Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3761 E. 2024/1446 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarları ve ziynet alacağının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kurallarına göre, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarını gerektirecek bir neden olmaması gözetilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3293 E., 2023/444 K.

DAVA TARİHİ : 22.02.2019- 25.03.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/134 E., 2022/388 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, Mahkemece kabul edilen ziynet alacağı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı- davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı- davacı erkeğin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını sürekli aldattığını, birkaç kez affettiğini ancak en son başka kadınlarla tatile gittiğini öğrendiğini, kendisinden habersiz evi sattığını, parasını da ne yaptığını açıklamadığını, ev ve eşi ile ilgilenmediğini, birden fazla hattının olduğunu ve bunlarla kadınlarla görüştüğünü iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, karşı taraf uhdesinde kalan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sebepsiz yere defalarca evi terk ettiğini, erkeği sevmediğini belirtilen mesajlar attığını, ailesinin erkeği istemediğini söylediğini, altınları yanında götürdüğünü, haber vermeden de harcadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkekle ilgilenmediğini, sevgi göstermediğini, sürekli yalan söylediğini, evi her terk ettiğinde telefonlarını değiştirdiğini, erkeği engellediğini, sürekli asılsız iddialar ile sadakatsizlikle suçladığını, psikolojisinin bozuk olduğunu, sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, hakaret ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin adına açılmış 19 adet hattın olduğu, erkeğin bunların yalnızca ikisine yönelik savunmada bulunulduğu, bu durum güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilmesinin gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası davasının kabulüne, 6 adet 22 ayar 17'şer gram bilezik (21.165,00 TL), 3 adet 22 ayar 8'er gram bilezik (4.980,00 TL), 28 adet çeyrek altın (10.472,00 TL), 1 adet 24 ayar gram altın (228,00 TL), 1 adet 14 ayar 4 gram zincirli kolye (530,00 TL) ve 1 adet 14 ayar 4 gram alyanstan oluşan (530,00 TL) ziynet eşyası bedeli olarak toplam 37.905,00 TL'nin talep doğrultusunda ıslah tarihi olan 07.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurların yanında ispatlanan diğer kusurlarında yüklenilmesinin gerektiğini, nafaka ve maddî tazminat miktarlarının az olduğunu, oluşan kusurların manevî tazminat hükmedilmesini gerektirdiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarı, maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne, kendi davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın her üç dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafaka miktarlarının az olduğu; toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen eşin, ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davalının, tespit edilen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, bu nedenle kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği; davacı- davalı kadının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının ve düğünde takılan paraların mümkünse aynen, değilse bedelince iadesine, (9 adet tanesi 22 gr 22 ayar bilezik, 1 adet 32 gr 22 ayar bilezik, 1 adet 18 gr 22 ayar bilezik, 17 adet çeyrek altın ve 4.000,00-TL) talebinde bulunduğu, dava dilekçesi ile talep edilmeyen 1 adet gram altın, 1 adet zincirli kolye, 1 adet alyans ile çeyrek altın talebi 17 adet olmasına rağmen ilk defa ıslah dilekçesinde talep edilen bu ziynetler yönünden kabul kararı verilmesi isabetli olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının ıslah dilekçesi ile talep ettiği ziynet alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına; tarafların itirazlarına konu diğer istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tek ve tam kusurlu olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her üç dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabul ve reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü,, 175 inci, 226 ncı, 220 nci ve 222 nci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı, 190 ıncı, 352 nci, 362 nci ve 366 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı- davacı erkek vekilinin, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı- davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Ttemyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.