"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/362 E., 2023/367 K.
DAVA TARİHİ : 28.07.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/522 E., 2022/1027 K.
Taraflar arasındaki terditli açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının zinaya dayalı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği içinde kadına ve çocuklara ilgisiz davrandığı, aşağılamalarının ve hakaretlerinin olduğunu, yatak odasını ayırdığını, kıskançlıklar ve yasaklamalarla psikolojik şiddet uyguladığını, zamanını sosyal medyada geçirdiğini, en son davalının whatshap olarak adlandırılan mesajlaşma programında bir çok kadın ile münasebetinin olduğunu, bu kişilerin çıplak fotoğraflarını attığını, davalının da bu kişilere kendi fotoğraflarını attığını, bu kişilerle cinsel ilişki yaşandığına ilişkin konuşmaları gördüğünü, müvekkilinin ilgili mesajları daha da ayrıntılı incelediğinde kendi öz kardeşi olan Selda Deniz ile de davalının cinsel münasebete girdiğini ve gayri ahlaki ilişkisi olduğunu öğrendiğini, bundan sebep kadına hakaretler ederek, evden kovduğu, kadını ve çocukları ölümle tehdit ettiğini ileri sürerek adli yardım taleplerinin kabulü ile tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız ve kurgudan ibaret olduğunu, nitekim davacı tarafça bu iddiaların ortak konuttan müvekkilin uzaklaştırılması amacıyla yapıldığı kanaatini taraflarınca oluştuğunu ve davacının bu davranışının evlilik birliğinin temelden sarsılmasında kendi kusurunu ortaya koymakta olduğunu, davacı tarafça müvekkilinin ayrı yatakta yattığını, başka kadınlar ile whatsapp mesajlaşma programı üzerinden yazışmaları olduğunu ve müstehcen fotoğraflar attığı şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı gibi mahkemeye sunulacağı belirtilen fotoğraf ve benzeri kayıtların nerede hazırlandığının nereden alındığının belli olmadığını, ayrıca bahsedilen belgelerin taraflarına da tebliğ edilmediğini, ilgili boşanma davasında bahsedilen tüm bu hususların kusur atfından başka bir şey olmadığını, zira müvekkilimin fikir ve düşünce farklılığı nedeniyle kızları ile arasının bozuk olduğunu, davacının müvekkiline karşı kızlarını desteklediği için bu boşanma davasını açtığını, dolayısıyla işbu davada müvekkilinin kızlarının tanık olarak dinlenmesinin hatalı olacağını, yine müvekkilimin davacının kız kardeşi olan Selda Deniz ile cinsel münasebetinin olduğuna ilişkin iddialar gerçeği yansıtmadığı gibi bu konuyu yeğenine ikrarı olayı ise yapılan iddiaların kurguya dayalı yapıldığını gösterdiğini, davacı tarafından zinanın varlığı iddiası ile mahkemeye sunulacağı belirtilen zinaya ilişkin görüntü kayıtlarının öncelikle hukuka uygun delil olup olmadığının değerlendirilmesini eğer delillerin hukuka uygun kabul edilmesi halinde ise ilgili dijital kayıtların müvekkiline ait olup olmadığı, yine görüntü ve benzeri dijital kayıtların hangi tarihlere ait olduğunun bilirkişi marifetiyle tespiti yapılmadan hükme esas alınmamasını, davacının açmış olduğu haksız davasının reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin baldızının bir yıl içerisinde günün belirli saatlerinde 254 kez aradığı, tanıkların samimi beyanlarında erkeğin baldızı ile çok yakın tensel temasta bulunduğunun görüldüğü, hatta aynı ev içerisinde beraberce birlikte girdiklerinin de olduğu, erkeğin baldızı ile yakın ve evlilik sadakatini ihlal eder derecede bir temasın varlığına kanaat getirdiği, kadının dayandığı vakalardan erkeğin yatak odasını ayırdığı vakasının da sabit olduğu, kadının dilekçesinde bahsi geçen hakaret, kıskançlık, cimrilik ve tehdit vakaları ise ispat edilemediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar terdiden zina davası açılmış ise de zina olgusunun oluşabilmesi için zina şüphesi altında eşinden başka yabancı bir kadınla daha kuvvetli delillerin varlığı gerektiği, bu kuvvette delil olmadığı, bu nedenle zina yönüyle davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle kadın tarafından terditli olarak açılan zinaya dayalı boşanma davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; boşanma kararının zinaya dayalı olarak verilmesi gerektiği, erkeğin kusurlarının eksik tespit edildiğini, kadın lehine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminatların düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi, zinaya dayalı açılan davanın reddi, hükmedilen nafaka ve tazminatlara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan davanın kabulüne, zinaya dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak takdir edilen tedbir nafakası miktarının günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına, kadının ihtiyaçlarına göre düşük kaldığı, kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, hükmedilen tazminat miktarları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin devam ettiği süre, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarları ile zinaya dayalı davasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; fahiş miktarda hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zinaya dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.