Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3503 E. 2023/2433 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının miktarının indirilmesi ve babanın protokol ile kabul ettiği okul giderlerinin ödenmesi yükümlülüğünün kaldırılması taleplerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde yer alan nafaka miktarının ÜFE oranındaki artış nedeniyle güncellenen miktarının aşırı yük getirdiği ve babanın ekonomik durumunda değişiklik olduğu gözetilerek nafakada indirime gidilmesi uygun görülmüş, ancak babanın boşanma protokolü ile kabul ettiği okul giderleri yükümlülüğünün kaldırılmasının sözleşmeye bağlılık ilkesine ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle bu talebin reddine karar verilerek, direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2382 E., 2023/156 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/444 E., 2022/465 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması aksi halde indirilmesi ile ortak çocukların okul giderlerinin davacı tarafından ödenmesi düzenlemesinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararının hükmünün beşinci fıkrasındaki tarafların anlaşması doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanması hükmünün dava tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, ortak çocuklarına bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ya da nafaka miktarının azaltılması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararının hükmünün 5 ... Fıkrasındaki tarafların anlaşması doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanması hükmünün dava tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, ortak çocuklarına bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ya da nafaka miktarının azaltılması talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bursa 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararı ile protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verildiğini, çocuklar için dava tarihinden geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası bağlanmasına, bu nafakanın her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında arttırılmasına, ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verildiğini, 2019 yılı itibarıyla tarafların ortak çocuklarının nafaka miktarının her biri için ayrı ayrı aylık 3.750,00 TL olduğunu, ancak davalı tarafından başlatılan icra takip dosyalarından da görüleceği üzere ayrıca okul, servis, kırtasiye adı altında 113.568,07 TL'lik bir talep olduğunu, bu taleplerin hayatın olağan akışına ve hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek, ortak çocuklar lehine takdir edilen iştirak nafakasının kaldırılmasına, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde nafakanın çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL'ye indirilmesine, ortak çocukların okul ve ilgili tüm giderlerinin davacı tarafından karşılanması hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşanma davasına konu protokolü imzalayarak mahkeme önünde kabul ettiğini, davacının ödemesi gereken bedelleri ödemediğini, yapması gerekenleri yapmadığını, davacının gelirinde yıllara göre önemli artışlar olduğunu, davalının ise gelirinde azalma olduğunu, bunun yanında çocukların masraflarının da yükseldiğini, davalının aile desteği ile çocukların masraflarını karşılayabilme çabası içinde olduğunu, davacının çok borcunun olmasının davacıdan kaynaklandığını, davacının ... yıllardır kumar ve bahis oyunları bağımlısı olduğunu, bu yüzden bütçesinin her seferinde açık verdiğini, davacının aylık kazancının nöbet bedelleri, döner sermaye ile birlikte 50.000,00 TL'yi aştığını, davacının 2019 yılına kadar ödemesi gereken bedelin onda birini dahi ödemediği için icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takiplerinden İzmir 26. İcra Müdürlüğü'nün 2019/4029 Esas sayılı dosyası tedbir ve iştirak nafakasını kapsadığını, İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/4496 Esas sayılı icra takibinin protokolde yazan diğer hususlara ilişkin olduğunu, bu icra takibine davacı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 10.02.2021 tarih, 2019/904 Esas ve 2021/92 Karar sayılı kararı ile tarafların nafaka miktarını protokol ile kararlaştırdıkları, yapılan sözleşme hükümleri ile davacı babanın, boşanma davasında, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, o nedenle taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıkta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) uygulanması zorunluluğu bulunduğu, sözleşme hukukuna hakim olan asıl ilkenin sözleşmeye bağlılık ilkesi olduğu, nafaka hükümleri