Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4232 E. 2024/1141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur, velayet, nafaka ve tazminat konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/17 E., 2023/412 K.

DAVA TARİHİ : 27.10.2014

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/317 E., 2021/496 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, hüküm ve gerekçenin çelişkili olduğu, kadın yönünden ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadan, velayete yönelik uzman raporu alınmadan çocuklar dinlenmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının, doğma büyüme yurtdışında olduğunu, taraflar evlendikten bir süre sonra müvekkilinin de yurt dışına gittiğini, evliliğin ilk zamanlarında kadının ailesi ile aynı evde kaldıklarını daha sonra altlı üstlü yaşamaya başladıklarını, kadının, evliliğin ilk günlerinden itibaren müvekkilini istemediğini, kahvaltı dahi hazırlamadığını, müvekkilini sürekli terslediğini, eşler arasında konuşulanları hemen ailesine anlattığını, ayrı odalarda yattıklarını, taraflar arasında cinsel ilişkinin nadiren olduğunu, sürekli olarak müvekkilini ve ailesini istemediğini sevmediğini söylediğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin kadının kusurlu hakaretleri nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için 10.000,00TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin dava dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, erkeğin, geçimsiz olduğunu ve olumsuz tavırlar sergilediğini, müvekkilini rencide edici tavırlarda bulunduğunu, müvekkilinin yürüme özürlü olduğunu, çalışmadığını anne ve babasının onun için ayırdığı çatı altında iki çocuğu ile kaldığını, müvekkilinin herhangi bir gelirinin olmadığını beyan ederek; ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesini çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir nafakası ve iştirak nafakasına müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına, 80.000,00 TL manevî tazminata 40.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin.10.10.2017 tarih ve 2014/838 Esas 2017/918 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, kadının erkek eşe, soğuk davrandığı, erkeği istemediğini, sevmediğini beyan ettiği erkek eşin ise kadının ayaklarında bulunan kusurla ilgili kendisiyle dalga geçtiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 200,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına tarafların evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddîve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın cevap dilekçesinde altın alacağı ve katkı payı alacağına yönelik taleplerde bulunmuş ise de usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından bu talepler hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07. 2019 tarih ve 2017/2633 Esas, 2019/1237 Karar sayılı kararı ile,hüküm ve gerekçenin çelişkili olduğu, kadın yönünden ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadan, velayete yönelik uzman raporu alınmadan çocuklar dinlenmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile, başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkek eşe, soğuk davrandığı, erkeği istemediğini, sevmediğini beyan ettiği erkek eşin ise kadının ayaklarında bulunan kusurla ilgili kendisiyle dalga geçtiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, çocukların anne yanında yaşıyor olması, yaşı ve uzmanlık raporları nedeniyle çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocukların giderlerine katılma yükümlülüğünün bulunması, tarafların gelirlerinin eşit olduğundan yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, eşit kusurlu olduklarından maddîve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle;4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 200,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350.00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine tarafların evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddîve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın cevap dilekçesinde altın alacağı ve katkı payı alacağına yönelik taleplerde bulunmuş ise de usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından bu talepler hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakalarının miktarı ve karar verilmesine yer olmadığı kararı verilen ziynet ve katkı payı alacağı taleplerine yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumları itibariyle yasal koşulları gerçekleşmeyen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları itibariyle yasal koşulları gerçekleşmeyen davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde, ortak çocukların yaşı ve fiili durum gözetildiğinde velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına karar verilmesinde ve özellikle usulü kazanılmış hak olgusu da gözetildiğinde

nafakaların miktarında, davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü boşanmanın fer'i niteliğinde bulunmayan ziynet eşyası alacağı ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik talepler hakkında usulüne uygun şekilde açılmış bir davası bulunmadığından, bu yönden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili katılma talepli temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tam kusurlu olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin hukuka uygun olup olmadığı, kadın için yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velayetinin hangi tarafa verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 3 üncü, 4 üncü, 6 ncı maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.