Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4076 E. 2024/845 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmanın kabulü, kusur belirleme, nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların dayanak boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın yeniden kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle kanuni koşulların oluştuğu, davacı erkeğin evlilik birliğini sürdürmemedeki kusurunun daha ağır olduğu ve davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eyleminin ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1592 E., 2022/2008 K.

DAVA TARİHİ : 28.05.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisis

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/307 E., 2022/429 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kısa karar, gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile davanın esası incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin daha önce açtığı davanın reddedildiğini ve kararın 10.05.2017 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra ise tarafların bir araya gelmediklerini ve ortak hayatın yeniden kurulamadığını, davalı kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini beyanla fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 70.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili vekili cevap dilekçesinde; davacı erkeğin fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, babalık görevini yerine getirmediğini, evi terk ederek fiili ayrılığa sebebiyet verdiğini ve kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 14.01.2022 tarih ve 2020/274 Esas, 2022/11 Karar sayılı kararı ile; tarafların arasındaki reddedilen boşanma davası kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yılı ... bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları, ortak hayatın kurulamadığı, davacı erkeğin evden ayrılması nedeniyle tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıkları, böylelikle davacı erkeğin evden ayrılması, evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî yükümlülükleri yerine getirmemesi ve ortak çocukların ihtiyaçlarına katılmaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-birleşen dosya davalısı ile davalı-birleşen dosya davacısının davalarının kabulü ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı-birleşen dosya davacısı kadın lehine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, Mahkemece, kararın birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü hüküm fıkralarının incelenmesinde, davada birleşen dosya olmamasına rağmen, davalı tarafın boşanmanın fer'isi olan taleplerinin kabulüne karar verilirken maddî hata yapılarak davacı birleşen dosya davalısı ve davalı birleşen dosya davacısı olarak yazıldığı gerekçesi ile 28.01.2022 tarihinde hükmün tashihine karar verilmiş, davacı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi, davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise, hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 23.03.2022 tarih ve 2022/450 Esas, 2022/534 Karar sayılı kararı ile, kısa karar, gerekçe ve hüküm arasında çelişki bulunduğu gibi dosyada bir birleşen dava bulunmadığı halde birleşen dava varmış gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ayrıca hüküm tahsisi kararı ile de ayrı ve yeni bir çelişki oluşturulduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların arasındaki reddedilen boşanma davası kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yılı ... bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları, ortak hayatın kurulamadığı, davacı erkeğin evden ayrılması nedeniyle tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıkları, böylelikle davacı erkeğin evden ayrılması, evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî yükümlülükleri yerine getirmemesi ve çocukların ihtiyaçlarına katılmaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların, dayanak boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bir araya gelmediği ve ortak hayatın yeniden kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle kanununi koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesinin, fiili ayrılık döneminde davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamadığından boşanma davası açarak boşanma sebebi oluşturan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen davacı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davacı kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumuna göre davalı kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, ancak gerek reddedilen boşanma davasında, gerekse eldeki dava da boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığının ispat edilemediği ve kanuni koşulları oluşmadığından davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, davalı kadının geliri olmadığı, boşanmak ile yoksulluğa düşecek olduğu, kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, yoksulluk nafakasının ileride artırılması da söz konusu olduğundan miktarının makul olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin kusur tespiti ve davalı kadın lehine hükmedilen maddî tazminata yönelik istinaf talepleri ile davalı kadının kusur tespiti, boşanma davasının kabulü, lehine hükmedilen manevî tazminata ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davacı erkeğin, davalı kadın lehine hükmedilen manevî tazminata, davalı kadının ise lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin davalı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara ilişkin ikinci bendinin kaldırılmasına, davalı kadın lehine 50.000,00 TL maddî tazminata, davacı erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ispat edilemediğinden davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık hukuki sebebi ile açılan boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davalı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı, davalı kadın lehine manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.