Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4581 E. 2024/1359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizliğe sebep olan kusurun kimde olduğu ve kadına hükmedilen tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin sürekli çalışmama, maddi yükümlülüklerini yerine getirmeme, eşine hakaret etme gibi eylemlerinin boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlar olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacı kadın yararına hükmettiği maddi ve manevi tazminat miktarının uygun olduğuna karar verilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3003 E., 2023/754 K.

DAVA TARİHİ : 28.10.2019

KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/855 E., 2021/444 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin düzenli çalışmadığını, bu nedenle maddi sıkıntılar yaşadıklarını, davalının şiddet uyguladığını, davalının kendisini bir kadınla aldattığını itiraf ettiğini, evin giderleri ile ilgilenmediğini, ev kredisi çektiğini, ihtiyaç için çektiği krediden davalının kendisine araba aldığını, halen kredi borcu ödemeye devam ettiğini, davalının çocukları ile ilgilenmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalı ile evlilik birliğini devam ettiremeyeceklerini iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesini, iki kız çocuğu için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamını, kendisi için 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini nafakanını kararın kesinleşmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamını, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalıya 25.11.2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği görülmüş, davalı 10.12.2019 tarihinde sunduğu beyan dilekçesinde davanın reddine talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya yönelik aşağılayıcı sözler sarf ettiği ve hakaret ettiğinin tanık beyanları ile ispatlandığı ve davalının sözsel şiddet uygulamak suretiyle kusurlu olduğu; davalının evin geçimine katkı sağlamadığı ve çalışmadığına yönelik iddiaların mevcut sosyal güvenlik kurumu kayıtları ve tanık beyanları doğrultusunda asılsız olduğu, davalının sezonluk olarak çalıştığı ve romatizma rahatsızlığı nedeniyle iş değiştirdiğinin tanık beyanları ile sabit olduğu, bu kapsamda davalının davacıya ekonomik şiddet uyguladığına dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, yalnızca davacının evin geçimini sağladığı, davalının çocuklarına harçlık vermediği ve davalının davacıdan para aldığına yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olması karşısında davalının evlilik birliğinden doğan maddî yükümlülüklerini ihmal/ihlal ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, davalının güven sarsıcı davranışta bulunduğuna dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğu, davacının tanık Akgül'e "ben artık sırtımdaki kaburu taşıyamıyorum" dediği, davalının çalışmadığı dönemlerde yalnızca kendisinin evin geçimine katkıda bulunmasını davalının ekonomik şiddeti olarak çevresine yansıtması suretiyle davacının kusurlu olduğu, bu durumda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, davacının sürekli ve düzenli geliri bulunduğundan ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, 8.000,00 TL maddî tazminat ile 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; kusur tespiti, çocuk lehine belirlenen nafakalar ile kadın lehine belirlenen tazminatların miktarı ve kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili; kusur tespiti ve kadın lehine belirlenen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı erkek yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından sonradan sunduğu dilekçede belirtilen vakıalara yönelik bildirdiği deliller doğrultusunda kadına kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, toplanan delillere göre, davalı erkeğin herhangi bir engeli bulunmamasına rağmen süreklilik arzeder şekilde çalışmadığı, SGK kayıtlarına göre 16.09.2013 tarihinden 07.08.2018 tarihine kadar çalışmasının görülmediği, evlilikteki maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmediği, eşine yönelik aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler sarf ettiği, erkeğin eşine yönelik fiziksel şiddet eylemi eski tarihli olup, sonrasında evlilik birliği sürdürüldüğünden bu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenebilmesinin mümkün olmadığı toplanan delillerle erkeğin sadakatsizliği ve eşine yönelik aşırı kıskanç davranışlarının ispat edilemediği, evlilik birliğinin davalının sabit görülen eylemleri neticesinden temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tamamen kusurlu olduğu sebepleri ile karar gerekçesinin düzeltildiği, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına belirlenen nafakaların yeterli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu oluşu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları gereği düzenli ve sürekli geliri bulunan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu ,tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat gereği davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kararın kusura ilişkin gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı kadın lehine 30.000,00 TL maddî tazminata, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacının sair davalının ise tüm itirazlarına konu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, 1997 yılında teşhis edilen iltihaplı romatizma hastalığına rağmen çalıştığı, kusur tespitinin hatalı olduğu, davacının iddialarını ispat edemediği, tanık beyanlarının doğrudan bilgi ve görgüye dayalı olmadığı, istinaf mahkemesinin buna rağmen kusur eklemesi ve tazminata hükmetmesinin çelişkili olduğu, maddî ve manevî tazminat miktarlarının fazla olduğu, ekonomik durumunun göz önüne alınarak düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.