bakımından ise, sözleşme hukuku kural ve ilkeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 331 ... hükmünün birlikte uygulanması gerektiği, bu halde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan ciddi olarak bozulacak olursa müdahale gerekeceği, böyle bir gelişme olmadığı takdirde, tarafların, yaptıkları sözleşme ile bağlı oldukları, boşanma tarihinde doktor olan ve sözleşme ile ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul eden davacının özel hastanede görevine devam ettiği, ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik meydana gelmediği, yine kararda her ne kadar iştirak nafakasına ek olarak özel okul masraflarının da baba tarafından karşılanacağı karara bağlanmış ise de söz konusu kararda hangi özel okula çocukların gönderileceği, bedeli, davalının özel okula gönderme konusunda bir veli olarak görüşünün alınması gibi objektif unsurlara yer verilmediği, söz konusu karar subjektif unsurlar taşıyıp yoruma açık bir karar olduğu, bu kararın icra dairelerinde ifasının talep edilmesi objektif olarak mümkün görülmediği, bunun yanında anne ve babanın çocukların bakım ve eğitim masraflarını ekonomik güçleri doğrultusunda karşılama yükümlülükleri olduğu, davalı, davacının ödemiş olduğu aylık toplam 7.500,00 TL nafakayı çocukların okul ve kırtasiye masraflarından mahsup etmeden liseye giden çocukların kırtasiye masrafını 20.000,00 TL olarak gösterip toplamda 113.568,07 TL okul masrafı adı altında davacı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının mülkiyeti davacıya ait taşınmazda herhangi bir bedel ödemeksizin ortak çocuklarla birlikte ikamet ettiği, bu konutun elektrik, su, doğalgaz, internet ödemelerinin davacı tarafından karşılandığı, tarafların gelir düzeyleri birbirine yakın olduğu ve ortak çocukların masrafları ortak bir şekilde karşılanması gerektiği halde davalının ortak çocukların giderlerine katılmayarak tüm sorumluluğu davacının üzerine yüklediği, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 sayılı kararının hükmünün beşinci fıkrasının davacıyı iki kez eğitim gideri ödeme yükümlülüğü altına soktuğu, bu durumun 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu, söz konusu kararın objektif unsurlar taşımadığı, hakkın kötüye kullanıldığı gerekçesiyle Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararının hükmünün 5 ... Fıkrasındaki tarafların anlaşması doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanması hükmünün dava tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, ortak çocukların yaşları, eğitim durumları, barınma, sağlık gibi ihtiyaçları, nafakanın takdir edildiği tarihten itibaren tarafların gelir düzeylerindeki artış, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi hep birlikte nazara alınarak davacının ortak çocuklarına bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ya da nafaka miktarının azaltılması talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 09.07.2021 tarih ve 2021/892 Esas ve 2021/1127 Karar sayılı kararı ile boşanma ilamının 5 ... bendinde yer alan okul giderleri ibaresinden hangi giderlerin anlaşılması gerektiği (kitap, kırtasiye, yemek, servis, eğitim bedeli, kıyafet gideri vs) taraflara miktarları da açıklattırılmak suretiyle sorularak, çocukların hangi okullara gittikleri, protokol tarihinden eldeki dava tarihine kadar okul giderlerinin kim tarafından karşılandığı, okul giderlerinin neleri kapsadığı miktarları ile birlikte ilgili okullara sorularak, tespit edildikten sonra gerektiği takdirde yeniden uyarlama yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve infaz edilebilir şekilde karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verililmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların nafaka miktarını protokol ile kararlaştırdıkları, yapılan sözleşme hükümleri ile davacı babanın, boşanma davasında, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, o nedenle taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıkta 6098 sayılı Kanun'un uygulanması zorunluluğu bulunduğu, sözleşme hukukuna hakim olan asıl ilkenin sözleşmeye bağlılık ilkesi olduğu, nafaka hükümleri bakımından ise, sözleşme hukuku kural ve ilkeleri ile 4721 sayılı Kanun'un 331 ... hükmünün birlikte uygulanması gerektiği, bu halde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan ciddi olarak bozulacak olursa müdahale gerekeceği, böyle bir gelişme olmadığı takdirde, tarafların, yaptıkları sözleşme ile bağlı oldukları, boşanma tarihinde doktor olan ve sözleşme ile ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul eden davacının özel hastanede görevine devam ettiği, ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik meydana gelmediği, yine kararda her ne kadar iştirak nafakasına ek olarak özel okul masraflarının da baba tarafından karşılanacağı karara bağlanmış ise de söz konusu kararda hangi özel okula çocukların gönderileceği, bedeli, davalının özel okula gönderme konusunda bir veli olarak görüşünün alınması gibi objektif unsurlara yer verilmediği, söz konusu karar subjektif unsurlar taşıyıp yoruma açık bir karar olduğu, bu kararın icra dairelerinde ifasının talep edilmesi objektif olarak mümkün görülmediği, bunun yanında anne ve babanın çocukların bakım ve eğitim masraflarını ekonomik güçleri doğrultusunda karşılama yükümlülükleri olduğu, davalı, davacının ödemiş olduğu aylık toplam 7.500,00 TL nafakayı çocukların okul ve kırtasiye masraflarından mahsup etmeden liseye giden çocukların kırtasiye masrafını 20.000,00 TL olarak gösterip toplamda 113.568,07 TL okul masrafı adı altında davacı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının mülkiyeti davacıya ait taşınmazda herhangi bir bedel ödemeksizin ortak çocuklarla birlikte ikamet ettiği, bu konutun elektrik, su, doğalgaz, internet ödemelerinin davacı tarafından karşılandığı, tarafların gelir düzeyleri birbirine yakın olduğu ve ortak çocukların masrafları ortak bir şekilde karşılanması gerektiği halde davalının ortak çocukların giderlerine katılmayarak tüm sorumluluğu davacının üzerine yüklediği, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 sayılı kararının hükmünün beşinci fıkrasının davacıyı iki kez eğitim gideri ödeme yükümlülüğü altına soktuğu, bu durumun 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu, söz konusu kararın objektif unsurlar taşımadığı, hakkın kötüye kullanıldığı gerekçesiyle Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararının hükmünün beşinci fıkrasındaki tarafların anlaşması doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanması hükmünün dava tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, ortak çocukların yaşları, eğitim durumları, barınma, sağlık gibi ihtiyaçları, nafakanın takdir edildiği tarihten itibaren tarafların gelir düzeylerindeki artış, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi hep birlikte nazara alınarak davacının ortak çocuklarına bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ya da nafaka miktarının azaltılması talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçe bölümünde nafaka miktarının azaltılması talebinin reddine şeklinde belirtilmişse de hükümde buna yer verilmediğini, Bursa 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/901 Esas 2017/793 Karar sayılı kararı ile iştirak nafakalarının her yıl Temmuz ayında son ödenen nafaka miktarı üzerinden yıllık TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini, bu şartlar altında 2020 - 2021 yılının Temmuz ayına değin nafaka miktarının çocuk başına 4.975,00 TL, iki çocuk için 9.950,00 TL, 2021-2022 Temmuz ayında ÜFE 44.92 artış oranı ile çocuk başına 7.210,00 TL, iki çocuk için 14.420,00 TL, 2022 yılının Temmuz ayı itibarıyla %138,31 ÜFE artış oranı ile çocuk başına 17.182,00TL, iki çocuk için 34.364,00 TL olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yargılama yapılırken, davacı ve davalının aylık geliri ve gelirlerindeki artış oranları ile nafaka miktarının artış hesaplamalarının yapılmadığını, nafaka artışlarının son derece fahiş olduğunu, davalının eczacı olup, kendine ait eczanesi olduğunu, MEDULA sisteminden gelen belgelere dayalı olarak davalının Mayıs 2020 de SGK'dan net 101.362,40 TL ve 8.531,54 TL olmak üzere toplam 109.893,94 TL cirosu olduğunun bildirildiğini, kira ödemediğini, adına kayıtlı 2016 model Nissan marka, 2020 model Audi marka otomobiller ve 2004 model Ford marka kamyonetin bulunduğunu, nafakanın artış miktarının olağan kabul edilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kısmen kabul edilen davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının nafakaya ilişkin kısmını kabul ettiklerini, müşterek çocukların eğitim giderlerinin davacı tarafından karşılanacağına ilişkin protokol hükmünün kaldırılması kararını kabul etmediklerini, tarafların müştereken hazırladıkları protokolü Mahkeme önünde kabul ederek onayladıklarını, davacının gelirinin arttığını, müvekkilinin gelirinin azaldığını, davacının kumar bağımlısı olduğunu, Bursa'da çalışacak hastane bulamadığından çalışmak için Van'a kadar gittiğini, Van'dan sonra ...'a kaçtığını, orada çalışmaya başladığını, 80.000,00 TL- 100.000,00 TL'nin daha da üzerinde geliri bulunduğunu, davacı kumar bağımlılığının bedelini ortak çocuklara