"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/542 E., 2022/1744 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malkara 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2016/637 E., 2021/747 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu, en küçük sorunları bile büyüttüğünü, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başladığını, müvekkiline karşı hiçbir saygı göstermediğini, müvekkilinin kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu tür küfür ve hakaretleri toplum içerisinde de sürdürdüğünü, davalı erkeğin müvekkiline hakaret ettiğini bir çok kişinin duyduğunu, müvekkilini zor durumda bıraktığını, çocuklarına ve müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, çoğunlukla eve gelmediğini ve nerede olduğunu söylemediği, haber vermediği, müvekkiline takılan altınları alarak bozdurduğunu beyan ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuklar Batuhan ve Müratcan'ın velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 500,00 TL ayrı ayrı tedbir ve iştirak nafakasına müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkiline düğünde takı olarak takılan 10 adet 22 gr (... burması tabir edilen) bilezik, nişan seti 14 ayar (Gerdanlık Küpe bileklik) zincir ve 22 ayar 1 adet kelepçe bu takıların aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 35.000,00 TL bedelinin davalı erkekten alınarak müvekkile ödenmesine, müvekkili yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının hakaret ve iftiraları ve geçimsiz tavırları nedeni ile ortak konuttan ayrılarak ailesinin yanına yerleştiğini, müvekkilinin altınları alarak bozdurduğu iddiasının doğru olmadığını, ziynetlerin hiç bir zaman müvekkilinde olmadığını beyan ederek, davacı kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sevgi ve ilgi yükümlülüklerine aykırı davranışlarının bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının kusursuz davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının açtığı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkra hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların karar tarihi itibariyle ... olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların dava tarihinden karar tarihine kadar davacı annede kaldığı, tarafların ortak çocukların bakım ve giderlerinden birlikte sorumlu oldukları, tarafların gelir durumları ve müşterek çocukların ihtiyaçları kapsamında; ortak çocukların her biri için ayrı ayrı 250,00 TL nafakanın dava tarihinden çocukların ... oldukları tarihe kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların 23 yıl gibi çok uzun süren evlilik süresince birlikte yaşadıkları, boşanmada davacının az kusurlu taraf olduğu ayrıca boşanma nedeniyle davalının mirasçısı olma hakkını kaybettiği, evlilik devam etseydi davalının maddî desteğinden yararlanma hakkının bulunacağı,boşanma davasında eşlerin birlikte yaşama ve birbirlerine yardımcı olmak görevlerinin ihlali kişilik haklarına saldırı sayılmalıdır ayrıca sevgisizlik ve ilgisizlik kusurlarının manevî tazminatı gerektirdiği, kusursuz davacı kadının boşanmaya neden olan olaylar sonucu ruhi sıkıntı çektiği, hukuki değerlerinin tecavüze uğradığı gözetilerek oluşan manevî zararın giderilmesi gerektiği gerekçesiyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumu nazara alınarak, davacı kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verildiği, davacı kadının çalıştığı ve düzenli gelirinin olduğu, bu kapsamda davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin kabulünün mümkün olmadığından davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebine ilişkin değerlendirmede, davacı kadının dava dilekçesinde ziynet altınlarını davalının bozdurduğunu söylediği, davalı erkeğin ziynet eşyalarının davacı kadında bulunduğunu iddia ettiği, Yüksek Yargı içtihatları kapsamında ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve bunların evlilik içerisinde kullanılması halinde ispat yükünün davalı erkeğe düştüğü ve erkeğin ziynet eşyalarının davacı kadına iade edildiği veya onun tarafından hibe edildiğini ispat yükü altında olduğu, erkeğin üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının dosyada bulunan düğün fotoğraflarında tespit edilen ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle, 22 ayar 10 adet 18 gram bileziğin (20.772,00 TL değerinde), 14 ayar 35 gram 1 adet set takım (2.579,50 TL değerinde), 22 ayar 30 gram 1 adet kelepçe (3.462,00 TL değerinde) olmak üzere toplam 26.813,50 TL bedel tespit edilmiş, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu kapsamında davacının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı kadının hukuki ehliyetinin araştırılmadığını beyan ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ve ziynet eşyalarının kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının istinaf talebi bulunmadığından erkek aleyhine vakıa belirlemesi yapılamayacağını, mahkemenin erkeğe yüklediği diğer kusurlu eylemlerin sabit olduğu ve kadına izafe edilecek kusurun bulunmadığından mahkemenin kusur tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde olduğu ve davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin kusur tespitine, davanın kabulüne, maddî- manevî tazminatların kabulü ile tedbir nafakası ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2.Davacı kadının ziynet eşyalarının varlığını, vasıflarını ve erkek tarafından bozdurulduğunu ispatla yükümlü olduğundan, altınların davalı erkek tarafından alınarak bozdurulduğunu iddia etmiştir. Davacı kadın iddialarını somut ve inandırıcı deliller ile ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı hatta tanık beyanlarında davacı kadının iddiasının aksine ziynetlerin kayınpederi tarafından alındığını akat erkeğin birlikte olduğunu beyan etmedikleri gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet eşyası alacağına yönelik hükümlerinin kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle evlilik birliğinin sona ermesinde kadının kusurlu olduğunu, kendisinin üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirdiğini, tanık beyanlarının davacı kadının diktesi-etkisi ile ifade verdiklerini beyan ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tazminatların miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.