"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1132 E., 2022/2039 K.
DAVA TARİHİ : 25.06.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/549 E., 2020/238 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağıladığını, hor gördüğünü, hakaret ettiğini, çocuk Damla'ya ve kadına fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuk Uzay'ın uyku saati geçtikten sonra kadının eve gelmesi ile ilgili kural koyduğunu, çocuk Uzay ile kadın arasındaki ilişkiye müdahale ettiğini, evin ihtiyaçlarının çoğunu kadının karşıladığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuklar Damla ve Batur yararına ayrı ayrı aylık 4.000,00 TL ve ortak çocuk Uzay yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını,erkeğin; kadının çalışma hayatında ilerleyebilmesi için her türlü desteği yaptığını, çocukların eğitim hayatlarında başarılı olabilmeleri için yurtdışına dahi gönderip orada okuttuğunu, Uzay'ın uyku düzeninin bozulmaması adına kadına önerilerde bulunduğunu, son yaşanan olayda fiziksel şiddet uygulamadığını, karşılıklı itiş kakış olduğunu, ekonomik şiddet uygulamadığını, evlilik birliği içinde alınan tüm taşınmazların kadının adına kayıtlı olduğunu, kadının adına kayıtlı Seferihisar'daki arsalarda mandalina ve zeytin ağacı dikip yetiştirerek aile ekonomisine katkıda bulunduğunu, kadının haşimato hastalığı nedeniyle depresyon tedavisi gördüğünü, kadının evden ayrılmayı önceden planladığını, ortak hesaplarında bulunan 519.945,00 TL ile 40.000 Doları olay günü kendi hesaplarına aktardığını belirterek davanın reddine, ortak çocuklar Damla ile Batur'un velâyetinin erkeğe verilmesine,ortak çocuklar Damla ve Batur yararına ayrı ayrı aylık 6.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kadının kolunu sıkarak ona fiziki şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, başkalarının yanında kadını aşağıladığı, çocuklarla ilgili olarak kurallar koymak sureti ile kadına manevî baskı uyguladığı, bu haliyle ağır kusurlu olduğu, dinlenen davalı erkek tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davacı kadının kusurunun ispatlanamadığı, ortak çocukların yaşı, fiilen anne yanında yaşamaları ve çocukların üstün yararının göz önüne alınması gerektiği, boşanmaya neden olan olayda kusur dereceleri, davacı kadının kişilik hakkına yapılan saldırı ve mevcut beklenen menfaatin ihlal edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuklar yararına dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak şartı ile ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin çalıştığı ve kusurlu olduğu anlaşıldığından tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminatlar ile iştirak nafakalarının miktarları yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının hastane kayıtlarının getirtilmediğini, bu kayıtların getirtilerek kadının psikolojik durumunun belirlenmesinin gerektiğini, ayrıca kadının sosyal ekonomik durumunun da tam olarak tespit edilmediğini, yine kadının ortak hesaplardaki paraları çekmesi nedeniyle buna ilişkin banka kayıtlarının getirtilmediğini belirterek delillerin eksik toplandığı, kusur tespiti, velâyet, kişisel ilişki, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar ile erkek yararına yoksulluk nafakası talebinin reddi ile nafaka talepleri, kadın yararına takdir edilen tazminatların reddedilen miktarları yönünden lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince bir yandan erkeğin ağır kusurlu, diğer yandan kadının kusursuz olduğu belirtilerek gerekçede çelişki yaratılmışsa da kadın kusur tespiti yönünden istinaf yoluna başvurmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin kadın açısından kesinleştiği, kadındaki hashimoto hastalığının akıl hastalığı olmadığı, kadının akıl ve ruh sağlığı ile ilgili hastalığı olduğuna ilişkin delil ve bulgu bulunmadığı, kişilerin yaşamdaki temel ihtiyaç, beklenti ve bakış açılarını belirlemek amacıyla yapılan mizaç analizi sonrasında yapılan önerilerin akıl sağlığının yerinde olmadığı sonucunu doğuracak nitelikte bulunmadığı dikkate alındığında erkeğin kadının medula kayıtlarının getirtilmesine ilişkin talebinin yerine getirilmemesinin sonucu etkiler nitelikte olmadığı, banka hesabında kadın tarafından yapılan işlemler konusunda çekişme bulunmadığına göre söz konusu belgelerin dosyaya getirilmesine gerek olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları tespit edildiği, kadının çalıştığı iş yerinden gelir durumu konusunda bilgi alındığına göre erkeğin emsal ücret araştırması talebinin yerinde olmadığı, İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/454 Esas sayılı davası hükme dayanak yapılmadığından dosya ile ilgili Anayasa Mahkemesine başvuru sonucunun beklenmesinin dosyaya yenilik katmayacağı, erkeğin kadının kolunu sıkarak fiziksel şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, başkalarının yanında kadını aşağıladığı, çocuklar ile ilgili olarak kurallar koymak sureti ile eşine manevî baskı uyguladığı, evlilik birliğinin kadın açısından çekilmez hale geldiği, boşanma davasının kabulü ile uzmanlar tarafından yapılan inceleme ve çocukların tercihleri dikkate alınarak üstün yararlarına uygun olarak velâyetlerinin annelerine verilmesi, baba ile kişisel ilişki kurulması, koşulları oluştuğu için kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi, velâyet kendisine verilmeyen ebeveynin çocukların giderlerine katılma zorunluluğu nedeniyle küçükler için iştirak nafakasına hükmolunması, düzenli gelir sahibi olan erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi ve boşanmanın ferileri niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri harca tabi olmadığı gibi kabul ve ret halinde vekâlet ücretine hükmedilmemesi usul, yasa ve kamu düzenine uygun olduğu gibi tazminatların ve nafakaların miktarları da makul olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminatlar ile iştirak nafakalarının miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının hastane kayıtlarının getirtilmediğini, bu kayıtların getirtilerek kadının psikolojik durumunun belirlenmesinin gerektiğini, ayrıca kadının sosyal ekonomik durumunun da tam olarak tespit edilmediğini, yine kadının ortak hesaplardaki paraları çekmesi nedeniyle buna ilişkin banka kayıtlarının getirtilmediğini belirterek delillerin eksik toplandığı, kusur tespiti, velâyet, kişisel ilişki, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar ile erkek yararına yoksulluk nafakası talebinin reddi ile nafaka talepleri, kadın yararına takdir edilen tazminatların reddedilen miktarları yönünden lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası şartlarının mevcut olup olmadığı ile miktarlarının hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, erkek yararına vekâlet ücreti takdirine gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakalarının miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakalarının miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacı kadına iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.