"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1616 E., 2022/1722 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/106 E., 2020/776 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kısmen kabulüne, karşı ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının saldırgan ve intihara meyilli kişiliğinin olduğunu, zaman zaman davacı erkeği ve ailesini ortak konuta almadığını, zaman zamanda ölümle tehdit ederek ortak konuttan dışarı çıkmasına izin vermediğini, arabada giderken birçok kez arabadan atlayıp intihar etmeye meylettiğini, taraflar arasında çok uzun zamandır davalı kadından kaynaklı cinsel birliktelik bulunmadığını, davalının cinsel ilişkiden kaçındığını, davalının aşırı sinir hali ve dengesiz tutumları olduğunu, psikolojik destek aldığı halde bunlara devam ettiğini, davalının evlilik öncesinden beri psikolojik hastalığı olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarının doğru olmadığını, erkeğin müvekiline psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin en zor zamanında ortak konutu terk ettiğini, terkin gönderdiği mesajlarla da sabit olduğunu, erkeğin ailesinin tarafların evine yakın oturup konutun bir anahtarının da onlarda olduğunu, evi terk eden erkeğin kira ödemeyeceğini, faturaları iptal edeceğine dair tehdit mesajları gönderip ev sahibi ile de konuştuğunu, uzun süreden beri cinsel birliktelik yaşanmadığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin Temmuz 2017'de hamile kaldığını, Ağustos 2017'de dış gebelik olduğunun tespit edilmesi üzerine hastanede gebeliğe son verildiğini ve yaşadığı bu süreç nedeniyle ruhsal çöküntü yaşadığını, bu dönemde işini de kaybettiğini, erkeğin müvekkiline destek olmadığını, evlilik boyunca her ay maaşının ve hatta kıdem tazminatının erkeğin hesabına gönderilmek zorunda bırakıldığını, erkeğin kadının dış görünüşüne ilişkin ağır ve rencide edici söylemlerinin olduğunu, evlilik sırasında erkeğin kendi adına araç satın aldığını, evlilik sonrasında karşı davalı erkeğin kadına kına gecesi ve düğünde takılan tüm takı, altın ve ziynet eşyasına el koyduğunu iddia ederek ve savunarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili için her yıl TÜFE-ÜFE ortalaması oranında artırılarak aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata; yine ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin erkekten alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının; erkek eşin ailesini ortak konutta misafir etmek istemediğini açık bir şekilde dile getirdiği, sürekli agresif tavırlar sergilediği; erkeğin ise kadının çalıştığı sürece boyunca elde ettiği geliri kendisine göndermek zorunda bırakarak ekonomik bağlamda şiddet uyguladığı, ortak konutun anahtarının bir kopyasını kendi anne ve babasına verdiği, evlilik birliği süresince eşlerin kenlerine ait bir yaşam alanı, özel bir hayatı olması gerektiğinden, aile hayatının kutsallığına ve ailenin özel yaşamına saygı göstermediği, aile müessesinin gizliliğine müdahaleye müsaade ettiği; tarafların ortak yaşamı birbirleri için çekilmez hale soktukları, eşit kusurlu davranışlarıyla birliğin temelinden sarsılmasına yol açtıkları, evliliğin devamında eşler ve toplum için fayda kalmadığı anlaşıldığından her iki tarafça açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının ziynet alacağı davasının reddi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kararın gerekçesiz olduğunu, erkeğin feragat beyanının mevcut olduğunu, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya hükmedilmesi gerektiğini, erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı davasının tamamen kabul edilmesi gerektiğini ve ziynet alacağına faiz uygulanmadığını belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, karşı davadaki boşanma sebebi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ve ziynet alacağına ilişkin faiz talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin asıl davadan 06.09.2019 tarihindeki feragati nedeniyle asıl davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği belirtilerek kadının, asıl davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bentlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, asıl davanın feragat nedeniyle reddine; yapılan incelemede erkeğin feragati kapsamında feragat tarihinden önceki olayların artık kadına kusur olarak verilemeyeceği, bu haliyle kadının kusursuz olduğu, erkeğe kusur olarak verilen evin anahtarını anne ve babasına vermesi suretiyle özel yaşama saygı göstermemesi eylemine ise kadın tarafından vakıa olarak dayanılmadığı, sadece erkeğin anahtara ulaşabileceği yer olarak belirtildiği dikkate alındığında erkeğe kusur olarak verilmesinin doğru görülmediği; dosyaya gelen kayıtlar kapsamında kadının tüm maaşının erkek tarafından alındığı, kadına sadece harçlık verildiği, bu şekilde erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı belirtilerek erkeğin vakıaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu sayılmalarına; kadın yararına tedbir nafakası ile maddî tazminata hükmedilmemesinin doğru görülmediği belirtilerek kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısmı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiş; tarafların ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talepleri kısmen kabul edilerek ziynet alacağı davası yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş ve tarafların diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kararın; karşı davadaki boşanma sebebi, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşı boşanma davasında evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya hükmedilmesi, kusur belirlemesi, kadının manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.