Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3394 E. 2023/2439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, onanan Yargıtay kararının, kadının sadakatsizliği iddiası nedeniyle kusur, nafaka ve tazminat yönlerinden düzeltilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay kararının, 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesinde sayılan karar düzeltme sebeplerinden hiçbirini içermemesi ve yasal/hukuki dayanaklarının gösterilerek onanmış olması gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/539 E., 2020/234 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 14.06.2012

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı-karşı davacı erkek vekili

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli hakaret, şiddet ettiğini ve kadınlık gururunu aşırı derecede inciten davranışlarda bulunduğu, alkol alışkanlığının bulunduğu ve neredeyse her gün alkol aldığı, 8 yıldan bu yana ayrı yataklarda yattıkları aralarında karı koca ilişkisinin de bulunmadığı, seni sevmiyorum, ayı gibisin, seninle aynı yatağa girmem ben, sen de kadın mısın elimi sallasam ellisi, param var istediğim kadınla yatarım, sen bana zevk vermiyorsun panda, ayı şu haline bak şeklinde ağır hakaretlerde bulunduğu, hiç bir zaman çocuklarıyla ilgilenmediği, müvekkilinin ailesini de sürekli hor görerek aşağıladığı, gelirinin ... olmasına rağmen müvekkilinin evinin ihtiyaçlarının karşılanmamasından dolayı oldukça zor günler geçirdiği, evin temel ihtiyaçlarını karşılamadığı, anlaşmalı olarak boşanmaya yanaşmadığı gibi, tehditler ettiği belirtilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkili anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline ait davalı nezdinde bulunan ziynet eşyası ve paranın değeri olarak şimdilik 5.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadından gereken saygı ve sevgiyi göremediği, mağdur durumda olan ve zarar gören tarafın psikolojisi bozulan tarafın müvekkili olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği gibi müvekkilinin alkolik olmadığı, hiç bir zaman evine ve yuvasına alkol sokmadığı, dava dilekçesindeki iddiaları müvekkilinin esnaf olmasından dolayı işine zarar verilmeye yönelik bir çalışma olduğunu bu konuda mahkemece müvekkilinin alkol muayenesi yapılmak üzere hastaneye sevk edilmesini talep ettikleri, kadının evlilikleri boyunca müvekkilini para kaynağı olarak gördüğünü ve üzerine düşen hiç bir yükümlülüğü yerine getirmediği, müvekkilinin hiç bir zaman evlilik hayati yaşayamadığı, her eve gelişinde eşini çoğu zaman evde bulamadığı gibi yerlerde bir sürü sigara izmariti ve kahve tabaklarıyla ... manzaralarla karşılaştığını, kadının hiç bir zaman müvekkili ve ortak çocuğuyla ilgilenmediği kadının tek derdinin ailesi ve kardeşleri olduğu, kadının ailesinin bir çok ihtiyaçlarıyla ilgilendiği, erkeğe ait marketten kendi ihtiyacı olmayan malzemeleri fazla fazla götürmesinden dolayı kadına müdahale ettiğini hatta bu hususta market çalışanlarının da tanıklık yapabileceği, müvekkilini maddî açıdan zarara soktuğu, kadının evden ayrılırken tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğü, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm iddialarında kötü niyetli olduğu belirtilerek kadının davasının reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, evinin temizlik ve düzeni ile ilgilenmeyen ve ihtiyacı aşan harcamalar yapan kadının az kusurlu, eşinin fiziksel özellikleriyle şişmansın, ayı gibisin gibi hakaret niteliğindeki sözlerle dalga geçen, evi ve ailesinin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen, eve sık sık alkollü gelmek suretiyle tartışma çıkaran ve tartışma sonunda kadın ve çocuğunu annesinin yanına bırakıp götürmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 23.11.2015 tarihli ve 2015/5377 Esas, 2015/22042 Karar sayılı kararıyla, kadının ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının reddine, Mahkemece tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında taraflar arasında karşılıklı boşanma davaları olmasına rağmen ”davanın kabulüne" şeklinde hüküm kurularak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrasnda gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamayacağı, başka bir anlatımla hakimin, yargılamayı sona erdirdiği oturumda hangi davayı kabul ettiğinin anlaşılamadığı, ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığın, bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak 6100 sayılı Kanun'un 294 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü, 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında, 10.04.1992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulmasına, ziynet alacağı yönünden hükmün onanmasına, bozma sebebine göre diğer bölümlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece, evinin temizlik ve düzeni ile ilgilenmeyen ve ihtiyacı aşan harcamalar yapan kadının az kusurlu, eşinin fiziksel özellikleriyle "şişmansın, ayı gibisin" gibi hakaret niteliğindeki sözlerle dalga geçen, evi ve ailesinin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen, eve sık sık alkollü gelmek suretiyle tartışma çıkaran ve tartışma sonunda kadın ve çocuğunu annesinin yanına bırakıp götürmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddi ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden erkek lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir. Karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 25.02.2019 tarihli ve 2018/1673 Esas, 2019/1630 Karar sayılı kararıyla, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere kadının evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, ihtiyacı aşan şekilde harcamalar yaptığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında erkeğin dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin ... bulunmadığı, Mahkemece verilen ilk hükümde, tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verildiği, tarafların temyizi üzerine Dairenin 23.11.2015 tarihli kararıyla ziynet alacağının reddine ilişkin hükmün onandığı, boşanma davaları yönünden ise hükmün bozulmasına karar verildiği, tarafların karar düzeltme talebinin ise reddedildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu, ziynet alacağı davasının kesinleştiği nazara alınmadan, yeniden ziynet alacağı davasının reddine ve ziynet alacağı davasında erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin ... olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının boşanma davası ve boşanmanın fer'ilerine yönelik tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kadın vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, evinin temizlik ve düzeni ile ilgilenmeyen ve ihtiyacı aşan harcamalar yapan kadının az kusurlu, eşinin fiziksel özellikleriyle "şişmansın, ayı gibisin" gibi hakaret niteliğindeki sözlerle dalga geçen, evi ve ailesinin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen, eve sık sık alkollü gelmek suretiyle tartışma çıkaran ve tartışma sonunda kadın ve çocuğunu annesinin yanına bırakıp götürmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyet yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuş ise de kadına yapılan ihtarat üzerine kadın vekilinin verdiği dilekçe ile temyiz taleplerinin bulunmadığı belirtilmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 06.10.2021 tarihli 2021/4647 Esas, 2021/6893 Karar sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara ve Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle kadına yapılan ihtarat üzerine verdiği dilekçe ile temyiz taleplerinin bulunmadığını belirtilmiş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; boşanma kararı kesinleşmiş ise de kadının sadakatsiz olduğunu öğrendiğini, bu nedenle kadının bu kusurunun nafaka ve tazminatlar belirlenirken dikkate alınması gerektiğini, tazminat miktarlarının da oldukça yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Dairenin 06.10.2021 tarihli ve 2021/4647 Esas, 2021/6893 Karar sayılı kararında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık bulunup bulunmadığı ve kusur değerlendirmesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 490,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.