Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3902 E. 2024/1977 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olmadığı ve 4721 sayılı TMK'nın 174. maddesinin ikinci fıkrasındaki manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1690 E., 2023/271 K.

DAVA TARİHİ : 06.12.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1156 E., 2020/167 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının sürekli kadının isteklerini sebepsiz reddettiğini, her şeyi kontrol etme istediğini, her şeyde kadını suçladığını , kadının maaşının yönetimini yaptığını, şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı boşanma davasından 19.03.2018 tarihinde feragat ettiğini, kadının erkeği affettiğini, iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin boşanmayı kabul ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacı kadın ve ortak çocuk ile ilgili olmadığı, çocuğun eğitim ve sağlığı ile davacı kadının ilgilendiği, davalının davacı rahatsızlandığında davacı kadın ile ilgilenmediği, davalının aşırı tutumlu olduğu, davacının maaş kartının davalıda durduğu, ortak çocuğun okul aktivitelerine davacı kadının katıldığı, davalının katılmadığı, davalının davacı kadının iş yerinde düzenlenen şehir dışı gezilere katılmasına izin vermediği, davalı erkeğin davacı kadına psikolojik ve duygusal şiddet uygulamak suretiyle ağır kusurlu olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, açılan davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayetının anneye verilmesine, çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakasına, 15.000,00 TL. manevî tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; manevî tazminat miktarı, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, manevî tazminat, iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakasının ve miktarının yerinde olduğu, iştirak nafakası miktarının ise az olduğu, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, istinaf konusu edilen diğer hususların usule ve kanuna uygun olduğundan erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, manevî tazmınat ve iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, manevi tazminat şartlarının somut olayda kadın yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, iştirak nafakası mıktarının uygun olup olmadığı ve erkeğin reddedilen manevi tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenen ''kadının hastalığı ile ilgilenmeme'' vakıasının kadının feragat etmesi sebebiyle reddine karar verilen ilk boşanma davasından önce yaşanmış olduğunun ve bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığının, Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen diğer vakıaların ise kadının feragat ettiği ilk boşanma davası öncesinde ve sonrasında gerçekleşen, süregelen nitelikte davranışlar olduğunun, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkek eşin yukarıda (1) numaralı paragrafta çıkartılan kusuru dışında kalan diğer kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte değildir. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki koşullar kadın yararına oluşmamıştır. O halde, kadın eşin manevî tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.