Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3750 E. 2024/1439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kusur durumu, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve ziynet alacağı talebinin miktar itibariyle temyiz edilebilirliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanacak hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağına ilişkin temyiz talebi miktar yönünden reddedilmiş, diğer temyiz talepleri ise yerinde görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3185 E., 2023/188 K.

DAVA TARİHİ : 21.05.2018-02.01.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Suluova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/255 E., 2022/215 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, erkek vekilinin dava konusu ettiği kabul edilen ziynet alacağı miktarının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet, tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, şahsi eşyalarını dışarıya attığını, evden kovduğunu, ailesine karşı saygısız tutum ve davranışlarda bulunduğunu, annesini evden kovduğunu, sadakatsizlik iddialarında bulunduğunu, yükümlülüklerini sürekli olarak ihlal ettiğini, yatak odasından kovduğunu, düğünden hemen sonrasında ziynetlerini aldığının tüm ısrarlarına rağmen geri verilmediğini, kadının kendi çalışması ile elde etmiş olduğu gelire el koyarak, çocukların ve davacı eşin şahsi harcamalarına yönelik tüm isteklerini geri çevirdiğini, ekonomik anlamda şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına,kadın yararına faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, toplam 125 gram 6 adet bilezik ve toplam 15 adet çeyrek altının aynen iadesine, iade mümkün olmazsa dava tarihinden itibaren faiziyle ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, dava tarihinden işleyecek faiz ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 50.0000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, aşırı kıskançlık yaparak psikolojik şiddet uyguladığı, ekonomik destekten kaçınarak ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise evlilik birliği içerisinde başka bir erkek ile mesajlaştığı, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği ve güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu; dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgeler ışığındaki davacıya ait kişisel eşya niteliğindeki ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı halde değerinin tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek raporunu dosyaya sunulduğu, davanın kabulü ile bilirkişi raporu ile tespit edilen ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine mümkün olmadığı halde bilirkişice hesaplanmış ikinci el değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabulü ile, 125 gram 22 ayar 6 adet bilezik ve 15 adet çeyrek altının kadına aynen iadesine, mümkün değil ise hesaplanan bedeli olan 25.470,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat talepleri ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat isteklerinin reddi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağının kabulü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadın tarafından dayanılmayan vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenilemeyeceği, bu nedenle erkeğe aşırı kıskançlık yaparak kişilik haklarını zedeleyici tavırlarda bulunduğu ve psikolojik şiddet uyguladığı vakıasının kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğunu; kadının başka erkekle mesajlaştığının sabit olduğu, bu vakıanın ise güven sarsıcı davranış olarak kabul edilmesinin gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadına fiziksel şiddet uygulayan, ekonomik destekten kaçınarak ekonomik şiddet uygulayan erkeğin ağır, başka erkekle mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunan kadının hafif kusurlu olduğu; kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitirecek olan az kusurlu ya da kusursuz tarafın tazminat talep etme hakkının olduğunu, bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına uygun miktarda tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata; davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, ziynet alacağına yönünden 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a ) bendi gereğince kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; başka erkeklerle sürekli şekilde mesajlaşarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmanın güven sarsıcı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, tedbir nafakasına karar verilmesinin doğru olmadığını, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin gerektiğini, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kabul ve reddedilen tazminat talepleri ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve ziynet alacağının kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat koşullarının taraflardan hangisi yönünden oluştuğu, kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ile tedbir nafakası ve tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 nci, 353 üncü, 362 nci, 366 ıncı madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı-davacı erkek vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.