"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/798 E., 2022/26 K.
DAVA TARİHİ : 06.02.2012
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.09.2009 tarihinde vefat eden ...'in 21.04.1992 tarihli vasiyetnamesi ile teyzesi ...'den kendisine miras yolu ile kalan taşınmazları müvekkil kurumun Nevşehir Şubesine bıraktığını, söz konusu vasiyetnamenin tenfizi için açılan davada ara kararla ... ve ...'in veraset ilamının alınması için taraflarına yetki verildiğini, ...'in veraset ilamında üçüncü zümreye kadar mirasçısı bulunmaması sebebiyle dördüncü zümre mirasçı olan TC. Maliye Hazinesi'nin tam pay mirasçı olduğunun hükme bağlandığını, harici olarak yapılan araştırmada ...'in annesi Penbe ile ...'in ana ve baba adlarının aynı olduğunu ancak bu iki kişinin kardeş olarak görünmediğini belirterek davanın kabulü ile müvekkil kuruma miras bırakan ...'in üst soyu bakımından teyzesi ...'in yasal mirasçısı olacak şekilde nüfus kaydının düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... Müdürlüğü cevap dilekçesi sunmamamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.05.2013 tarihli ve 2012/72 Esas, 2013/296 Karar sayılı kararıyla; Nevşehir ili Merkez Camicedit mahallesi nüfusuna kayıtlı ...ve ...'den olma 01.07.1888 doğumlu ... ile Nevşehir ili Merkez Kayacami mahallesi nüfusuna kayıtlı ....ve ...den olma 01.07.1899 doğumlu ...'in anne ve baba isimlerinin aynı olduğu, nüfus kayıtları, dosyada mübrez vasiyetname sureti, ...'in oğlu tanık ...'in beyanı dikkate alındığında ... ile ...'in kardeş olduklarına kanaat getirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından davanın soybağının düzeltilmesine ilişkin dava olduğunu, ve davacı kurumun aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın aile mahkemesinde görülmesi gerektiğini, tanık beyanı esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 19.12.2013 tarihli ve 2013/14727 Esas, 2013/18294 Karar sayılı ilâmıyla; somut olayda Mahkemece salt taraflar ve tanık beyanı ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak ... ile ...'in anne ve babası olarak görünen ...ve Ahmet arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kurum vekili ile davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuş ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 tarih, 2014/5500 Esas, 2014/8624 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 25.02.2015 tarihli ve 2014/409 Esas, 2015/107 Karar sayılı kararıyla; davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen Penbe Demirocak ve ...'in anne ve babası olarak görünmekte olan ...ve Ahmet'in mezar yerleri tespit edilemediğinden, bu şekilde DNA testi yaptırılması mümkün olmadığından ve yapılan tüm araştırmalara rağmen bu hususta herhangi bir bilgi ve belge edilemediğinden, davacı tarafından da bu hususta soyut iddiadan öte somut bir belge sunulamadığından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından davanın reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli ve 2018/146 Esas, 2019/5726 Karar sayılı ilâmıyla; tanık olarak beyanı alınan vasiyet eden Besime'nin oğlu ...'in aile ile ilgili ayrıntılı olarak beyanda bulunduğu, adı geçenin veya bildireceği isimlerin mezar yerlerini bilme olasılıklarının bulunduğu, mezar yeri araştırmasının akraba veya aynı köy/mahalle sakinlerinin beyanlarına başvurulmaksızın evrak üzerinden yapıldığı, yapılan bu araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı çerçevesinde tekrardan kolluk araştırması yaptırıldığını, nihayetinde mezar yerlerinin Erzurum ve Nevşehir illerinde olduğu hususunun tespit edildiğini fakat mezar yerlerinin tam olarak nerede olduğu hususundaki bilgiye, kolluk araştırması neticesinde erişilemediğini, bu sebeple Erzurum ve Nevşehir illerindeki tüm belediye başkanlıklarına ayrı ayrı müzekkereler yazıldığını ancak yine de mezar yerlerinin tam olarak tespitinin yapılamadığını, akabinde, nüfus kayıtlarının düzgün tutulmasının kamu düzenine ilişkin olması sebebi ile resen delil araştırması cihetine gidildiğini, mezar yerlerinin bilen kişilerin Mahkememize ulaşabilmelerinin temini açısından Nevşehir'de ve Erzurum'da yayın yapan yerel gazetelerde ilan yaptırıldığını fakat yine sonuç elde edilemediğini, açıklanan hususlar neticesinde her ne kadar davacı tarafından davalılar aleyhine Mahkememize muris ...'in, ...'in annesi " Penbe" nin kardeşi, dolayısıyla mirasçısı olduğu iddiası ile tespit davası ikame olunmuş ise de, bozma öncesi verilen hüküm, Yargıtay bozma ilamı ve hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen Penbe Demirocak ve ...'in anne ve babası olarak görünmekte olan ...ve Ahmet'in mezar yerleri tespit edilemediğinden ve bu şekilde DNA testi yaptırılması mümkün olmadığından, yapılan tüm araştırmalara rağmen bu hususta herhangi bir bilgi ve belge edilemediğinden, davacı tarafından da bu hususta soyut iddiadan öte somut bir belge sunulamadığından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ...'in 1992 tarihli vasiyetname ile müvekkil kuruma bağışlamış olduğu taşınmazların teyzesi ...'den kendisine kaldığını ancak taşınmazların nüfus kayıtlarındaki hata sebebi ile Maliye Hazinesi'ne kaldığını, bu vasiyetin yerine getirelebilmesini kamu düzenini kontrol eden ve kamu gücünü elinde bulunduran bir kurumun sonuca bağlayabileceğini, müvekkil kurumun özel hukuk tüzel kişisi olması nedeniyle kamu gücünü kullanma ve kurumlara talimat verme yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle aranan mezar yerlerinin bulunamamasının tek sorumlusunun müvekkil kurum olarak görülmesinin hatalı olduğunu, Mahkemenin tanık beyanlarını görmezden geldiğini, vasiyetnamenin o kişinin son arzusu olduğu gerçeği unutulmadan bu isteğe uygun olarak taşınmazların müvekkil kuruma bırakılması ve davanın kabulü gerektiğini belirterek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.