Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3402 E. 2023/2438 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında eşit kusurlu bulunan tarafların, daha önceki boşanma davasının reddinin kesinleşmesinden sonraki dönemde fiili ayrılık nedeniyle açılan yeni boşanma davasında kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin temyiz incelemesinden sonra verilen onama kararının düzeltilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay kararının düzeltilmesi için 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin bulunması gerektiği, davalı-karşı davacı kadın vekilinin karar düzeltme talebinin bu sebeplerden hiçbirisine dayanmadığı ve Yargıtay'ın önceki kararında yasal ve hukuki dayanakları gösterilerek hüküm verildiği gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/182 E., 2022/468 K.

DAVA TARİHİ : 03.08.2012- 14.01.2013

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı karşı davacı kadın vekili

Taraflar arasındaki karşılıkı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, eşit kusurlu tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli agresif ve dengesiz tutumu, kıskanç tavırları, topulm içinde davacıyı rencide edici konuşmaları, üstelik ilgisiz ve sevgisiz şekilde tavırlar sergilemesi taraflar arasında huzursuzluğa sebep olduğu, kadının başına buyruk hareket ederek davacının mal varlığı olarak ne varsa herşeyi suistimal ettiği, üzerine kaydettirdiği ev de dahil olmak üzere, Balıkesirdeki dairelerini kadının 2004 yılından sonra sattığı, ayrıca kadının erkeği aldattığı, bunun ... 3. Aile Mahkemesinde nafaka dosyasında kanıtlandığını ve kadının nafaka talebi yönünden ret kararı verildiği, erkeğin ilk boşanma davasını 11.02.2004 tarihinde açtığı, bu dava sürerken büyüklerin baskısı ile dosyaya feragat dilekçesi sunduğu, daha sonra taraflar arasında geçimsizliğin devam ettiği ve erkeğin bu sefer ikinci boşanma davasını 08.05.2006 yılında açtığı, ancak davanın konusunun feragattan önceki olaylara dayandırıldığı gerekçesi ile reddedildiği, davacının kararı temyiz ettiğini ancak red kararının onandığı ve bu kararın 30.04.2009 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden sonra üç yıl geçtiğini, bu süreç içerisinde tarafların yan yana gelmedikleri, kadının evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği ve boşanma konusunda da erkeği süründürme gayesi ile hareket ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, yasal faiz müvekkili lehine 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğu, erkeğin eviyle çocuklarıyla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, ... süre eve de uğramadığı, ayrıca ... bir tartışmada hakaret etmeyi ve fiziksel şiddet uygulamayı alışkanlık haline getirdiği, erkek ve ailesinin evliliğin başından beri boşanma tehditlerinde bulunduğu, Balıkesirde bulunan evin satılmasına davacının sebebiyet verdiği, evi kiraya verdirtmediğini ayrıca aidatlarını ödemediği, çocukların ihtiyaçlarını da karşılamayarak büyük borçlara sebebiyet verdiği, alacaklılara davalıyı muhatap yaptığı, davalının evi satarak borçları ödemeye ve çocukları geçindirmeye mecbur kaldığı, ayrıca ... 3. Aile Mahkemesinde görülen nafaka davasında davalıya nafaka verilmemesinin sebebi davacıyı aldatması değil o tarihte çalışıyor olduğu, ayrıca erkeğin başka bir kadınla gayri resmi yaşadığı, boşanmak için fiziksel şiddet uyguladığı ve tehdit ettiği, adres değiştirerek gizlenerek korku içinde hayat sürdükleri, kadının çocuklarına hem annelik hem babalık yaptığı belirtilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk için yardım ve tedbir-iştirak nafakasına daha öncesinde karar verildiğinden mükerrer olmaması bakımından aynı nafakanın devamına, yasal faiziyle 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de ilk kararın temyizinde 166 ncı maddenin dördüncü fıkrası gereği dava açtığını belirtti.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 18.12.2014 tarihli, 2013/99 Esas, 2014/471 Karar sayılı kararıyla taraflar arasında tartışma yaşandığı, aralarında geçimsizlik olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği, tarafların ... süredir ayrı yaşadıkları, bu sonuca ulaşılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve tazminat taleplerinin reddine, çocuklar ... olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 10.10.2016 tarihli ve 2016/15810 Esas, 2016/13663 Karar sayılı kararıyla, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde karşı boşanma davasının açılmış ve harcının yatırılmış olduğunu, Mahkemece, erkeğin boşanma davasınn kabulüne karar verilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise bir hüküm kurulmadığı, karşılıklı dava açılması durumunda Mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, kadının boşanma davası hakkında da olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesinin usul ve kanunu aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen erkeğin boşanma davası ve fer'îlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemece 16.02.2017 tarihli 2016/654 Esas, 2017/57 Karar sayılı kararıyla, erkek tarafından 08.05.2006 tarihinde açtığı boşanma davasının kadının kusurunun bulunmadığı, tanıkların anlatımına dayalı olayların büyük kısmının feragatten önceki olaylara ilişkin olduğu, bir kısmının ise doğrudan görgüye dayalı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği verilen bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 30.04.2009 tarihinde kesinleştiği, dinlenen tanıkların anlatımlarından tarafların boşanma davası kesinleştikten sonra bir araya gelmedikleri gibi bu süre içerisinde kadından kaynaklanan boşanmaya gerektirir bir olayın varlığı da ispat edilemediği, bu nedenle boşanmaya neden olana olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen eşin ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları ve hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına 7.000,00 TL manevî tazminata, bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde erkeğin davasının kabulüyle tarafların boşanmasına karar verildiği, tarafların kararı boşanma yönünden temyiz etmeyerek kesinleştiği ve nüfusa tescil edildiği gerekçesiyle erkeğin boşanma konusundaki talebi hakkında boşanma kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen eşin ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları ve hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına 7.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karar davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2.Dairenin 13.11.2018 tarihli 2017/2158 Esas, 2018/12932 Karar sayılı kararıyla, Dairenin 10.10.2016 tarihli ve 2016/15810 Esas, 2016/13663 Karar sayılı bozma ilamında, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen erkeğin boşanma davasının ve boşanmanın fer'îlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verildiğine göre, bozulan ilk hükümdeki, bu yönlerin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, ilk hükmün bozulmakla, tamamen ortadan kalktığı, öyle ise, her iki tarafın boşanma davaları ve boşanmanın fer'îleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi ... bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların karşılıklı boşanma davaları ve boşanmanın fer'îleri konusunda yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden, erkeğin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemece, erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasının onama ile 30.04.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın da 03.08.2012 tarihinde açıldığı neticesinde tarafların ortak hayatı yeniden kuramadıkları, bir araya gelmedikleri, dinlenen tanık beyanları ve mübrez deliller karşısında eşit kusurlu oldukları, velâyeti talep edilen ortak çocuğun ergin olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ortak çocuğun velâyeti talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının tedbir ve iştirak nafakalarının devamı yönünden talebi hakkında da kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen manevî tazminat talebi ile vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 20.12.2022 tarihli 2022/9379 Esas ve 2022/10707 Karar sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara ve Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; kusurlu erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, bu nedenle erkeğin davasının kabulünün ve hatalı kusur belirlemesine bağlı manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı boşanma istemine ilişkin olup, Dairenin 14.06.2022 tarihli ve 200/4539 Esas, 2022/5796 Karar sayılı kararında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) ... alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.