"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1201 E., 2022/1221 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/92 E., 2022/22 K.
Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal tescil ve anlaşmalı boşanma protokolü hükümlerinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ... 5. Aile Mahkemesinin 2017/638 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, bu kararda ... İli, Melikgazi İlçesi, ... Mh. 403 Ada, 1 Parsel, 25 No'lu bağımsız bölümün davalı kadın tarafından tüm hak ve borçları ile müvekkili üzerine devredileceğinin tespitine karar verildiğini ancak davalı kadının dava konusu taşınmazı devretmediği, bu sebeple bu taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun iptali ile müvekkili ... adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında özgür iradeleri ile boşanma protokolü yapıldığını, gabin yahut aşırı yararlanma koşullarının oluşmadığını, 1 yıllık süre geçtikten sonra eldeki davanın açılamayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddia ettiği ve aile mahkemesi kararında sözü geçen protokolü kabul etmediklerini, tarafların boşanma davasında karşı tarafın boşanmanın kabulü için müvekkilini olmadık tehditlere, yıldırmalara ve hilelere maruz bıraktığını, en sonunda tarafların boşandıklarını, müvekkilinin iyi niyetinin su istimal edildiğini, açıklanan bu sebeplerle ve zaman aşımı da göz önünde bulundurularak davacı tarafından açılmış davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
2.Davalı- davacı vekili birleşen davada, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı tarafın ... 5. Aile Mahkemesinin 2017/638 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, mahkemece usulsüz ve çelişkiler ile dolu protokolün onaylandığını, yargılamanın seyrine, yapıldığı söylenen protokole ve protokolün onaylandığı duruşma tutanağına ve gerekçeli karara bakıldığında, son derece çelişkili, şekli unsurlardan yoksun, vicdani ölçülere ve hakkaniyete sığmayan, bir tarafı açıkça aşırı yararlandırma (gabin) niteliğinde bir ilam metni ortaya çıktığını, müvekkilinin 40.000,00 TL tazminat isterken, bir kusuş dahi olmadan elindeki evi de davalıya vererek çıktığı duruşmada kurulan hükmün müvekkilini fakr-ü zaruret haline düşürdüğünü, karşı tarafın müvekkilini aldatma ve korkutma eylemleri nedeni ile müvekkilinin de yanılması sonucunda müvekkilinin neye imza attığını dahi tam anlamadan her şeyi bitirme, kurtulma ve boşanmayı elde etmenin psikolojik durumuyla imza attığını, mal paylaşımına dair hükmün batıl olduğunu iddia ederek anlaşmalı boşanma protokolünün 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (Türk Borçlar Kanunu) 28 inci maddesi uyarınca gabin ve 30 uncu maddesi uyarınca yanılma, aldatma ve korkutma ile yapılmış olması nedeni ile butlanına yahut iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2021 tarihli ve 2019/251 esas, 2021/35 karar sayılı ilamı ile; tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamında davalı- birleşen dosya davacısının sözleşme kurulurken yanılma, aldatılma ve korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali davasının şartları oluşmadığı, tanığın beyan ettiği erkeğin ''Evi bana vermez isen boşanmam'' söyleminin kanunun aradığı, sözleşmenin iptalini gerektirecek korkutma şekli olmadığı, kaldı ki 6098 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi gereğince yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yaptığı iddiasında bulunan birleşen dosya davacısı tarafın yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmediği için sözleşmeyi onamış sayıldığı, asıl dosya yönünden; davalı- birleşen dosya davacısı tarafın zamanaşımı itirazında bulunduğu, boşanma konusunda yapılan protokolün aynı zamanda taraflar arasında bir sözleşme niteliğinde olmasına göre; genel zamanaşımı süresi niteliğindeki 6098 sayılı Kanun'un 146 ıncı maddesinde düzenlenen "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." hükmünün uygulanmasının gerekeceği, bu kapsamda zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, taraflar arasında görülen boşanma davasında 17.01.2018 tarihli boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olmaları, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçmediği ve fakat davacının malik olan kadından mülkiyetin kendi adına tescilinin isteme hususunda kişisel hakkının bulunduğu, bu haliyle açılan davanın yerinde ve haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verildiği, taşınmazın kaydına ipotekler konulduğu anlaşılmakla hacizlerle yüklü olarak tapu kaydının iptali ve tescili yönünde hüküm kurulduğu gerekçesi ile davacı birleşen dosya davalısı tarafından açılan davanın kabulüne, ... ili, Melikgazi ilçesi, ... Mahallesi 403 Ada, 1 Parsel, A Blok 13. Kat 25 nolu bağımsız bölüm, mesken vasfındaki taşınmazın davalı birleşen dosya davacısı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı birleşen dosya davalısı adına taşınmaz kaydındaki ipoteklerle yüklü olarak tapuya kayıt ve tesciline, davalı birleşen dosya davacısı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili tarafından asıl davanın kabulü ve reddedilen davaları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 21.05.2021 tarih ve 2021/676 Esas, 2021/670 Karar sayılı kararı ile; Davalı-birleşen dosya davacısı tanığı Semra Başaslan yazılan talimat neticesinde adreste bulunamadığından dinlemediği, bu tanığın adresinin bildirilmesine ilişkin 13.07.2020 tarihli celsede verilen kesin süreli ara kararın davalı davacı vekiline tebliğe çıkarılmadığı, gerek birleşen dosyada ... 