"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2671 E., 2023/510 K.
DAVA TARİHİ : 21.05.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/252 E., 2021/318 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki evliliği sonlandırmak için müvekkili tarafından Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/561 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, bu davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, ilk davanın açıldığı tarihten bugüne dek tarafların bir araya gelmediklerini, davalı yanın Antalya 3. Aile Mahkemesi'nin 2010/374 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açtığını ve bu nafakanın müvekkili tarafından halen ödendiğini, davalının müvekkilinin ailesine ait evde kira ödemeden yaşadığını, ortak çocuklarının tamamının reşit olduğunu, yasanın aradığı 3 yıllık sürenin dolduğunu, hukuken bu evliliğin devamında tarafların ve toplumun hiç bir menfaatinin kalmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında öncesinde görülen boşanma davasından sonra erkek eşin tarafların ortak konutuna geldiğini ve kaldığını, aradan geçen sürede ortak hayatın kurulmaması şartının sağlanmadığını bu nedenle asıl davanın reddini talep ettikleri, erkek eşin müvekkiline süregelen şekilde hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, başka bir kadınla birliktelik yaşadığını, bu kadına yaptığı harcamalar neticesinde tarafların evine defalarca haciz geldiğini, erkek eşin bu davranışları nedeniyle müvekkilinin ve tarafların iki çocuklarının psikolojilerinin bozulduğunu, çocukları psikologa götürmek zorunda kaldığını, erkek eşin evin, eşinin ve çocukların maddî giderlerine katılmadığını, Antalya 3. Aile Mahkemesi'nin 2010/374 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmesinin de bunun kanıtı olduğunu belirterek karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve yasal faiziyle 500.000,00 TL manevî tazminat ile müvekkiline düğünde takılan 40 adet bilezik ile altın setin aynen veyahut nakden iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek eşin 20.06.2013 tarihinde boşanma istemiyle Antalya 4. Aile Mahkemesine başvurduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonrasında davanın reddine karar verildiği, Antalya 4. Aile Mahkemesinin 2013/561 Esas -2014/264 Karar sayılı ilamının 05.05.2014 tarihinde kesinleştiği, tarafların o tarihten itibaren bir araya gelmediğinin tanık beyanlarıyla ile sabit olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 nci maddesinin dördüncü fıkrasının aradığı koşullar gerçekleştiği, kadın eş tanıkları erkek eşin zaman zaman kadın eşle de kaldığını beyan etmiş iseler de bu durum taraflar arasında ortak hayatın kurulduğuna karine teşkil etmeyeceği, kadının 09.04.2010 tarihinde eşinin başka bir kadınla yaşamaya başladığı iddiasıyla tedbir nafakası açtığı ve bu davasının kabul edilerek lehine tedbir nafakasına hükmedildiği, erkek eşin 19.03.2014 tarihinde boşanma davası açtığı, eşini bırakarak başka bir kadınla birlikte yaşamaya başlaması ve eşine fiziksel şiddet uygulaması nedenleriyle boşanma davasında ağır kusurlu görülerek davasının reddine karar verildiği, daha sonra huzurdaki davanın açıldığı, erkek eşin eşine fiziksel şiddet uyguladı, eşine karşı güven sarsıcı davranışlar içinde bulanarak sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde yıllardır başka bir kadınla birlikte yaşadığı, aynı zamanda borçlarından dolayı kadın eşin evine haciz getirerek eşine ekonomik ekonomik şiddet uyguladığı olayların akışı karşısında erkeğin ağır kusurlu olduğu, düzenli sabit bir geliri bulunmayan kadın eşin boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına, kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ziynet alacağı istemine ilişkin talebinin, boşanma davasından tefrik edilmesine, boşanma davalarının istinafın kapsamı dışında tutularak kesinleştiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, boşanma yüzünden kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar göreceği gibi söz konusu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği belirtilerek kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmolunması isabetli olduğu, ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, kadın vekilinin manevî tazminat için yasal faiz istediği, Mahkemece manevî tazminat hakkında hüküm kurulduğu halde faize ilişkin talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumu da gözetilerek kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun yoksulluk ve tazminatların miktarları ile hüküm kurulmayan faiz talebi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemis, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.