"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/327 E., 2023/517 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/315 E., 2020/572 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut açmadığını, ailesi tarafından da kadına köle ve annenin bakıcısı gibi davranıldığını, kadına kişisel ihtiyaçları için para verilmediğini, hastalandığında ilgilenilmediğini, eş ve aile fertleri tarafından aşağılandığını, hakaret ve küfürlere maruz bırakıldığını, son tartışmada eşi tarafından darp edildiğini, eş ve görümce tarafından evden kovulduğunu, erkek tarafın düğünde taktığı takıların görümce tarafından alındığını, odaya kilitlendiğini, gelen ortak bir tanıdık tarafından kurtarılıp ailesinin yanına İzmir'e gönderildiğini, bir ay sonra da çeyiz eşyalarının gönderildiğini ileri sürerek, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, ayrıca kadına düğünde takılıp erkek ve ailesi tarafından alınan ziynet ve 5.600,00 TL para karşılığı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının evlenirken aralarındaki 11 yaş farkını eşinden sakladığını, evliliğin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediğini, kanser hastası olan ve özel bakıma ihtiyacı bulunan erkeğin annesinin bakımına, söz vermesine rağmen yardımcı olmadığını, bütün ziynetlerini evlilikten kısa süre sonra ailesini ziyarete giderken yanında götürdüğünü ve geri getirmediğini, kendini duvarlara, elini de cama vurup kendisine zarar verdiğini, kadın ve yakınları tarafından erkeğe hakaret ve aşağılayıcı sözler söylendiğini, her yaşananı ablası ...'ye anlatıp onun evi yönetmesine neden olduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların, düğünden sonra erkeğin annesinin yaşadığı evde ikamet etmeye başladıkları, ortak ikamet açmak için hazırlık yaptıkları, erkeğin ailesine ait inşaatı devam eden evde ikamet edecekleri, inşaatın tamamlanmasının zaman aldığı, bu süreçte kadının ayrı ikamet için ısrarcı olduğu, en son bu olay nedeni ile erkeğin annesi ve kadın arasında tartışma ve hakaretlere varan kavga yaşandığı, erkeğin tartışmaya müdahale ettiği, yaşanan arbedede tarafların karşılıklı şiddet uyguladıkları, kadının ev eşyalarına zarar verdiği, devamında konuttan ayrılarak ailesinin yanına İzmir'e döndüğü, yaşanan süreçte tarafların özellikle kadının kişisel isteklerini talepte bencil olduğu, erkeğin durumuna anlayış göstermediği, erkeğin ise annesinin kanser rahatsızlığından dolayı ortak ikametin tesisi için ağır hareket ettiği, kadını köken ailesi ile birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, bu hali ile tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, ispat edilemeyen ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, reddedilen tazminatlar, nafakaların miktarı, reddedilen ziynet alacağı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından kendisine yönelik fiziksel şiddet vakıasına dayanılmamış olmasına rağmen mahkemece kadına "karşılıklı fiziksel şiddet" kusurunun yüklenmiş olması doğru olmadığı gibi aile konutunun bağımsızlığının sağlanmasının evlilik birliğinin gereklerinden olmasına karşılık kadının "kişisel isteklerinde bencil olduğu", "eşinin durumuna anlayış göstermediği" şeklinde soyut değerlendirmelerle kadına kusur yüklenmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, öte yandan kadının, evden ayrılma öncesi erkeğin annesi ile tartıştığı, bunun üzerine erkek tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldığı, erkeğin kız kardeşi tarafından odasına götürüldüğü ve odada kadının camı kırdığı, daha sonra da ortak tanıdıkları olan ... isimli kadın ile birlikte evden ayrıldığı, yine, erkeğin tanığı olan kız kardeşi ...'ın da düğünde takılan paralarla düğün salonu borcunun ödendiğini bildirdiği gerekçesiyle kadının ailesi tarafından takılanlar dışındaki takıları yanına alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığının kabulü ile gram ve ayarları belirtilen kolye, künye, 23 çeyrek altın, kol saati, 5 adet Adana burma bilezik, 1 adet beştaş yüzük, 1 adet alyans, ve 1 adet küpe ve 5.500,00 TL nakit paranın aynen iadesine mümkün değilse bedeli olan 47.835,00 TL'nin iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile kabul edilen ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadına tazminat takdirinin gerekip gerekmediği, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.