Logo

2. Hukuk Dairesi2023/357 E. 2023/3557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanmaya hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı kusurlu davranışlarına rağmen, tatil yapmaları ve bir süre daha birlikte yaşamaları evlilik birliğinin devam ettirilme iradesinin bulunduğuna ve birliğin temelinden sarsılmadığına delalet ettiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/16 E., 2022/1647 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/204 E., 2019/592 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, aşağıladığını, beddua ettiğini, alkol kullandığını, yalan söylediğini, hastalığı ile ilgilenmediğini, baskıcı olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, hastalık bulaştırdığını, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve iade edilmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL iştirak nafakası, 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeği ve erkeğin ailesini aşağıladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, iftira attığını, tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 250.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, tarafların birbirlerine yönelik suçlamaları sebebiyle aile bireyleri ile bir araya geldikleri, kadının başka bir erkekle mesajlaştığına dair mesaj kayıtlarının konuşulup tartışıldığı, tanık beyanlarından, kadının mesaj kayıtlarını inkar etmediğinin anlaşıldığı, tarafların bu konuşma sonrasında birlikte tatil planlayarak ... İlinde tatil yaptıkları, tatil sonrasında İsviçre Ülkesine dönerek evlilik birliğini devam ettirdikleri, tarafların birbirlerine yönelik karşılıklı olarak iddia ettikleri kusurları affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıkları evlilik birliğinin taraflardan beklenemeyecek derecede sarsıldığının taraflarca ispatlanamadığı gerekçesiyle her iki davanın da ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların birbirini affettiği yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan vakaların ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl davanın kabulü ile kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın reddi ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tarafların akrabaları tarafından ikna edilmeleri sebebiyle ... İline tatile gittikleri ve ayrı ayrı tatil yaptıkları, İstanbul İline döndükten sonra kadının İsviçre Ülkesine geldiğini, iki ay kaldığını ancak affetmenin olmadığını karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; karşı davanın reddi ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve toplanan delillerden, kadının başka bir erkekle mesajlaşması nedeniyle taraflar arasında tartışma yaşandığı, ancak bu olay sonrası tarafların ... İlinde tatil yaptıkları ve sonrasında İsviçre'ye dönerek bir süre daha evlilik birliğini devam ettirdikleri, tarafların birbirleri için öne sürdükleri kusurları affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıkları yönündeki gerekçenin yerinde olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın reddi ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı davanın reddi ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bu kapsamda her iki boşanma davasının ve fer'îlerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.