Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3604 E. 2024/1088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının tespitinde ailenin ekonomik durumunun dikkate alınıp alınmayacağı ve hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, delillerin takdiri, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunması gözetilerek temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/303 E., 2023/357 K.

DAVA TARİHİ : 23.03.2021-15.04.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/215 E., 2022/870 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeği sürekli olarak başkalarıyla kıyasladığını, hiçbir şeyi beğenmediğini, sevgiye dayalı bir evlilik değil de maddî kazanç kaynaklı bir evlilik yaptığını, sürekli olarak maddî isteklerinin bulunduğunu, dengesiz davranışlarının bulunduğunu, kendisini ve hamile olduğu çocuğunu öldürmekle tehdit ettiğini, erkeğin bir süre ayrı ev tutarak burada yaşadığını sonrasında ortak konuta geri döndüğünü ancak davalının bu durumu normal karşıladığını, huzursuzluk çıkarmaya devam ettiğini, agresif tavırlarının olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz olduğunu, bilgisayar başında sabaha yakın vakte kadar çocuk odasında vakit geçirdiğini, defalarca başka kadınlarla aldattığını, evlenmeden önce sevdiği şahsı anlatmayı ve ona yazdığı şiirleri göstermekten çekinmediğini, iş seyahati diyerek bir çok kez şehir dışına tek gittiğini ve tatiller yaptığını, günlerce ve haftalarca evine gelmediğini,kiraladığı evde bir kadınla birlikte yaşadığını ve o kadından çocuğu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2017/741 Esas sayılı dosyası ile görülen boşanma davası neticesinde davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, kararın 02.03.2018 yılında kesinleştiği, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından tarafların ilk açılan boşanma davasında verilen ret kararının kesinleşmesinden sonra kanunda belirtilen süre içerisinde tarafların bir araya gelmediği; tarafların nüfus kaydının incelenmesinde erkeğin başka bir kadından çocuk sahibi olduğunun tespit edildiği, dinlenen tanıklardan davacının babasının da alınan beyanında ... erkeğin hala o kadınla birlikte yaşadığının anlaşıldığı; davalı-davacı kadın vekili davasını terditli olarak açtığı, asıl talep olan zina nedenine dayalı olarak açılan dava yönünden kabul kararı verildiği, davalı-davacı kadının diğer hukuki nedenlere dayalı olarak açtığı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği; kadının çalışmadığı, erkeğin ise çalıştığı ve sabit gelirinin bulunduğu, kadının boşanma sonucu en azından erkeğin maddî desteğini yitireceği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki davalı erkeğin eylemleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile bu kusurun kadının kişilik haklarını zedelediği de dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği; çocukların anne ile kalması, sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak velâyet hakkı anneye bırakıldığı, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulduğu, velâyet hakkı kendisinde olmayan eşin çocukların giderlerine katkıda bulunması gerektiği, çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin gerektiği gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin son ve karşı davanın 161 inci maddesi gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının yoksulluğa düşmeyeceğinin sabit olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk nafaka şartları, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kendi davasında talep ettiği diğer boşanma sebeplerinin de gerçekleştiğini, belirlenen kusurlara göre tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın, erkeğin davasının kabulü, karar verilmeyen diğer boşanma talepleri, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının dava dilekçesinde üç ayrı hukuksal sebebe dayalı olarak boşanma talebinde bulunduğunu, erkeğin zina yapmasının yanında sebepsiz yere evden ayrılması nedeniyle tam kusurlu olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının ve taraflar arasında görülen önceki boşanmanın retle sonuçlandığı bu davanın kesinleşmesinin üzerinden eldeki dava tarihine kadar 3 yıldan fazla bir zaman geçtiği ve tarafların bu süre zarfında yeniden bir araya gelmedikleri, tanık anlatımlarına göre tarafların uzun süreden beri ayrı yaşadıkları ispatlanmış kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne karşı taraflar istinaf yasa yoluna başvurmadığından İlk Derece Mahkemesince karşı davada boşanma hükmü kesinleştiği, kadının davasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılma ve eylemli ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesi talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğu; herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına T yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuklar ve kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarının az olduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği, en azından eşinin maddî desteğini yitirdiği, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğradığı, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının diğer boşanma talepleri yönünden boşanma hükmü kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata; ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ekonomik durum araştırmasına rağmen aile gelirinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bir taraf için aile geliri dikkate alınır ise diğer taraf içinde dikkate alınmasının gerektiğini, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları ile yoksulluk nafakasının koşulları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarında tarafın yanında ailesinin ekonomik durumunun da dikkate alınıp alınmayacağı ile tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.