"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3069 E., 2023/591 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sandıklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/319 E., 2022/227 K.
Taraflar arasındaki geçici velâyet ve nafaka davası ile birleşen boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince kusur belirlemesi, kadının kabul edilen asıl davası, birleşen dava ve fer'îleri ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendinde velâyete ilişkin davalar çekişmesiz yargı olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunla 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Davalı erkek vekilinin geçici velâyet ve nafakaya ilişkin asıl davasına ve bu davada hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin diğer temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin ilk günlerinde baş gösteren uyumsuzluğun giderek arttığını, davalının kendine göre doğruları olduğunu ve o doğrulardan başka doğru kabullenmemesi, eşi ve eşinin ailesini küçük gördüğünü, sürekli olarak eşine ve eşinin ailesine köyü vb sözler söylediğini, 3-4 kişiyle birlikte oldukları oturmalarda sürekli eşini küçük düşürdüğünü ve hakaret ettiği gibi kusurlu hal ve hareketlerinin davacı yönünden evliliği çekilmez hale getirdiğini, davacının Afyonkarahisar Aile mahkemesinin 2015/1258 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, davanın reddedildiği beri tarafların ayrı yaşadıklarını, belirterek davanın kabulüne ortak çocuğun geçici velâyetinin davacı annesine verilmesini ve ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 07.10.2010 tarihinde evlendiklerini, tarafların bu evlilikten 04.11.2016 doğumlu ... adında ortak çocukları olduğunu, ortak çocuğun 3 yaşında olduğunu, davalı tarafından kendisine şiddet uygulandığını, davalının müvekkilinin öğretmenlik yaptığı ... Eğitim okullarını bastığını ve terör estirdiğini, kızını görme bahanesiyle müvekkilinin huzurunu ve psikolojisini alt üst ettiğini, birden fazla kişiyle okulu basarak yanındakilere verdiği talimatla müvekkilinin bir odaya kapatılmasını sağladığını, davalının bu yaşattıkları yüzünden travma ve acılar yaşadığını, manevî olarak zarar ve ziyana uğradığını belirterek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, dava dilekçesinde şiddete uğrayan tarafın davacı olduğunu iddia etse de asıl şiddete uğrayan tarafın kendisi olduğunu, müvekkilinin evinin önünde ortak çocuğun yanında, ortak çocuğun psikolojisini ve ruh halini umursamadan defalarca bağırdığını, davacının çocuğun etkilenmemesi adına bu duruma engel olmadığını, davacının ortak çocuğu korumaya çalışan müvekkilinin babası olan ...'i darp etmeye başladığını ve ortak çocuğu bu olaylara şahit olmak zorunda bıraktığını, müvekkilinin ortak velâyet hakkı bulunan kızını bu tarihe kadar göremediğini, görmek için çocuğun okuluna gittiğinde davacı tarafından çocuğun kendisine gösterilmediğini, okul müdürü ile olan görüşmesinde de müdürün kendisine böyle bir hakkı olmadığının söylenerek çocuğunu görmesine izin vermediğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların ve ailelerinin karşılıklı şiddet eylemlerinin olduğu, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için 350,00 TL tedbir-500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının kabul edilen asıl ve birleşen dava ve fer'îleri ile yargılama gideri ve vekâlet ücretleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince, davacı kadına verilen kusurun istinaf edilmeksizin kesinleştiği, gerçekleşen kusur durumuna göre; Afyonkarahisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/281 Esas, 2021/143 Karar sayılı ilamı ile davalı erkek ve babasının davacı kadın, babası ve kardeşi tarafından, davacı kadının ise davalı erkek tarafından darp edildiği gözetilerek; mahkemenin kusur dağılımı isabetsiz bulunarak erkeğin hafif kadının ağır kusurlu olduğunun tespiti ile erkeğin kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, kusur gerekçesinin düzeltilmesine; çocuğun velâyetinin annesine verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ortak çocuğun yaşı ve üstün yararı dikkate alınarak, baba ile aralarında kurulan kişisel ilişki süresi yetersiz görüldüğünden; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının asıl davada ve birleşen davada çocukla baba arasında kurulmuş olan kişisel ilişkiye yönelik olan "B" bentlerinin kaldırılarak, bu bentlerin yerine yeniden hüküm tesisine buna göre; asıl davada ve birleşen davada çocukla baba arasında kurulmuş olan kişisel ilişkiye yönelik olan "B" bentlerinin yerine geçmek üzere; velâyeti annesine verilen tarafların ortak çocuğu ... ile davalı babası arasında; Her ayın 1. ve 3. cumartesi günü sabah saat 10.00’dan pazar günü akşam saat 18.00’ye kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00’dan 3. günü akşam saat 18.00’ye kadar, her yıl öğrenciler için ön görülen yarı yıl tatilinin başlamasını takip eden ilk pazartesi günü sabah saat 10.00'dan aynı haftanın devam eden pazar günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl okulların Nisan ayındaki ara tatilin başlamasını takip eden ilk pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden pazar günü akşam saat 18.00'e kadar ve her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 10.00’dan 31. günü akşam 18.00’e kadar baba yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilerek, davalı erkeğin kişisel ilişki süresine yönelik istinaf talebi kısmen kabul edildiği, ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, hükmedilen iştirak nafakası miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle tanık beyanlarının duyum olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının kabul edilen asıl ve birleşen dava ve fer'îleri ile yargılama gideri ve vekâlet ücretleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının asıl davasının ve birleşen boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin kadının geçici velâyet ve nafaka talebine yönelik asıl davasına ve bu davada hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.