"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/299 E., 2023/306 K.
DAVA TARİHİ : 19.03.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/206 E., 2022/943 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evliliğin ilk günlerinden itibaren manevî yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığını, tüm yükü müvekkiline yüklemeye çalıştığını, müvekkiline maddî ve manevî olarak destek olmadığını, hali hazırda bu durumun devam ettiğini, davalının kök ailesini ön planda tutarak müvekkilini ve çocuklarını yok saydığını, davalının, müvekkilinin kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, davalının, müvekkiline fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, öz çocuklarını müvekkilinden soğuttuğunu, müvekkilini eşi değilde hizmetçi olarak gördüğünü, müvekkilini tehdit ettiğini, evlilik birlikteliğini sonlandırmak istediğini her fırsatta söylediğini, müvekkili ile defalarca birlikte yatmak istemediğini söyleyerek yataktan kovduğunu, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocukların sorumluğunu müvekkilinin üzerine bıraktığını, bu nedenlerden dolayı tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili ile yatmak istemeyenin davacı olduğunu, davacının, ortak çocuklara gerekenden fazla karıştığını, ortak çocuk Mustafa evlendikten sonra evliliğine sürekli karıştığını, davacının evden kovulma iddialarının ise tamamen gerçek dışı olduğunu, yaşanan tüm bu olayların boşanma davasından çok öncesinde yaşandığını, bu nedenle bu olaylara dayanarak davacının dava açamayacağını, müvekkilinin şu anda çalışmadığını, geçimini almış olduğu kira geliri ile sağladığını, davacının evlilik birlikteliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilini ihmal ettiğini, müvekkilini dışladığını, yemek yapmadığını, kendi eşyaları dışında ütü yapmadığını, müvekkilinin kıyafetlerini yıkamadığını, davacının agresif, anlayışsız tutum ve davranışları nedeni ile karşılıklı konuşulamadığını, davacının, müvekkiline sürekli kötü konuşması, hakaretten dolayı bir türlü orta yolun bulunamadığını, müvekkilinin psikolojik baskı altında kaldığını, davacının, müvekkiline ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, sevgi, ilgi şefkat göstermediğini, değer vermediğini, aile birlikteliğini zedelediğini, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların yaklaşık 2 yıldır ayrı yaşadıkları, erkeğin eşiyle ilgilenmediği, kadına "ağzına sıçtıran, babanın bokunu ye, avradını sinkaf ettiğim, ağzına sıçarım" şeklinde hakaret ettiği, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşine harçlık bırakmadığı, bu sebeple davacı kadının evde örgü örüp satmaya çalıştığı, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusurunun bulunmadığı, erkeğin iddialarının ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, davacı kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 35.00,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yılardır devam eden her türlü şiddet nedeniyle, müvekkili lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu, kararın bu yönleriyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusurunun olmadığını, evlilikte kadının tam kusurlu olduğunu, kadının iddialarını kanıtlayamadığını, bu nedenle kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen karşı davaları ve tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına ve tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak kadın için hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemece müvekkili lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilikte kadının tam kusurlu olduğunu, kadının iddialarını kanıtlayamadığını, bu nedenle kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen karşı davaları ve tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatların hükmedilme şartları ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
b.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Ayşe'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Adem'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.