Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4526 E. 2024/2973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet eşyaları ve ev eşyalarının iadesine ilişkin açılan davada, davalının husumetinin bulunup bulunmadığı ve davacı tarafından talep edilmeyen ödeme tarihindeki bedele hükmedilmesinin mümkün olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, evlilik birliği içerisinde geçici olarak ailesine teslim edilen ve mülkiyeti davacıya ait ziynet eşyalarını davacıya iade etmekle yükümlü olduğu, davada husumetinin bulunduğu ve davacı tarafından talep edilmeyen ödeme tarihindeki bedele hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/250 E., 2023/563 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ziynet ve eşya alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesi dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken çeyiz senedi yaptıklarını, 30.08.2015 tarihli çeyiz senedinde takılan takıların ve alınması taahhüt edilen çeyiz eşyalarının ayrıntılı şekilde yazıldığını, bu belgede tarafların babaları ve köy muhtarının imzasının bulunduğunu, tarafların bu belgeyi düzenlendikten sonra Şanlıurfa'da düğün yaptıklarını, bu düğünde 30 adet çeyrek altın takıldığını, çeşitli başka ziynetlerin de takıldığını, mehir senedi ile alınması taahhüt edilen eşyaların alınmadığını, Şanlıurfa'da yapılan düğünde davalının ailesinin kadının üzerine ziynet takılmasına izin vermediğini ve el altından bir torbada topladıklarını, tarafların düğünden Burdur'dan ev aramaya gidecekleri için ziynetlerin davalının ailesinde kaldığını, sonrasında bu ziynetlerin verilmediğini, tarafların 2020 yılında aile ziyareti için Kayseri'ye geldiklerini ve ertesi gün davalının Şanlıurfa'ya döndüğünü, davalının mesaj ile boşanmak istediğini söylediğini, davalının boşanmayı planlayarak kadın ve çocuğu Kayseri'ye ailesinin yanına bıraktığını, kadının yalnızca birkaç günlük kıyafet aldığını, ziynetlerin davalının ailesinin uhdesinde kaldığını iddia ederek dilekçesinde belirttiği ziynet ve eşyaların aynen mümkün olmaz ise şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin 23.12.2021 tarih ve 2020/998 Esas, 2021/994 Karar sayılı kararı ile ziynet eşyalarının davalının ailesi tarafından alındığını iddia ettiği, davalı tarafından rızası dışında bu ziynetlerin alındığına ve geri verilmediğine ilişkin bir iddiasının bulunmadığı, dinlenen tanıkların da ziynetlerin davalı tarafından alındığına yönelik beyanları bulunmadığı gibi, tanıklarca davalının ziynetlerin kendi ailesi tarafından alınması sebebiyle ailesi ile arasında sorunlar yaşandığına ilişkin görgüye dayalı bilgilerini aktardıkları, dolayısıyla ziynetlerin davalı tarafından alınmadığının sabit olduğu, bu durumda davalının ziynetlere ilişkin iade veya bedel ödeme yükümlülüğü bulunamayacağı davacının, erkeğin mehir senedinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini ve davalıya karşı senetten doğan alacağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, sunulan mehir senedinde davacı ve davalının imzalarının bulunmadığı, davalının söz konusu senedi kabul etmediği, bu nedenlerle davalının bu senede dayalı bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilemeyeceği, tanık beyanlarının da aksi yönde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; hükmün tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2022 tarih, 2022/351 Esas, 2022/369 Karar sayılı kararı ile Kayseri 3. Aile Mahkemesi'nin 2020/998 Esas, 2021/994 Karar sayılı ilamının tamamının kaldırılmasına, davacı tarafça açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kararın gerekçesinin düzeltilerek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili hükmün tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Daire’nin 07.12.2022 tarihli kararı ile davacı kadın, davalı erkeğin, evlilik akdinin yapılması karşılılığında, mülkiyeti kadına ait olmak üzere bir kısım çeyiz eşyası alınacağını taahhüt ettiğini, bu hususun ispatı kapsamında tarafların babası ve köy muhtarı tarafından çeyiz senedi başlıklı belgenin düzenlendiğini iddia ettiği, buna göre çeyiz eşyası talebine konu taşınır malların kadına davalı tarafından bağışlanacağı iddia edildiği, davacı tarafça sunulan çeyiz senedi isimli belgenin de iddianın ispatı