Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3765 E. 2024/1447 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile ziynet alacağı taleplerinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların delilleri, kusur durumu ve maddi durumları ile ziynet alacağının ispatı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3360 E., 2023/216 K.

DAVA TARİHİ : 12.10.2018-12.11.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/843 E., 2022/259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının zina hukuksal sebebine dayalı davasının reddine, tarafların evliliğin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, Mahkemece gerek kabul edilen, gerekse de reddedilen ziynet alacağı bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle tarafların ziynet alacağı davasının kabul ve reddedilen kısımlarına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Tarafların reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle;erkeğin öğretim görevlisi bir kadın ile aldattığını, erkeğin annesinin tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, erkeğin ekonomik olarak evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, evin ve çocuğun giderlerini tek başına karşılamak zorunda kaldığını, alkol ve gece hayatı nedeniyle Muş’taki evinin kirasını ödeyemediğini, kirasını dahi kadının ödemek zorunda kaldığını, evlilik boyunca kazancını ailesine harcadığını, evinden eşinden ve çocuğundan kopuk yaşadığını,haftada bir Samsun’a geldiğini, geldiğinde de ailesi ile vakit geçirmek yerine arkadaşları ile vakit geçirmeyi tercih ettiğini, erkeğin tayini çıktığında erkeğin ailesi ile yaşamak zorunda bıraktığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince, olmadığı takdirde 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizle birlikte düğünlerinde takılan ziynet eşyalarına karşılık olarak 10.000,00 TL’nin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği sürekli aşağıladığını, sorumlulukları yerine getirmediğini, erkeğe hakaret ettiğini, evin anahtarının bir suretinin kadının annesinde durduğunu, erkeğin annesine erkeğin cinsel sorunlarının olduğunu söylediğini, erkeğin annesini evden kovduğunu, erkeğin tayininin çıktığı yere gidebilecekken gelmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, asıl davanın reddine, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına kaba davrandığı, kırıcı konuştuğu, eve geç geldiği, evi ve çocuğu ile ilgilenmediği, sürekli telefonla ilgilendiği, çok para harcadığı, borç yaptığı, P. isimli bir kadın ile görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu; kadının ise davacının, annesine, "ben gencim oğlunu çekemiyorum" dediği, erkeğin annesini evden kovduğu, çocuğu yatağa fırlattığı, erkeği rezil edeceği konusunda tehdit ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesine dayalı açılan davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince açılan davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına kesinleşmeden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile; 2 adet 22 ayar 15 gramlık bilezik (6.870,00 TL), 6 adet 22 ayar 10 gramlık bilezik (13.740,00 TL), 5 adet çeyrek lira (2.025,00 TL), 3 adet yarım lira (2.430,00 TL) olmak üzere ziynet eşya toplam değeri olan 25.065,00 TL ' nin, 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, 15.065,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, belirlenen kusurlara göre tazminat miktarlarının az olduğunu, çocuğun ihtiyaçlarına göre nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, ziynet alacağının reddine karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve kabul edilen tazminatlar ile ziynet alacağının kabulü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği çocukların bakım ve eğitim giderlerine maddî gücü oranında katılmak zorunda olup, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu; dosya kapsamı, bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre dava dilekçesinde talep edilen 3 adet yarım altının varlığı ve erkek tarafından alınıp harcandığı hususunun ispatlanmadığı, ispatlanmayan bu kısım yönünden kabul hükmünün kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, 3 adet yarım altın yönünden kadının ziynet alacağı bedeli talebinin reddine; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a ) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre tazminat miktarlarının, çocuğun ihtiyaçları gözönüne alındığında iştira nafaka miktarının az olduğunu, ziynetin kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen ziynet alacağı bedeli yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağının tümünün reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ziynet alacağının kabul edilen kısmı ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat koşullarının kimin yönünden gerçekleştiği ile miktarlarının uygun olup olmadığı, nafaka miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddeleri, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Taraf vekillerinin ziynet alacağı davasının kabul ve reddedilen kısmına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,

B.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.