Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3798 E. 2024/1906 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Velayet, kusur belirleme ve tazminatların faizi yönünden karar onanmış; ancak hükmedilen iştirak, yoksulluk ve maddi tazminat miktarlarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek yeniden belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, bu hususlarda bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1624 E., 2022/1909 K.

DAVA TARİHİ : 17.07.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/580 E., 2021/991 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkilini aldattığını, aşağıladığını, davalının tayininin Horasan'a çıktığını, hiç bir maddî yardımda bulunmadığından müvekkilinin de kızını alarak baba evine gittiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, davacının ailesini müvekkilinden önde tuttuğunu, müvekkiline sevgi ve saygı göstermediğini, müvekkilinin tayini Erzurum ili Horasan ilçesine çıkınca davacının gelmek istemediğini, baba evine gitmek istediğini, davacının istemi ile ortak evin boşaltıldığını, davacının müvekkili ile ilgilenmediğini, ailesi ile birlikte vakit geçirdiğini, aile içinde yaşananları ailesine anlattığını, ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığını, müvekkilinin ailesi ile bağlantı kurmadığını, müvekkilini çevresine karşı kötülediğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, davacının sair taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davrandığı, tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı itibari ile anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu, küçüğün anne yanında ayrılarak baba yanında kalmaya hazır olmadığı, kadının boşanma davası açmakla ayrı yaşamadaki haklılığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile; davalının tam kusurlu davranışlarının müvekkilini ruhsal bakımdan derin bir üzüntüye boğduğunu, evden kovulması, küçük düşürülmesi müvekkilinin psikolojik buhrana ve psikolojik sıkıntıya uğramasına yol açtığını, müvekkili yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğunu, maddî ve manevî tazminat için faiz talebinde bulunmalarına rağmen bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmediğini, nafaka miktarlarının az olduğunu, davalının arabasının olduğunu, Polatlı'da arsasının satış parası, aylık dolgun maaşı ve geliri olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminatların miktarı ile tazminatlar yönünden faiz talebi hakkında hüküm kurulmadığı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile; SGK kaydına göre davacının çalıştığı halde İlk Derece Mahkemesinin davacının ev hanımı olduğunu, gelirinin bulunmadığını kabul ettiğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, tanık beyanlarının çelişkili ve taraflı olduğunu, soyut tanık beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının kusurlu olduğunu, kusurlu olan davacı yararına yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, sosyal inceleme raporunda salt anne beyanı esas alınarak yapılan tespitin gerçeği yansıtmadığını, çocuğun yaşam koşullarının anne yanında rahat olmayacağının açık olduğunu, zira davacının, anne, baba, dede ve kardeşiyle birlikte yaşadığını, ortak çocuğun kendisine ait bir odası olmadığını, kadın ve çocuğun salonda yattığını, çocuğun yaşam koşullarının gelişim çağındaki çocuğun düzenli ve sağlıklı gelişimi açısından uygun olmadığını, çocuğun üstün yararı uyarınca velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar ile iştirak ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında erkeğin Horasan'a tayini çıkınca kadın gitmek isteği halde erkeğin götürmek istemediği, Horasan'a gittiğinde "evi boşalt" diye mesaj gönderdiği, bu kusurun da gerekçeye eklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda yine de erkeğin tamamen kusurlu olduğu; ortak çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, ortak çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, yine velâyet kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin uygun olduğu, dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafaka miktarları da isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadının faiz talebi bulunduğu halde boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren tazminatlar yönünden yasal faiz verilmemesinin de doğru görülmediği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarları ile tazminatlara faize hükmedilmemesi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak, kadın için aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar ile iştirak ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakası ve ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.