kapsamında delil niteliğinde ibraz edildiğinin anlaşılmasına göre, davacı tarafın çeyiz eşyasının teslimine ilişkin talebinde husumetin davalı erkeğe yöneltilmesi yerinde ve zorunlu olduğu, davacı kadın dava dilekçesi ile çeyiz senedinde yazılı ziynetler ile düğün töreninde kendisine takılan bir kısım ziynetlerin iadesini talep edildiği, bu ziynetlere ilişkin çeyiz senedi ile düğün törenine ilişkin kamera kayıtlarına delil olarak dayanıldığı, ziynet eşyalarının düğün töreni sırasında bir torbaya konulduğu, düğünden sonra kiralık ev bakmaya başka bir şehre gitmeleri nedeni ile davalının ailesine bu ziynetlerin geçici olarak teslim edildiği, akabinde davalının evlilik birliği içerisinde kendisine ziynetleri teslim etmediği ve planlı olarak ziynet eşyalarını almadan davalı eşi tarafından baba evine bırakılıp sonrasında fiili ayrılığın başladığı iddia edildiğine ve davalı tarafça bu ziynetlerin rızası hilafına anne ve babasına teslim edildiği ve halen rızası hilafına anne ve babası tarafından davacı kadına iade edilmediğine ilişkin bir savunma da bulunmadığına göre, tarafların evlilik akdi ile birlikte yaşadığı 5 yıllık süre zarfında mülkiyet hakkı davacı kadında olan ziynetleri, geçici olarak teslim edilen kendi anne ve babasından alıp davacı kadına iade etmeyen davalı erkeğin, münhasıran düğün töreninden sonra ziynetlerin geçici süreliğine davalının anne ve babasına teslim edildiği gerekçesi ile davada husumeti bulunmadığı şeklindeki kabul, usul ve yasaya aykırı olup, davacı kadının taleplerinin esasına yönelik istinaf istemlerinin incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu pasif husumet bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddi doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ziynet eşyalarının düğün töreni sırasında bir torbaya konulduğu, düğünden sonra kiralık ev bakmaya başka bir şehre gitmeleri nedeni ile davalının ailesine bu ziynetlerin geçici olarak teslim edildiği, akabinde davalının evlilik birliği içerisinde kendisine ziynetleri teslim etmediği ve planlı olarak ziynet eşyalarını almadan davalı eşi tarafından baba evine bırakılıp sonrasında fiili ayrılığın başladığı iddia edildiğine ve davalı tarafça bu ziynetlerin rızası hilafına anne ve babasına teslim edildiği ve halen rızası hilafına anne ve babası tarafından davacı kadına iade edilmediğine ilişkin bir savunma da bulunmadığına göre, tarafların evlilik akdi ile birlikte yaşadığı 5 yıllık süre zarfında mülkiyet hakkı davacı kadında olan ziynetleri, geçici olarak teslim edilen kendi anne ve babasından alıp davacı kadına iade etmeyen davalı erkeğin davaya konu ziynetleri ve evde bulunan çeyiz eşyalarını iade ile yükümlü olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı tarafından açılan davanın kabulüne, 10 adet 22 ayar 30'ar gr bilezik (136.800 TL), 1 adet ortalama 250 gr 22 ayar Urfa akıtması(125.250 TL), 20 adet Cumhuriyet altını (62.400 TL), 1 adet 22 ayar 60 gr frenk bağı (30.600 TL), 1 adet 22 ayar 70 gr set (35.070 TL), 30 adet çeyrek altın (23.400 TL), 1 adet yatak odası takımı (3.500 TL), 1 adet yemek odası takımı (3.000 TL), 1 adet misafir odası takımı (3.000 TL) ve 1 adet oturma odası takımı (3.500 TL)'nin aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin toplamı olan 415.980 TL'den 10.000 TL'sinin dava tarihi olan 01.10.2020 tarihinden, kalan miktarın ise ıslah tarihi olan 07.10.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı yararına nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; taleplerinin aynen iade, olmadığı takdirde bedel olarak belirtildiği, aynen iadesi talep edilen eşyaların misli eşya olduğu ve güncel değerine hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının dava tarihindeki bedele hükmedilmesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının ziynetler ile borçlarını ödediğini, kendisinde kalmadığını, tanık beyanları arasında çelişki olduğunu ileri sürerek; kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ziynet ve bir kısım ev eşyasının iadesi talepli açılan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile dava dilekçesinde talep edilmeyen ödeme tarihindeki bedele hükmedilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci ve 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.