"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/396 E., 2022/1206 K.
DAVA TARİHİ : 09.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/628 E., 2021/1571 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle daha önce Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin 2012/580 Esas ve 2012/1399 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verilerek kararın 22.01.2013 tarihinde kesinleştiğini, bu dava açılmadan önce de tarafların arasındaki ortak hayatın sona erdiğini, tarafların 13-14 yıldır ayrı yaşadıklarını, tarafların ayrı yaşamakta olduklarının bir diğer ispatının da davalı tarafından açılan Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin 2012/1360 Esas ve 2013/322 Karar sayılı dosyası ile görülüp karara bağlanan nafaka davasının olduğunu, müvekkilinin evlilik dışı birliktelik yaşadığını, bu birliktelikten çocuklarının olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca fiili ayrılık sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; evliliğin bir kaç yılından sonra erkeğin farklı kadınlarla beraber olduğunu, Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin 2012/1360 Esas ve 2013/322 Karar sayılı dosyası ile görülüp karara bağlandıktan sonra tarafların tekrar biraraya geldiklerini ancak birkaç ay sonra davacının bir kez daha davalıyı terk edip gittiğini, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/58 Esas ve 2020/60 Karar sayılı kararı ile davacı tarafından 2017 yılında açılan boşanma davasının kabulü yönündeki kararın kaldırılarak davanın reddine karar verildiğini, bu davanın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmeden aynı nedenlerle dava açılamayacağını, davacının evi terk ettiğini, ortak çocuklara bakmadığını belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin davalıya verilmesine, 30.000,00 TL manevî tazminat, davalı lehine 1.000,00 TL ortak çocuklardan her biri lehine ayrı ayrı aylık 700,00 TL nafakaya hükmedilerek, nafakaların her yılın ocak ayında %15 oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin uzun yıllardır imam nikahlı eşi ile birlikte yaşadığını, kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, boşanmaya neden olan olaylarda davacı eşin tam kusurlu olduğunu, erkek tarafından davalıya karşı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan, Diyarbakır 1.Aile mahkemesinin 2017/620 esas, 2019/1003 karar sayılı ve Diyarbakır 1. Aile mahkemesinin 2012/580 esas, 2012/1399 karar sayılı davalarının ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verildiğini, Diyarbakır 1. Aile mahkemesinin 2012/580 esas, 2012/1399 karar sayılı boşanma davası açıldıktan sonra tarafların tekrar bir araya geldikleri yönündeki iddianın ispat edilemediğini, reddedilip kesinleşen mahkeme kararından sonra tarafların tekrar bir araya gelmediklerini, mevcut davanın açılış tarihi itibariyle red kararının kesinleştiği 25.06.2013 tarihinden itibaren üç yıl geçmiş olduğunu, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere tarafların bu süre zarfında bir araya gelmemiş olduklarını belirterek davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TÜİK tarafından açıklanacak olan ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın tümden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, fiili ayrılığı yaratan taraf ve boşanmaya neden olan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil kusur gerçekleşmediği, reddedilen davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, dava tarihi itibariyle ergin olmayan ve yargılama sürecinde ergin olan çocuklar için tedbir nafakası verilmesi gerektiğini, yoksulluk ve iştirak nafakalarının tarafların ekonomik ve sosyal durumu gereği az olduğunu belirterek kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tarafların ortak Mustafa (2006) için dava tarihinden, karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere takdiren aylık 200,00 TL tedbir, kesinleşme sonrasıda 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek yıllık ÜFE artış oranında arttırılmasına, tarafların ortak çocuğu 22.07.2003 doğumlu Veysi için dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar devam etmek üzere takdiren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek yıllık ÜFE artış oranında arttırılmasına karar verilmiş, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi tazminat ve nafaka kararı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına nafakaların ve manevî tazminatın hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle tarafların reddedilen boşanma davasınından sonra biraraya geldiklerinin davalı kadın tarafından ispat edilemediği, davalı kadın tanığının beyanlarının soyut ve önceki beyanlarıyla çelişkili olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.