"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1685 E., 2023/574 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/299 E., 2020/476 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadın ve çocuklara psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, küçümsediğini, hor gördüğünü, davalının ailesine zaman ayırmadığını, davalının gelişme çağında olan çocukları ile ilgilenmediğini, çocukların baba sevgisinden yoksun olduklarını, davalının yıllar yılı süre gelen eylemleri nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiğini, ortak çocukların baba ile hiçbir konuyla ilgili konuşmadıklarını, mahrem konuları her tarafta anlattığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına her biri için ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, eşine karşı her türlü sabrı gösterdiğini ancak eşinin hiçbir zaman tatmin olmadığını, davalının eşinin ve çocuklarının rahat etmesi, huzurlu olması için maddî ve manevî hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığını ancak davacının kısa bir süre sonra tekrar boşanmak istediğini, evlilik birliğinin davacı tarafın tamamen kusurlu davranışları sebebiyle sona erdiğini beyan ederek belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2018 tarih, 2016/1213 Esas ve 2018/944 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri boşanmanın fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 11.6.2020 tarih ve 2019/102 Esas ve 2020/651 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının boşanma hükmü dışında, istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına, davacı-davalı kadına, birleşen davaya verilen cevaba cevap dilekçesi tebliğ edilerek, birleşen davaya karşı varsa 2. cevabını bildirmesi için usulüne uygun ihtarat içeren meşruhatlı tebligat yapılarak, birleşen dava yönünden dilekçe teatisi aşaması tamamlanarak, birleşen davada da ön inceleme ve tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra yargılama sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin aşırı kıskanç olduğu, eşini cinlerle irtibatının bulunduğu iddiasıyla hocalara götürerek huzursuz ettiği, eşine psikolojik baskı uyguladığı, eşiyle ilgili mahrem konuları başkalarına anlattığı, taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ile ...'in karar tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle velâyetleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ... ile ... lehine 17.01.2017 tarihli ara kararıyla dava tarihi itibariyle hükmedilen aylık 500,00'er TL tedbir nafakasının ortak çocukların reşit oldukları tarihe kadar geçerli olduğunun tespiti ile ortak çocuk ... 'ın ara karar tarihi olan 17.01.2017 tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle tedbir nafakasının kaldırılmasına, diğer çocuk ... 'ın da 26.05.2017 tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle reşit olduğu tarih itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olmakla ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına verilmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacı-birleşen dosya davalısı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına verilmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, takdiren 10.000,00 TL maddî tazminat ile 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-birleşen dosya davacısının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; eksik ve hatalı bir inceleme ile soyut iddiaların karara gerekçe yapıldığını, kadın eşin kusurlu olduğunu, maddî ve manevî tazminat ile nafakaların haksız olduğunu, birleşen davanın reddinin yanlış olduğunu bildirerek, İlk Derece Mahkemesi kararının davasının reddi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, 2.000,00 TL tedbir ve yoksuluk nafakasına, ortak çocuk ... için 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesi gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminat miktarları yönünden kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece boşanma hükmünün ilk istinaf kapsamı dışında bırakıldığı ve boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği, boşanma hükmünün 23.11.2018 tarihinde kesinleştiği, dairemizce 11.06.2020 tarih, 2019/102 Esas ve 2020/651 Karar sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmekle, boşanma hükmü hariç ilk kararın kaldırıldığı, Mahkemece boşanma hükmü kesinleştiği halde, 24.09.2020 tarih, 2020/299 Esas ve 2020/476 Karar sayılı karar ile sehven kurulan boşanma hükmünün bu nedenle sonuca etkili olmadığı, bu hususun eleştirilmesi gerektiği, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ... için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, aylık 2.000,00 TL yoksuluk nafakasına, kadın yararına 90.000,00 TL maddî tazminat ile 80.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; eksik ve hatalı bir inceleme ile soyut iddiaların karara gerekçe yapıldığını, kadın eşin kusurlu olduğunu, maddî ve manevî tazminat ile nafakaların haksız olduğunu, birleşen davanın reddinin yanlış olduğunu bildirerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden kaldırılması yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeelri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.