"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1720 E., 2023/214 K.
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/85 E., 2022/772 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davacının adli yardım talebi bakımından olumlu yada olumsuz bir karar verilmeden, yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve dosyanın Daire kararına uygun şekilde işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf talebinin talebinin kabulü ile kararın 6 nolu bendinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmasına, davalının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının evlilik boyunca sürekli olarak fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, öfke kontrol probleminin olduğunu, davacıyı hor görüp eş yerine koymadığını, küçümsediğini, aşağıladığını, hakaret edip tehdit ettiğini, her yaptığını eleştirerek baskı uyguladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve eve para bırakmadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, iletişim problemi olduğunu, davacının ailesinin gelip gitmelerini istemediğini, tarafların uzun süredir ayrı odalarda yattıklarını, cinsel anlamda da evliliklerinin bittiğini, davalının kendi ailesine müvekkili ve ortak çocuktan daha fazla önem verdiğini, davacı ile olan her şeyi onlarla paylaştığını, evin anahtarını ailesine vermekten çekinmediğini, aile mahremiyetini ihlal ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı annesine verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının sorumsuz bir kişi olduğunu, Gölcük'ten ailesinin geleceğini hep son dakika haber verdiğini, taraflar arasında iletişim problemi sebebinin davacının olduğunu, elinde telefon, kulağında kulaklık ile meşgul olduğunu, ayrı odada yatmayı isteyen ve cinsel ilişkiden kaçınanın davacı olduğunu, kendi ailesi ile eşinin ailesinin kaynaşmasını istemediğini, alınan ortak kararla ortak evin anahtarının davalının ailesine verildiğini, davalının işsiz kaldığı dönemde eşinden manevî destek görmediğini, taraflar arasındaki problemin müvekkilinin işsiz kalmasından kaynaklandığını, davacının not bırakarak evden ayrıldığını, ayrılma kararını kendisinin aldığını, evi terk etme sebebini konuşmaya dahi gerek duymadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2019 tarih ve 2018/736 Esas, 2019/946 Karar sayılı kararı ile; davalının evi ile yeterince ilgilenmediği, evin ihtiyaçlarını yeterli ölçüde karşılamadığı, kendi ailesine daha düşkün bir yaşam sürdüğü, ailesinin evliliğe müdahalesine kayıtsız kaldığı, davacı kadını aşağıladığı ve davacıya hakaret ettiği,bu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğu, davacı kadının ise dosya kapsamında ispatlanmış kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, davacı kadının aylık gelirinin bulunduğu anlaşıldığından, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının ve 15.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları, vekâlet ücreti yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2022 tarih ve 2020/184 Esas, 2022/25 Karar sayılı kararı ile, davacı kadının adli yardım talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi halinde yargılamaya harç alınmadan devam edilmesi, adli yardım talebinin reddine karar verilmesi halinde ise davacıya harcın tamamlanması için Harçlar Kanununun 30. maddesine göre süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde, sonucuna göre karar verilmesi, harcın yatırılmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve dosyanın Daire kararına uygun şekilde işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan hadiselerde, davalının evi ile yeterince ilgilenmediği, evin ihtiyaçlarını yeterli ölçüde karşılamadığı, kendi ailesine daha düşkün bir yaşam sürdüğü, ailesinin evliliğe müdahalesine kayıtsız kaldığı, davacı kadını aşağıladığı ve davacıya hakaret ettiği, bu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise dosya kapsamında ispatlanmış kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, davacı kadının aylık gelirinin bulunduğu anlaşıldığından, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının beyanlarının soyut ve görgüye dayalı olmadığını, davalıya karşı atfedilen bu iddiaların gerçekliğini ispatlayacak hiçbir somut delil olmadığını, davalının kusurunun bulunmadığını, davacı tanığı ... A.'nın davalıya '' Sana tek diyeceğim kimseye güvenme bunlar hep çıkarcı insanın yüzüne başka arkasına başka konuşur'' şeklinde mesaj attığını, bu kaydın dosyaya sunulduğunu, Mahkeme'nin bu kesin delile itibar etmesi gerektiğini, davacının evden ayrılırken not bıraktığını, notta davalının kusurunu gösteren sebeplere değinilmediğini, davacının kendisinin ayrılma kararı aldığını, notun değerlendirmeye alınmadığını, davacının asıl kusurlu taraf olduğunu, bu nedenle davanın reddinin, tazminatların kaldırılmasının gerektiğini, mümkün değilse fahiş miktarın düşürülmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini, aksi kanatte ayrılık kararı verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ettiklerini beyan ederek ,boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ,vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi'nce Dairece kaldırılmasına karar verilen 10.12.2019 tarihli kararı ile davacı kadın yararına 15.000 TL maddî, 6.000 TL manevî tazminata hükmedildiği, bu karara karşı yalnızca davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu durumda kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarlarının erkek bakımından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği, hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesi'nce Daire'nin kaldırma kararı sonrasında verilecek yeni kararda davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeksizin fazla miktarda maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin doğru olmadığı, aynı şekilde velâyeti annesine verilen ortak çocuk yararına Dairece kaldırılmasına karar verilen 10.12.2019 tarihli karar ile aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, bu karara karşı yalnızca davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması sebebiyle ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarının erkek bakımından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği anlaşılmakta ise de davalının iştirak nafakası miktarına ilişkin açık bir istinaf talebi bulunmadığından yanlışlığa değinmekle yetinmek gerektiği gerekçesi ile davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf talebinin talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 6.000,00 TL manevî tazminata, davalının sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, erkek aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...