7. Aile Mahkemesince 12.10.2020 tarihli celsede, gerekse ... 1. Aile Mahkemesince 19.01.2021 tarihli celsesinde verilen tanığın dinlenmesi talebinin reddi kararının davalı davacının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak, adil yargılanma ilkesini etkileyen usuli bir hata niteliğinde olduğu, davalı davacının delil listesinde gösterdiği ve dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği tanığı Semra Başaslan'ın usulüne uygun olarak dinlenilmesi yönünde gereken işlemlerin yapılması, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamında davalı davacının sözleşme kurulurken yanılma, aldatılma ve korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali davasının şartlarının oluşmadığı, tanığın beyan ettiği erkeğin ''Evi bana vermez isen boşanmam'' söylemi kanunun aradığı, sözleşmenin iptalini gerektirecek korkutma şekli olmadığı, tanık Semra'nın '' Davalıdan duyduğum kadarıyla davacı davalıya anlaşmalı boşanma sürecinde evi ver yoksa kan çıkar demiş. '' şeklindeki beyanı görgüye dayalı olmayıp hükme esas alınacak nitelikte olmadığı, aynı tanığın '' davacı davalıya evin yarısını ver diye baskı yaptığını biliyorum. '' şeklindeki beyanı ise somut olaylara dayalı beyan olmayıp hükme esas alınmadığı, kaldı ki 6098 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi gereğince yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yaptığı iddiasında bulunan tarafın yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmediği için sözleşmeyi onamış sayılacağı, açıklanan gerekçeler doğrultusunda şartları oluşmayan ve haklılığı sübut bulmayan birleşen davanın reddine karar verildiği, asıl dosya yönünden; davalı davacı tarafın zamanaşımı itirazında bulunduğu, boşanma konusunda yapılan protokolün aynı zamanda taraflar arasında bir sözleşme niteliğinde olmasına göre; genel zamanaşımı süresi niteliğindeki 6098 sayılı Kanun 146 ncı maddesinde düzenlenen "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." hükmünün uygulanmasının gerekeceği görülmekle davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, somut olayda, taraflar arasında görülen boşanma davasında 17.01.2018 tarihli boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olmaları, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçmediği ve fakat davacının malik olan kadından mülkiyetin kendi adına tescilinin isteme hususunda kişisel hakkının bulunduğu, bu haliyle açılan davanın yerinde ve haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, taşınmazın kaydına ipotekler konulduğu anlaşılmakla hacizlerle yüklü olarak tapu kaydının iptali ve tescili yönünde hüküm tesis edildiği gerekçesi ile davacı birleşen dosya davalısı tarafından açılan davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 403 Ada, 1 Parsel, A Blok 13. Kat 25 nolu bağımsız bölüm, mesken vasfındaki taşınmazın davalı birleşen dosya davacısı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı birleşen dosya davalısı adına taşınmaz kaydındaki ipoteklerle yüklü olarak tapuya kayıt ve tesciline, davalı birleşen dosya davacısı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne konu mahkeme kararına ilişkin kanun yararına temyiz yoluna başvurulduğunu, bu hususun bekletici mesele yapılmadığını, boşanma kararının kanun yolu denetiminden geçmeden kesinleştiğini, tanık Semra'nın karşı tarafça baskı altına alındığını buna ilişkin soruşturma dosyasının celp edilmediğini, boşanma dosyasında karşı dava olmasına rağmen harcın alınmadığını, taraf sıfatlarının karıştırıldığını, anlaşmanın çelişkili olduğunu, "aşırı yararlanma" iddialarının sübuta erdiğini, müvekkilinin tapu kaydının kendi adına olduğu güveni ve inancıyla yarı hakkını nasıl olsa alacağı düşüncesi içerisinde olduğunu, müvekkilinin haksız durumu ve kötü niyeti eldeki dava ile anladığını, hak düşürücü sürenin buna göre belirlenmesi gerektiğini, terditli diğer talepleri olan 6098 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi doğrultusunda irade fesadının ortada olduğunu, yanılma, saikte yanılma ve aldatma koşullarının gerçekleştiğini, anlaşmalı boşanma protokolünün muğlak olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında toplanan deliller uyarınca tarafların ... 5. Aile Mahkemesinin 17.01.2018 tarih ve 2017/683 Esas, 2018/52 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, tarafların karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurmayarak kararı kesinleştirdikleri, davalı-birleşen dava davacısının birleşen dosyada boşanma davasında ve bu dosyaya sunulan protokolün imzalanması sırasında davacı-birleşen dava davalısı erkek tarafından iradesinin sakatlandığını ileri sürdüğü, ancak ileri sürülen iddialarını somut deliller ile ispat edemediği, kesinleşen ... 5. Aile Mahkemesinin 17.01.2018 tarih ve 2017/683 Esas, 2018/52 Karar sayılı ilamı ve ilam ile onaylanmasına karar verilen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davaya konu taşınmazın tapusunun davacı-birleşen dava davalısına devrinin gerektiği, davacı-birleşen dava davalısının davasını ispatladığı, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile taşınmazın davalı-birleşen dava davacısı adına olan tapu kaydının iptali ile üzerindeki ipotek kaydı ile birlikte davacı-birleşen dava davalısı adına tapuya tesciline, birleşen davanın reddine dair kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında, taşınmazın tescili koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 28 inci, 30 uncu, 39 uncu ve 146 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Fatma'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.