Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4271 E. 2023/4271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak hükmedilen manevi tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, erkeğin kadına şiddet uygulaması ve güven sarsıcı davranışlarda bulunması ağır kusur olarak değerlendirilmiş, kadının hakaret içerikli sözleri ise az kusur olarak kabul edilmiş ve bu kusur oranlarına göre hükmedilen manevi tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/160 E., 2023/339 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kusur tespiti, asıl davanın reddi ve manevi tazminat yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğini devam ettirme imkanı olmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL. manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekil karşı dava dilekçesinde özetle;. asıl davanın reddi ile 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî ve 275.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2021 tarih 2018/469 Esas, 2021/410 Karar sayılı kararı ile taraflarca sunulan ses kayıtlarının tarafların birbirlerinin önceden haberi ve rızası olmaksızın alınan ses kayıtları olması nedeni ile hukuka yakırı delil olduğu, yine kadın tarafından dosyaya sunulan erkeğin başka bir kadın ile mesajlaşmalarını içerir kayıtların erkek eşin rızası ve bilgisi dışında elde edilmesi nedeni ile hukuka aykırı delil olduğu, bu delillerin hükme esas alınamayacağı, kadının fiziksel şiddete yönelik sunduğu genel adli muayene raporu ve fotoğrafların fiziksel şiddeti tek başına ispatlayamadığı, kadının "gelin pislik oğlunuzu bu evden götüreceksiniz" şeklinde erkeğin gıyabında ve erkeğin duyabileceğini ön görerek hakaret içerikli sözler sarf ettiği bununla birlikte dosyaya sunulan mesaj kayıtları ile kadın eş tarafından erkek eşe yönelik olarak "ezik, ne biçim insansın, bıktım, cahil" şeklinde aşağılayıcı sözler sarf ettiği, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 8.000,00 TL maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2021 tarihli kararına kararına karşı; ... kadın vekili; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur, hükmedilen tazminatlar, tedbir nafakası hakkında karar verilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2022 tarih ve 2021/1498 Esas, 2022/679 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, erkeğin de kadına hafif nitelikte şiddet uygulamakla kusurunun bulunduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusura, asıl davanın reddine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, kusur dereceleri ve kadının boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği dikkate alındığında kadının tedbir, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin reddine, kadının maddi tazminat talebinin boşanmanın fer'i nitelikte olmayıp ayrı harca tabi bağımsız bir talep olması nedeni ile buna ilişkin usuli eksikliklerin tamamlanması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat etmesi nedeni tazminat talebinin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili tarafından kusur, reddedilen tedbir nafakası ve manevi tazminat talebi yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemiz 19.10.2022 tarihli ilamı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı ve aynı iş yerinde başka bir bayanla ilişkisinin bulunduğu yönünde dedikodu yapılmasına sebebiyet verdiği, dedikodular sebebi ile işten ayrıldıkları, akabinde başka iş yerinde birlikte çalışmaya devam ettikleri, erkeğin bu suretle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumda eşine şiddet uygulayan ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin, kayınpederine “gelin pislik oğlunuzu götürün” demek ve mesajlarında “ezik, ne biçim insansın, bıktım, cahil” yazmak suretiyle hakaret eden kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olduklarına ilişkin tespitin doğru olmadığı, az kusurlu kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının, kayınpederine “gelin pislik oğlunuzu götürün” demek ve mesajlarında “ezik, ne biçim insansın, bıktım, cahil” yazmak suretiyle hakaret ettiği, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına 75.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusuru bulunmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, kişilik hakları saldırıya uğrayanın erkek olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uyan Mahkemece bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı, kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri..

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.