"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1090 E., 2022/1579 K.
DAVA TARİHİ : 25.01.2019
KARAR : Dilekçe ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/734 E., 2022/248 K.
Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asli müdahale talep edenler vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahale talep edenler vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde müdahale talep eden ve duruşma talepli temyiz edenler ..., ... ve ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı ... vekilleri Avukat ... ... ve Avukat .... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babasının davalı müteveffa ... olmadığını daha yeni öğrendiğini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesince 25.12.2019 tarihli ve 2019/64 Esas-2019/1031 Karar sayılı kararıyla davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine, asli müdahale talebinin aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davacı ve asli müdahiller tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2020 tarihli ve 2020/748 Esas, 2020/1299 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin itiraza konu kararını, “mahkemece davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilip, iddia doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soğbağının tespiti yönünden gerekli DNA incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle dosyada belirlenen eksikliklere uygun şekilde işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı ...'ya ait DNA profili ile anne ... ve müteveffa ...'ya ait DNA profillerinin karşılaştırılması sonucunda elde edilen sonuçlara göre baba olduğu iddia edilen ...'nın davacı ... için biyolojik babalığının reddedildiğinin bildirildiği, asli müdahale davası bakımından ise; asli müdahale talebinde bulunan ..., ... ve ... İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 2019/57 esas sayılı dosyasında davacı tarafından asli müdahale talep eden...ve ...ın murisleri olan müteveffa ...ye karşı babalık davası açıldığını, bu nedenle davacının, iş bu dava ile kayden babası görünen kişi ile aralarında bulunan soybağının reddine karar verilmesi halinde, müteveffa ....'nin babalığına karar verilebileceğini, bu nedenle bu davada verilecek kararın kendilerini etkileyeceğini iddia ederek asli müdahale talebinde bulunmuş olup, yargılama konusu hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede bir dava açabileceği, davanın soybağının reddi davası olduğu, böyle bir davaya müdahalede bulunularak hak iddia edilemeyeceği, bir dava sonunda elde edilecek sonuçtan dolayı başkalarının hakları etkilenebileceği ancak bu durum hakkı etkilenecek kişilerin davaya müdahil olabilecekleri anlamına gelmeyeceği, asli müdahale davasının aktif husumet yokluğundan reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile soybağının iptaline, asli müdahale taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahale talep edenler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asli müdahale talep edenler vekili, hakkında hüküm kurulan müvekkillerinin gerekçeli karar başlığında yer almaması, sundukları delillerin toplanmaması, tanıkların dinlenmemesi, hak düşürücü sürenin gözetilmemesi, asli müdahale talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asli müdahale talebinin reddi kararının, maddî gerçeğe, usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafça, davanın esasına ilişkin olarak verilen kabul kararı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, davalı taraf yanında fer'î müdahil olarak davaya katılabilecekleri ve yanında yer aldıkları tarafla birlikte kanun yoluna başvurabilecekleri, tek başına kanun yoluna başvurma hakları bulunmayan asli müdahale talep edenlerin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahale talep edenler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahale talep edenler vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, asli müdahale talebinin kabulünün gerekip gerekmediği, fer'î müdahillerin yanında yer aldığı tarafların kanun yolu itirazında bulunmamaları halinde tek başına kanun yoluna başvurma hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286 ncı, 289 uncu, 291 inci, maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 65 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 13 üncü ve 19 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup müdahale talep edenler vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin müdahale talep edenlerden alınarak davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava soybağının reddine ilişkin olup temyiz edenler tarafından verilen dilekçe ile iş bu dava ile birleştirilme talepli olmak üzere gerekli harçlar yatırılarak asli müdahale yoluyla ayrı bir dava açılmıştır.
Asli müdahale yoluyla açılan dava yerel mahkeme tarafından sıfat yokluğu nedeniyle reddedilmiş kararın aslı müdahale talep eden davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi "soybağının reddi davasının niteliği gereği bu davaya asli müdahalede bulunmanın mümkün olmadığı, asli müdahale dilekçesi veren davacıyı fer'î müdahil kabul etmek gerektiği" gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırarak dosyayı yerel mahkemeye göndermiş, yerel mahkeme yeniden yaptığı yargılama sonunda asli müdahale taleplerinin reddine karar vermiş, verilen bu kararın asli müdahale davacıları tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, "asli müdahale talep edenlerin aslında fer'î müdahil oldukları bu nedenle verilen kararı tek başına istinaf edemeyecekleri" gerekçesiyle istinaf dilekçesinin usulden reddine karar vermiş, karar asli müdahale talebinde bulunanlar tarafından temyiz edilmiş, Sayın Çoğunluk kararın onanmasına hükmetmiştir.
Türk Usul Hukukunda asli müdahale talebinde bulunulabilen davalar, asli müdahale talebinde bulunulamayan davalar şeklinde bir ayrım söz konusu değildir. Kural olarak bütün hukuk davalarına asli müdahale mümkündür. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin niteliği itibariyle soybağının reddi davasına asli müdahalenin mümkün olmadığı yönündeki görüşünü hukuken izah etmek mümkün değildir.
HMK'nın 65 inci maddesi "Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır" düzenlemesi ile asli müdahale davasının asıl davadan ayrı bir dava olduğunu ve asli müdahale davası ile asıl davanın birlikte yürütüleceğini açıkça hüküm altına almıştır.
Nitekim İlk Derece Mahkemesi usule uygun bir şekilde asli müdahale davasının yargılamasını yapmış sonunda da davayı esastan (sıfat yokluğu) nedeniyle reddetmiştir.
Asli müdahale davasının davacıları gerek dava dilekçelerinde gerekse istinaf ve temyiz dilekçelerinde açıkça ve ısrarla (HMK'nın 65 inci maddesinden de bahsederek) asli müdahale davası açtıklarını ifade etmişlerdir. Bu beyanlar karşısında Bölge Adliye Mahkemesinin adeta taraf iradesinin yerine geçerek "ey asli müdahale davası açan davacı, sen asli müdahil olmak istiyorsun ama bu davaya asli müdahale olmaz, seni fer'î müdahil olarak kabul ediyorum" anlamına gelecek değerlendirme yapması ve bu nedenle istinaf dilekçesinin usulden reddine karar vermesi mümkün değildir. Bölge Adliye Mahkemesinin yapması gereken tıpkı İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında yaptığı gibi davacının talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar vermektir. Zaten böyle yapması HMK'nın 24 üncü maddesinde düzenlenen tasarruf, 25 inci maddesinde yer bulan taraflarca getirilme, 26 ncı maddesinde ifade edilen taleple bağlılık ilkeleri ve 27 nci maddesinde yer alan hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir.
Özetle Bölge Adliye Mahkemesinin asli müdahale davası hakkında olumlu-olumsuz bir karar vermesi gerekirken, asli müdahale davasının davacılarının istinaf dilekçesini usulden reddine karar vermesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle asli müdahale davasına ilişkin istinaf dilekçesinin usulden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına hükmetmek gerektiği kanaatinde olduğumdan aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.