Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3602 E. 2024/23 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğe yüklenen kusurlar, maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının hukuka uygunluğu ile boşanma hükmüne karşı erkek vekilinin temyiz hakkının bulunup bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin ilk kararında belirlenen erkeğin kusuru, davacı kadın tarafından istinaf edilmediği için erkeğin lehine kazanılmış hak teşkil etmiş olup, son kararda eklenen kusur bu nedenle dikkate alınmayarak, ilk karardaki kusur ve bu kusurun boşanmaya sebebiyet verme oranı gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/169 E., 2023/479 K.

DAVA TARİHİ : 17.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/512 E., 2022/469 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 56 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalı erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin usulünce araştırılması ve bu hususun bir ön sorun kabul edilmesi ve sonucu uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeden yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın gerekçede yazılı işlemler yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinin son kararı ile ''boşanma davasının kabulüne'' dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi'nin son kararına karşı boşanma hükmü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı erkeğin, bu yöne ilişkin temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacıya karşı ilgi ve alakasını kestiğini, odasını değiştirdiğini, kötü davranmaya başladığını, davacıyı yanına yaklaştırmadığını, davalının babası ile bu konuda konuştuğunda, davalının " bu evliliği kafamda bitirdim, Fatma'yı sevmiyorum, onunla bu evliliği yürütmeyeceğim " dediğini söylediğini, davacının dayısı davalı ile konuştuğunda " Fatma ile bu evliliği yürütmeyeceğim , kafamdan sildim, Fatma'yı sevmiyorum, baştan beride sevemedim , boşanmak istiyorum" dediğini, davalının uyuşturucu maddesi içtiğini, davalının kendisini sevmediğini söylemesi üzerine davacının 25.03.2019 tarihinde evi bırakmak zorunda kaldığını iddia ederek, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli kararı ile; davalının davacı için ''ben Fatma’yı kafamdan sildim,artık bu iş olmaz'' şeklinde evlilik birliğinin mutluluğuyla bağdaşmayan sözler söylediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 8.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2021 tarih ve 2020/1100 Esas, 2021/2176 Karar sayılı kararı ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalı erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin usulünce araştırılması ve bu hususun bir ön sorun kabul edilmesi ve sonucu uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeden yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın gerekçede yazılı işlemler yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davalının davacı için ''ben Fatma’yı kafamdan sildim,artık bu iş olmaz,artık onu istemiyorum'' şeklinde evlilik birliğinin mutluluğuyla bağdaşmayan sözler söylediği,dosya içindeki hastane kayıtlarına göre davalının madde bağımlılığı ve alkol problemi olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının işçi olarak çalıştığını ve kiracı olduğunu, geçimini asgari ücretle sağladığını, maddî yönden güçlük yaşadığını, davacının çalışmasına engel olacak bir sağlık sorunu olmadığını, hakkaniyete aykırı olarak nafakaya hükmedildiğini, dinlenen tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davalıya kusur atfedilecek bir durum olmadığını, davalının tazminat ödemesini gerektirir bir durum bulunmadığını, tazminat miktarlarının oldukça fazla olduğunu, nafaka ve tazminatların kaldırılmasını, aksi kanaat halinde nafaka miktarının azaltılmasını veya sınırlandırılmasını beyan ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat , tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesi'nin 13.02.2020 tarihli kararında davalının davacı için ''ben Fatma’yı kafamdan sildim,artık bu iş olmaz,artık onu istemiyorum'' şeklinde evlilik birliğinin mutluluğuyla bağdaşmayan sözler söylemesinin erkeğe kusur olarak yüklendiğinin, iş bu kararın kadın vekili tarafından tazminat miktarları yönünden, erkek vekili tarafından ise tümü yönünden istinaf edildiğinin ,Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra verilen İlk Derece Mahkemesi'nin 26.10.2022 tarihli kararında ise ilk karardaki kusura ek olarak erkeğe dosya içindeki hastane kayıtlarına göre davalının madde bağımlılığı ve alkol problemi olduğu kusurunun da yüklendiğinin, son karara karşı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğunun, İlk Derece Mahkemesi'nin ilk kararının davacı kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf edilmemesi nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi'nin ilk kararı ile erkeğe yüklenen kusuru yönünden erkek lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunun, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi'nin ilk kararında belirtilmeyip son kararında erkeğe kusur olarak yüklenen ''davalının madde bağımlılığı ve alkol problemi olması'' vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurun gerçekleştiğinin ve erkeğin belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı erkek vekilinin "boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.