ödetmek istediğini, boşanma tarihi itibariyle nafaka bedellerini dahi tam ödemeyen, protokol hükmüne rağmen ortak çocukların eğitim masraflarına hiç bir desteği olmayan davacının davasının kısmen kabulüne karar vermenin sadece ortak çocukların mağduriyetine sebep olacağını, müvekkilinin ailesinin desteğiyle çocuklarının eğitim giderlerini karşıladığını bildirerek kısmen kabul edilen erkeğin davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Bursa 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/9 Esas, 2017/793 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, ortak çocukların velâyetlerinin davalıya verildiği, boşanma ilamının 4 üncü bendinde "ortak çocuklar ... ve Ece Demirci için dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesi ile en son ödenen nafaka üzerinden yıllık TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış yapılmasına" karar verildiği, 5 ... bendinde ise "tarafların anlaşmaları doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı (baba) tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanmasına" karar verildiği, eldeki davada iştirak nafakalarının kaldırılması ya da indirilmesi ile birlikte boşanma ilamının 5 ... bendinde yer alan düzenlemenin kaldırılmasının talep edildiği, davacı babanın doktor olarak çalıştığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca iştirak nafakasının tümü ile kaldırılması uygun görülmemiş ise de, dava tarihi itibari ile öngörülemeyen ÜFE oranlarındaki artış miktarı nedeni ile yaşı küçükler yararına bağlanan iştirak nafakasının indirilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, boşanma ilamın 5 ... bendinde yer alan " müşterek çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin" hangi kalemleri kapsadığı infaz kabiliyeti olacak şekilde açıkça belirtilmemiş ise de, boşanmayı sağlayabilmek için müşterek çocukların okul giderleri ile ilgili yükümlülüğü bilerek ve isteyerek protokolle üstlenen davacı babanın sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması yönünde talepte bulunmasının iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı, ortak çocukların okul giderlerinin davacı tarafından ödenmesine yönelik düzenlemenin kaldırılmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin 1 ... fıkrasının b bendinin 2 nci alt bendi uyarınca bu hususta yeniden hüküm kurulmasına, davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının iştirak nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulüne, tarafların ortak çocukları 2005 doğumlu ... Demirci ile 2012 doğumlu Ece Demirci lehine Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararı ile bağlanan, dava tarihi itibari ile ÜFE artış nedeni ile ayrı ayrı aylık 17.182,00 TL'ye ulaşan iştirak nafakası miktarının, dava tarihi itibarıyla her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 10.000,00 TL'ye indirilmesine, nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, davacının, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas, 2017/793 Karar sayılı kararının 5 ... bendinde yer alan "tarafların anlaşması doğrultusunda protokol uyarınca ortak çocukların okulları ile ilgili tüm giderlerin davalı tarafından karşılanacağı konusundaki taraf beyanlarının onaylanması" şeklindeki kısmın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilerek davacı vekilinin iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine yönelik istinaf talebinin reddine, iştirak nafakasının miktarının indirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı vekilinin ortak çocukların okul giderlerinin davacı tarafından ödenmesine ilişkin düzenlemenin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı iptalini istediği protokol hükmüne başından beri uygun davranmadığını, ortak çocukların eğitim ve diğer tüm giderleri davalı tarafından karşılandığını, boşanma tarihi itibariyle nafaka bedellerini dahi tam ödemeyen, protokol hükmüne rağmen ortak çocukların eğitim giderlerine hiçbir desteği olmayan davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek ilgili protokol hükmünün iptal edilmesi ve nafaka miktarının azaltılmasının mağduriyetine sebep olacağını ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti fahiş ve hatalı olduğunu belirterek kararı iştirak nafaka miktarlarının azaltılması ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma ilamı ile ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarlarının indirilmesi şartlarının davacı baba yararına oluşup oluşmadığı ve davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 ..., 329 ncu, 330 uncu, 331 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.