Logo

2. Hukuk Dairesi2023/343 E. 2023/2873 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan karşılıklı boşanma davasının temyiz aşamasında davalı-davacı erkeğin ölümü üzerine davanın konusuz kalıp kalmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı erkeğin ölümüyle evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı gözetilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2428 E., 2022/1682 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/579 E., 2019/617 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma ve fer'îlerine kadının, 162 inci maddesi gereğince boşanma davasının reddine, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ... kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi gereğince açılan davanın reddine, maddî manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile yeniden hüküm tesisine, ... kadının sair, davalı-davacı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların uzun süre birliktelik yaşadıktan sonra nikahlandıkları, evliliklerinin başlangıcında davacının kına gecesi yapılmasını istemesi üzerine davalının müşterek ikametgahı terk ettiği, daha sonraki süreçte aynı sebepten dolayı aralarında sorunlar yaşandığı, davalı kocanın sürekli olarak alkol kullandığı, dönem dönem davacıya şiddet uyguladığı, evden kovduğu en son davacı kadının kocanın şiddet uygulaması üzerine müşterek ikametgahı terk ettiği kadının müşterek ikametgahı terk etmesinden sonra davalı kocanın af dileyen mesajlar gönderdiği, ancak daha sonra kadına ve ailesine yönelik hakaret ve aşağılama içeren mesajlar gönderdiği bu haliyle evlilik birliğinin davalı kocanın ağır kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının geliri olması sebebi ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın tarafından pek kötü muamele ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle de boşanma davası açılmış ise de boşanmaya karar verilebilmesi için kusurun özel ağırlığı gerekli olup kötü muamele ve onur kırıcı davranışın ağırlığı ispat olunamadığından kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 maddesine dayalı davasının reddine, erkeğin, kadının kusurunu ispat edecek herhangi bir delil ve belge ibraz edemediği, ağız kokusu ispatlanamadığı gibi bu konuda tedaviye yanaşmadığı konusunun da ispatı gerektiği gerekçesiyle erkeğin davasın ispat edemediğinden davalı-davacı erkeğin birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın sadece evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak kabulünün doğru olmadığı, esas davanın bozularak davalarının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 166 ncı maddesine dayalı olarak kabulünün gerektiğini beyanla asıl davada kurulan hüküm, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, müvekkili yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine dair kararların onanmasını talep etmiş, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarı yönlerinden katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece erkeğe sürekli alkol kullandığı, dönem dönem kadına şiddet uyguladığı, evden kovduğu, en son şiddet uygulaması üzerine kadının müşterek ikametgahı terk ettiği, erkeğin bu olay sonrası af dileyen mesajlar gönderdiği ancak daha sonra kadına ve ailesine yönelik hakaret ve aşağılama içeren mesajlar gönderdiği, bu haliyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, evliliğin bütününe bakıldığında sürekli alkol alan erkeğin, kadına defalarca şiddet uyguladığı ve evden kovduğu, hakaret, tehdit ve aşağılama içeren mesajlar gönderdiği, bu eylemlerinin şekli, yoğunluğu ve süregelmesi dikkate alındığında ağır derecede onur kırıcı davranış niteliğinde olduğu ve 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi koşulları oluştuğu sonucuna varıldığından davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı boşanma davasının reddi yerinde görülmediği fakat taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığı ve evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma kararı kesinleştiğinden 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı ... kadının konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tam kusurlu kabul edilen erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen kadın lehine kabul edilen tazminatlarının kabulünün yerinde olduğu ancak miktarlarının az olduğu gerekçesiyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı -davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçelerinde, Mahkeme kararının asıl davaları yönünden de kaldırılarak boşanmaya 4721 sayılı Kanunun 162 inci ve 166 ncı maddeleri kapsamında karar verilmesini talep ettiklerini, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf taleplerini yanlış değerlendirdiğini, taraflarca istinaf edildiğinden 166 ncı maddeye dayalı davanın kesinleşmediğini, bu yön ile nafaka taleplerinin reddi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulması için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili katılma talepli temyiz dilekçesinde özetle; ... kadının öğretmen olduğunu sabit gelirinin olduğunu bu nedenle nafaka talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur tespitinin doğru yapılmadığını, eksik inceleme ile müvekkilinin kusurlu olduğu kanaati ile müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata karar verildiğini ancak tazminatların kabulünün doğru olmadığını beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, davalı-davacı erkeğin 02.03.2023 tarihinde ölümü üzerine taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanmayla mı yoksa ölümle mi sona erdiği, davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

Dosyanın yapılan incelemesinde; nüfus kaydına göre davalı-davacı erkeğin boşanma kararı verilmesinden sonra hüküm henüz kesinleşmeden önce 02.03.2023 tarihinde temyiz incelemesi aşamasında öldüğü anlaşılmaktadır. Bu halde evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır.Mahkemece ölüm nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.