Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3832 E. 2024/1118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarının değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/337 E., 2023/510 K.

DAVA TARİHİ : 19.12.2017 - 25.05.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/85 E., 2022/691 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararının dilekçeler aşamasının tamamlanmaması ve eksik inceleme nedeniyle tamamının kaldırılmasına, usulüne uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin düzenli işte çalışmadığını, evin ihtiyaçlarının kadın tarafından karşılandığını, kadınla ve çocukla ilgilenmediğini, ayrıca evdeki tadilat, tamirat işleri ile de ilgilenmediğini, erkeğin akrabalarının kadına hakaret ettiğini, erkeğin kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna yönelik vakıaların erkeğin asıl davanın yargılama aşamalarında boşanmak istemediği beyan ettiğinden af kapsamında kaldığını iddia ederek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının başka erkeklerle telefonda mesajlaştığını, bu haliyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia ederek birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekilinin dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra sunulan 27.10.2021 tarihli beyan dilekçesi ile; erkek yararına 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 01.11.2018 tarih ve 2017/1266 E 2018/1095 K sayılı kararı ile; davalı erkeğin işte çalıştığı ancak yeterli düzeyde eve maddî katkısının bulunmadığı, vaktini kahvehanede geçirdiği, eşine ve çocuğa yeterli ilgiyi göstermediği, eşiyle ayrı yattıkları, taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, şartları oluşmadığından davacı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili; kişisel ilişki süresinin az olduğunu, 3 ay süren yaz tatilinde çocuğun sadece 20 gün baba ile görüşmesinin yanlış olduğunu, her hafta görüş verilmesi gerektiğini, velâyetin babaya verilmesini istediklerini, aksi halde her hafta Cuma günü saat 19.00'dan Pazar 19.00'a kadar kişisel ilişki kurulması gerektiğini, dosyadaki GSM kayıtlarından davacı kadının iki erkekle uygun olmayan saatlerde ve yoğun olarak konuşup mesajlaşmasının kesin olarak ortaya çıkarıldığını, davacı kadının güven sarsıcı davrandığını, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2021 tarih ve 2019/616 E 2021/52 K sayılı kararı ile; erkeğin istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davalı erkeğin sunduğu 07.03.2018 tarihli talep ve iddialarını içerir, cevap mahiyetinde kabul edilmesi gereken dilekçesinin davacı kadına usulüne uygun tebliğ edilmediği, dilekçeler aşamasının usulüne uygun şekilde tamamlanması gerektiği, ön inceleme ve tahkikat duruşmaları yeniden yapılarak, kadının kullandığı telefonun GSM kayıtları incelenerek, var ise telefon görüşmesi yaptığı telefon numaralarından hangilerine dayanıldığı, hangi telefon numaralarının araştırılmasının istendiği erkeğe sorularak, görüşme yapılan telefon numaralarının kime ait olduğu ve telefon numaraları arasındaki görüşme saat, süre ve sıklıkları tespit edilerek, kusur durumunun buna göre belirlenmesi gerektiği kabule göre de; çocuk ile baba arasında gerekçesi belirtilmeden kısıtlı kişisel ilişki kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin düzenli bir işte çalışmadığı, yeterli düzeyde eve maddî katkısının bulunmadığı, vaktini kahvehanede geçirdiği, eşine ve çocuğa yeterli ilgi göstermediği, kadının başka erkekle görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışları olduğu, asıl dava ve birleşen dava yönünden diğer iddialar ile ilgili dinlenen tanık beyanlarının somut bilgi ve görgüye dayalı olmadığı, kadının erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl dava ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, yaşam çevresi, ihtiyaçları, paranın satın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek ortak çocuk yararına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasına yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadının sürekli ve düzenli geliri bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının, erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmakla şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu edilen aldatmaya ilişkin hususların 2017 yılına ilişkin olduğunu, erkek eşin bu sebeplerle boşanmak istemediğini duruşma esnasında dile getirdiğini, telefon kayıtların bilirkişi incelemesi yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur belirlemesi ve birleşen davanın kabulü yönünden kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkek yararına tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin değerlendirilmediğini, telefon kayıtlarının istendiğini, ancak inceleme yapılmadığını, 11.06.2021 tarihinde verilen beyan dilekçesindeki iddiaların incelenmediğini, beyan dilekçesindeki şahısların mahkemeye davet edilmediğini, açılan davanın eksik incelenmesi sebebiyle bozulması gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, erkeğin dilekçeler teatisinden sonra talep ettiği maddî ve manevî tazminat talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı, kaldırma kararından sonra açılan birleşen dava ile asıl davanın kaldırma kararından öncesi aşamalarının ve kaldırma kararından sonraki aşamalarının evraklarının birbirine karışık halde olmasının ve dosya düzeninin bulunmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu hususun eleştirilmesi gerektiği anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu edilen aldatmaya ilişkin hususların 2017 yılına ilişkin olduğunu, erkek eşin bu sebeplerle boşanmak istemediğini duruşma esnasında dile getirdiğini, telefon kayıtların bilirkişi incelemesi yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur belirlemesi ve birleşen davanın kabulü yönünden kaldırılması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkek yararına tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin değerlendirilmediğini, telefon kayıtlarının istendiğini, ancak inceleme yapılmadığını, 11.06.2021 tarihinde verilen beyan dilekçesindeki iddiaların incelenmediğini, beyan dilekçesindeki şahısların mahkemeye davet edilmediğini, açılan davanın eksik incelenmesi sebebiyle bozulması gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin sürede maddî ve manevî tazminat talebinin mevcut olup olmadığı, eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, af olgusunun ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.