"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1825 E., 2023/317 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/766 E., 2019/1257 K.
Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının çocuğu olduğunu, ... ile olan evlilik sonrası dünyaya geldiğini, Almanya'da öğrenim görmeye devam ettiğini, ekli karar ve kesinleşme ilamının yeminli tercüman tarafından tercüme edildiği ve apostil şerhini mevcut olduğunu, davalının Westerwalskreis İlçesi İdaresi tarafından yapılan hesaplamaya göre 01.06.2009-31.12.2016 tarihleri arasında birikmiş 29.004,00 EURO tutarında nafaka borcu olduğunu, bu tarihten sonraki nafaka borçlarının da ödenmediğini belirterek nafakaya ilşkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; belirtilen nafaka borçları ve tarihlerinin yeniden hesaplanmasını talep ettiğini, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında Almanya'da ikamet ettiğini, Almanya'da kaldığı yıllarda çalışmadığını, işsizlik maaaşı aldığını, aldığı işsizlik maaşının bir kısmını kızına gönderdiğini, 2011 yılı sonunda ülkeye dönüş yaptığını, Türkiye'de de 2014 ve 2016 yıllarında asgari ücretle çalıştığını belirterek yeniden hesaplama yapılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı taraf Türkiye'ye dönüş yapması nedeniyle nafaka miktarlarının incelenmesi gerektiğini savunmuş, davalıya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 140 ıncı maddesinin beşinci bendi gereğince savunmasına yönelik bildirilen ancak sunulmayan veya başka yerlerden getirilecek belgeler ile ilgili gereken açıklamayı yapması ve savunması ile ilgili her türlü delilerini bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği verilen kesin süre içerisinde herhangi bir delil bildirmediği, ayrıca yabancı mahkeme ilamında davalının ödediği nafaka miktarları da gösterildiğinden davalının iddiası ile ilgili bir araştırma yapılmadığını, davalının Almanya'dan ayrılarak Türkiye'ye dönmesi halinde de dahi yabancı mahkeme ilamı ile ödeme yükümlülüğü getirilen nafakanın kaldırıldığına dair mahkeme kararı bulunmadığından aleyhine ödemeye hükmedilen nafakayı ödemesi gerektiğinden davalının savunmasının yerinde olmadığı, tenfiz için 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda (5718 sayılı Kanun) aranan şartların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile Westerburg Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 44 b FH 23/10 dosya numaralı ve 10.09.2010 tarihinde kesinleşen nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının 5718 sayılı Kanun'un 50 ve devamı maddeleri uyarınca tanınması ve tenfizine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; tenfizine karar verilen hükmün Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğunu ve iştirak nafakası borcunun tespitini kapsadığını, kendisinin davacının annesi ile boşanmadığını, kararın Aile Mahkemesi kararı olmadığını, araştırmadan evrak üzerinden verilmiş bir karar olduğunu, tenfiz şartlarını taşımadığını, ilamın zaman aşımına uğradığını, derdestlik durumunun söz konusu olduğunu, davacı kızının annesiyle Türkiye'de boşanma davasının devam ettiğini, tenfizine karar verilen ilamın gelecekte ödenecek nafakaya ilişkin bir hüküm içermediğini, sadece karar tarihi itibariyle nafaka borcunun tespitine yönelik olduğunu, kesinleşmeden icraya konulmasının hukuka aykırı olduğunu, takibin iptali davası açıldığını, icra takibinde ilamın yerine getirilmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini, kararın Almanya'da bulunduğu sırada anlaşma yoluyla kararlaştırılan bir nafaka olduğunu, nafakaya ilişkin hesap özetinin kendisine tebliğ edilmemiş olduğundan nafakanın kaldırılması davası açmasının mümkün olmadığını, tenfiz kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı asıl temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerin tekrarı ile kararın tanıma ve tenfizi mümkün bir karar olmadığı, Aile Mahkemesince verilmediği, karşılıklı anlaşma ile tespite ilişkin bir karar olduğu geleceğe dair bir hüküm bulunmadığı, asgari ücretle çalıştığı ve miktarları ödemesinin mümkün olmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; yardım nafakasına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır..
2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Kanun'un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.