"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2278 E., 2022/3384 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/157 E., 2022/229 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve birleşen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı banka vekili Avukat.... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin eşinin bir borç nedeniyle Trabzon ili ... ilçesi ... Mahallesi 662 ada 3 nolu parselde ve aynı ilçe ... Mahallesi 1072 ada ve 125 nolu parselde kayıtlı taşınmazlarını ipotek verdiğini, ipotek alacaklısı olan davalının ipoteği tesis ederken müvekkilinin onayını almadığını, müvekkiline haber vermediğini, daha sonra ipotek alacaklısı davalının söz konusu taşınmazları Samsun 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1400 (yeni Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 2015/703139 Esas nolu dosyasında satışa çıkartarak sattığını, böylece müvekkilinin de hak sahibi olduğu taşınmazların müvekkilinin onayı olmadan elinden çıktığını, bu bakımdan gerçekleşen satış işleminin müvekkilinin muvafakati olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek ipoteğin iptaline ve müvekkili adına tesciline, bu mümkün görülmediği takdirde müvekkilinin bu nedenle uğradığı zarara mahsuben fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; Trabzon ili ... ilçesi ... Mahallesi 662 ada 3 nolu parselde arsa gözükmekle beraber üzerinde müvekkilinin ailesiyle oturduğu bir konutu bulunduğunu, asıl dava devam ederken Akbank'ın taşınmazı satışa çıkarttığını, davalı ...'nın ihtilafı bilmesine rağmen ihaleye girerek taşınmazı aldığını, asıl davada taşınmaz üzerine konulan tedbiri görevsizlik kararı sonrası kötü niyetle kaldırttığını ve tescil yaptırdığını belirterek davaya konu 662 ada 3 nolu parseldeki binanın davalı adına yapılan tescilinin iptali ile müvekkil adına tapuya tesciline, bu mümkün görülmediği takdirde taşınmazın mahkemece belirlenecek bedelinin bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine, dosyanın asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların halen davacının eşi adına kayıtlı olduğunu, tapu iptal ve tescil davalarının tapuda adına tescil yapılmış kişiye yönlendirildiğini, davacının söz konusu taşınmazların maliki olmadığını, dolayısıyla üzerlerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını, davacının eşinin müvekkili bankaya karşı ipotek tutarlarından sorumlu olduğunu, yapılan ipotek sözleşmesinde Medeni Kanunun hükümlerine göre eşin rızasının gerekmediğini, davacının eşinin ayni teminat veren konumunda olduğunu, mülkiyet aktarımının cebri ihaleye dayanarak gerçekleştiğini, ipoteğin cebri ihaleden önce hükümsüz kılınmamış olması nedeniyle sonuca etkisinin olmadığını, Samsun 8. İcra Müdürlüğü 2015/1400 E. sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kıymet takdirine ve satışa ilişkin tüm tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiğini, icra takibine yapılan itirazın reddedilmesinin ardından icra dosyasının kesinleştiğini, davacı vekili tarafından 16.02.2016 tarihinde Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2015/136 Talimat sayılı dosyasında yapılan ihalenin feshine yönelik iddialarının da Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/148 E. sayılı dosyasında reddedildiğini, bu nedenle davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2018 tarih ve 2016/801 Esas, 2018/303 Karar sayılı kararı ile; davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve görevli mahkemenin Trabzon Aile Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından; somut olayda, yapılan işlemin üçüncü bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olup görevli mahkemenin genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yerel mahkeme kararının isabetli olmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden; davalı banka vekili tarafından; konusuz kalan davanın esasına girilmeden, konusuz kalma sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, görevsizlik kararı verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2018
tarih ve 2018/1362 Esas, 2018/1265 Karar sayılı kararı ile; davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu, davacının dava dilekçesi ile, dava dışı eşinin kendisinden habersiz olarak davaya konu taşınmazları ipotek verdiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapıldığını, takip sonucunda taşınmazların satıldığını, bu nedenle tapunun iptalinin mümkün olmaması halinde zararın tazmini için dava açtığını, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Aile Mahkemesinin görevli olduğunu, görevsizlik kararı verdiği, bu kararın davacı ve davalının istinafa taşıdığı, dosya üzerinde yapılan incelemede Mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu 662 ada, 3 parseldeki taşınmazın yargılama devam ederken taşınmazın icra satışı sonrasında davalı banka tarafından satın alındığı ve sonrasında birleşen dosya davalısı ...'e banka tarafından satıldığı, taşınmazın asıl dava dosyası davalısı banka tarafından ...'e devredilmesi nedeniyle davacı vekiline 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi kapsamında seçimlik hakkını kullanmak üzere kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı vekilinin davasını üçüncü kişi olan ...'e yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası olarak devam ettirmek istediği, seçimlik hakkın kullanılması sonrasında asıl davada; Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 1072 ada, 125 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine eş muvafakati alınmadan konulduğu iddia edilen ipoteğin kaldırılması ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi, birleşen davada ise; Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 662 ada, 3 parselde kayıtlı aile konutu olarak kullanıldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunun devredilemeyeceği ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmayacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesine göre; tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, aynı Kanun'un 1024 üncü maddesine göre ise; bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı, bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescilin yolsuz olduğu, böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimsenin, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebileceği, asıl davada dava konusu olan Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 1072 ada, 125 parselde kayıtlı taşınmazın sanayide dükkan olduğu, aile konutu vasfı bulunmadığı, birleşen dosyada Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 662 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın giriş katının dükkan olduğu, üsteki iki katın ise konut olarak kullanıldığı, tanık beyanlarına göre ise bu iki katan 1 inci katta davacının ve eşinin oturduğu, aile konutu olarak kullanıldığı, 2 nci katta ise davacının kızı ...'nın oturduğu, dava konusu Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 1072 ada, 125 parselde kayıtlı taşınmazların ve Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 662 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın giriş katı ile en üst katının aile konutu olmadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesindeki sınırlandırmalara tabi olmadığı, dava konusu Trabzon ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 662 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın 1 inci katının davacının aile konutu olduğu ve ipotek konulurken eş muvafakatinin alınmadığı anlaşılmışsa da; taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişiye devredilmesi sonrasında davacının gerek 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi kapsamındaki seçimlik hakkı kullanması gerekse de birleşen dosyadaki talebi dikkate alındığında bu kişiye yönelik tapu iptal tescil davasının bulunduğu, bu kapsamda 4721 sayılı Kanun'un 1023 ve 1024 üncü maddelerinin değerlendirmeye alındığı, taşınmazı satın alan davalı ...'in iktisabının iyiniyetli olup olmadığı yönünde inceleme yapıldığı, davacı vekilinin beyan ettiği savcılık dosyasının araştırıldığı, gelen müzekkere cevabına göre ne davalı ... ne de eşi hakkında başlatılan bir soruşturma olmadığı, davacı tarafın davalı ...'in taşınmazı iktisap ederken kötüniyetli olduğunu, taşınmazın durumunu bilerek banka ile ortak hareket birliği içerisinde taşınmazı satın aldığını ispat edemediği, bu kapsamda davalı ...'in iktisabının 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesi kapsamında korunması gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu tüm taşınmazlar yönünden davacının 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesindeki korumadan faydalanıp faydalanamayacağı, aile konutu olan taşınmazın satışı yönünden el ve işbirliğinin ispat edilip edilmediği, davanın kabulü gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.