zorladığını, bağımsız konut sağlamadığını, üç kere kadını evden kovduğunu, bir çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, kadının bu duruma dayanamayarak ayrı bir ev tuttuğunu, erkeği de buraya davet ettiğini, erkeğin burada bir müddet yaşadıktan sonra kendi anne ve babasının yanına geri döndüğünü, bu arada ikiz çocuklar ile hiç ilgilenmediğini, hastanede yatan çocuğunu ziyarete gelmediğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe "işin yok, benim istediklerimi yapmıyorsun, sen de erkek misin, çocuğu doğurduktan sonra seni terk edeceğim, ... Mahallesinden ev tutacağım, arkadaşımla yaşayacağım, senden boşanacağım, madem işin yoktu, paran yoktu, beni niye aldın?" demek suretiyle hakaret ettiği, rencide ettiği, küçük düşürücü sözler söylediği, sinkaflı küfürler ettiği, her tartışmada evi terk edip gittiği; erkeğin ise ayrı ev açmadığı, ailesiyle oturmaya zorladığı, şiddet uyguladığı, çalışmaması için psikolojik baskı yaptığı, tarafların sabit olan bu kusurlar nedeniyle eşit kusurlu kabul edildiği, kadının tazminat taleplerinin kusur durumu nedeniyle reddine, erkeğin ise dava dilekçesinde talep edilmeyip cevaba cevap dilekçesinde talep edilen tazminat talepleri hakkında usulüne uygun talep edilmemesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların yaşları itibari ile anne şefkatine muhtaç oldukları, hala anneleri yanında yaşadıkları ve alınan sosyal inceleme raporu değerlendirildiğinde velâyetlerin anneye verilmesinin uygun olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tazminat talebinin reddine, erkeğin tazminat talebi hakkında usule uygun talep edilmemesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 73.423,05 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası, tazminatlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, ziynet eşyası alacağının kabul edilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından dayanılan ayrı ev açmamak, kovma ve fiziksel şiddet uygulama vakıalarının erkeğin ailesi ile birlikte ortak konutta oturulan döneme ilişkin bulunduğu, sonrasında ayrı ev tutulduğu ve bu evde birlikte ortak yaşamın devam ettiğinin anlaşılmasına göre bu vakıaların kadın eş tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadın tarafından ayrı ev tutulduktan sonraki döneme ilişkin olarak çocukları ile ilgilenmeme ve hasta çocuğunu hastanede ziyarete gelmeme vakıaların ise İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenmediğini, bu vakıalara ilişkin kadın tarafından istinaf isteminde bulunulmadığından istinaf incelemesi esnasında erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda kadının tam kusurlu olduğunu, kusur tespitine göre kadının karşı davasının reddi gerekli ise de erkek tarafından kadının davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmediğinden karşı davanın kabulünün kaldırılmasına karar verilmediği, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu vakıaların ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, hal böyle olunca, erkeğin kusurunun bulunmadığı ve kadının ise tam kusurlu olduğu, erkeğin cevaba cevap dilekçesinde talepte bulunduğu maddî ve manevî tazminatlar yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile erkeğin velâyet, iştirak nafakası ve ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, erkeğin kusur tespiti ile maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesince yapılan kusura ilişkin değerlendirmeye katıldıklarını, ancak hükmedilen maddî ve manevî tazminatların çok düşük olduğunu, ayrıca tazminatlara hükmedilmesine rağmen lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini, annenin ikinci hamileliğini ilaç içerek sonlandırdığını, sinirli olduğunu ayrıca hafta sonları dahil çalıştığını, bu nedenle ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesi gerektiğini, erkeğin maddî durumunun iyi olmadığını, hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması ya da miktarının azaltılması gerektiğini belirterek lehe hükmedilen tazminatların miktarı, lehe vekâlet ücreti hükmedilmemesi, velâyet ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyetlerin anneye verilmesinin dosya kapsamına ve çocukların üstün yararına aykırı olup olmadığı, çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen tazminatlar sonucunda lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.